31. BÖLÜM

22.2K 1.3K 433
                                    

Havaalanına kardeşinin peşinden sürüklenen Anıl, bıkkınlıkla bir kez daha söylendi

"Ulan ben sizin şoförünüz müyüm? Senin ehliyetin yok mu? Gelen arkadaşının ehliyeti yok mu ben niye size şoförlük yapıyorum?"

Gözlerini bilmem kaçıncı kez daha devirdi Yeşim

"Aaaahhh! Yeter abi ya, amma söylendin ha! Arkadaşın diyip durma adı Sıla kırk kez mi diyeceğim? Ayrıca beraber yemeğe gideceğiz, orda Sılaya anlatacaklarımı sende duy diye geliyorsun. Hem ne var yani kırk yılın başı bir şey istemişim adama bak arkadaş demedik laf bırakmadı, hem söyle-"

Anıl sabrının son demini de kardeşi yüzünden harcamak istemiyordu, çenesi düşen kızın ağzını sağ eli ile kapatıp üç saniye bekledi. Elini çekmeden önce biraz bıkkın biraz sinirli sesle tısladı

"Sus Yeşim sus!"

Yeşim yüzünde ki zafer gülümsemesi ile başını cama çevirdi. Bir kadının en güçlü silahı, çenesiydi be!

...

Havaalanında bavulun gelmesini bir saati aşkın bekleyince Anılın sabrı iyice zorlandı. Birde sanki yıllar sonra kavuşmuş ana kız gibi sarılmaları yok mu? Delirtir insanı.

"Kızlar, hadi artık!"

Yeşim abisine ters bakış atarken, Sıla kim bu odun diye geçiriyordu aklından. O sormadan Yeşim söylemişti;

"Abim, Anıl."

Şu ayıp olmasın diye memnun oldum demelerden birini sunmuştu Anıla, lakin cevap bile alamamıştı karşılığında.

Geldikleri lokanta da siparişlerini söyleyip konuşmaya başlamışlardı bile. Hal hatır sorma evresinden sonra laf Denize gelmişti . Anılın da bildiği kısma kadar Sılaya hızlıca anlatmıştı Yesim. Sıla kimi yerde gözleri dolmuş ama ağlamamış kimi yerde sinirden güzel ağzına yakışmayan küfürler savurmuştu.

"Şimdi anlatacaklarımı abim de bilmiyor, gerçi ben de öğreneli iki gün oldu da neyse"

Yesimin yine çenesi düşmek üzereydi ki hem Anıldan hem Sıladan hadi artık uyarısını alınca hızla anlatmaya başladı

"Ali, Baranı alınca Deniz kapısında yattı günlerce, getiremedik eve. En son Ali yine yapmış yapacağını nikâh kıymış, eve almış. Ama sanki nikahlı karısı değil de kölesi gibi. Karanlık korkusuna rağmen bodrum katta bir odaya kapatmış. Zo-zorla beraber olmuş. Denız hamile kalmış ancak bebeği sinir krizi geçirerek düşürmüş. De-deniz delirmiş gibiydi. Hastaneden çıkınca yanına gitmeme izin verdi Ali. Hiç iyi değildi, benden sadece seni istedi Sıla, başka kimse değil sadece Sıla dedi."

Yeşim üstünkörü anlatırken bile ağlamıştı. Anıl, Aliye okkalı küfür ederken Sıla duyduklarını yeni hazmetmiş gibi birden celallendi

"Zorla birlikte mi olmuş?!!"

Sesinin yüksek çıktığını kendilerine bakan bir kaç yabancıdan anlamıştı. Ama umursamamıştı. Yesimin başı ile onayladığını görünce küfür mırıldanıp ayağa kalktı

"Beni hemen Denize götürün. Hemen!"

Yol boyunca durup durup küfreden kıza anlam veremedi Anıl. En sonunda sesini yükseltti

"Yeter artık, sinirlisin doğru ama kendine gel, psikologsun sen küfretme makinası değil"

Ateş saçan gözlerini Anıla dikti bu kez.

"Siz Ertaş erkekleri, hepiniz iğrençsiniz"

Anıla bir şey deme fırsatı vermeden kafasını çevirdi. Alinin yaptığı pislikleri, ve babaları olacak olan Yusuf Ertaşın yıllar öncesi kendisine yaptığı ahlaksız teklifi hala unutmamıştı. Ve şimdi de Anıl Ertaşı tanıyordu. Içinden geçirdi, kim bilir bu nasıl bir igrençlik yapacak!!

Deniz Yanıyor!Where stories live. Discover now