Bölüm 25

22.6K 1.5K 401
                                    


15 Mart 2013, İstanbul

Kerem, Yeşilköy'den taksiyle dedesinin Tarabya tarafındaki köşküne giderken yorgun, uykusuz ve gergindi. İnmesi, binmesi, rötarı derken onbeş saati geçen yolculuk kazasız belasız tamamlanmış olsa da neyle karşılaşacağını bilmemek hissi genç adamı boğuyordu.

Evet, Kerem yıllar sonra nihayet kesin dönüş yapma hazırlığındaydı. Hong Kong'daki şirketi ortaklara devredip burada kuracağı üretim bandının tüm hazırlıklarını yapmış, Saadettin dayısının desteği ve ortaklığıyla kendi akıllı ev sistemlerini üretip önce holdingin inşaatlarına, sonra pazarını genişletip başka sitelere uygulamak için planlarını devreye sokmuştu. Bir yıldır yapılan hazırlık sürecinde, satın alınan arsaya inşa edilen fabrika binasının projesini bizzat Işık çizmiş, şirketin yönetim kademesi oluşturulurken yine Saadettin ve Işık her şeyi ayarlamıştı. Kerem şirket ile ilgili neredeyse her konuda hazıra konuyordu ama esas mesele şirket kurmak değil bu durumu rahmetli babasının babası Fazıl Bey'e açıklamaktı.

Fazıl Bey, zamanında babasından kalan tarlaları satıp aldığı bir tane kamyonla başladığı nakliye işini büyütmüş, büyütmüş ve kocaman bir lojistik firması haline getirmişti. Karada, denizde ve havada dünyanın her köşesine taşımacılık yapan şirket yıllardır Kerem'in teşrifini bekliyordu.

Hoş Fazıl Bey'in durumu Saadettin gibi değildi elbette, sağ olan iki oğlu ve diğer üç erkek bir kız torunu işleri el birliğiyle yürütüyorlardı ama yaşlı adam Kerem'i mutlaka işin içinde, hatta mümkünse en başında görmek istiyordu. Bu yüzden her fırsatta genç adamı arayıp Türkiye'ye dönmesi için baskı yapıyor, arada küsüyor, arada kızıyor, bazen de tamamen çileden çıkarıyordu.

Kerem, evlat kaybıyla acılı, kendi uzak duruşu yüzünden de fazlasıyla üzgün olduğunu bildiği yaşlı adamı incitmek istemiyordu aslında ama amca çocuklarıyla yıldızı hiçbir zaman barışmamıştı. Kerem'in ailesi olmayışı herkesin gözünde bir acı, bir eksiklik iken kuzenleri için sadece, Fazıl Bey öldüğünde genç adamın iki amcasıyla eşit yani üçte bir hisseye tek başına sahip olacağı anlamına geliyordu. İlk başlarda bu yengelerinin fikriyken sonradan gençler de sahiplenmişti. Kerem durumu dedesine yansıtmamaya çalışıyordu çünkü bilse adamın yüreğine inerdi.

İşte hakkında böyle, üç kuruşluk hesaplar için saçma sapan fikirler üreten insanlarla yüzleşmek istemeyen genç adam, Tan'ın ortadan kaybolmasından sonra, Saadettin'in ve şimdiden selefi ilan ettiği Işık'ın da yakın tavırlarının verdiği olumlu hislerle o tarafa yaklaşmakta sakınca görmüyordu artık. Böylece halihazırda ortağı olduğu SHS Holding bünyesinde, Hong Kong'da teknolojisine iyice hakim olduğu akıllı ev sistemleri üzerine şirketini kurmaya karar verdi. Zaten ana çalışma alanı inşaat sektörü olan holding için müthiş bir atılım olduğu da inkar edilemezdi.

Gelişi  dedesine sürpriz olmuştu. Adamın her sabah ezanla kalkıp tekrar yatmama alışkanlığı sayesinde, saat altıya doğru ulaştığı köşkte kimseyle karşılaşmadan Fazıl Bey'in elini öpüp, hatırını sorduktan sonra odasına çekilebilmişti. Acilen ayrı bir eve çıkması gerekiyordu, tabii dayısı dayalı döşeli rezidanslar yapıp satan biri için bu hiç zor değildi. Zor  olan, torununu dizinin dibinde isteyen dedesine, annesinin kuzeniyle ortak çalışmayı neden tercih ettiğini açıklamaktı. Eh, artık mecburen bir yolunu bulacaktı.

Birkaç saat istirahat eden genç adam, öğlene doğru köşkten çıkıp SHS Holding'in Ayazağa'daki yönetim binasına geçti. Beş katlı bina, etrafındaki açık ve kapalı rekreasyon alanlarıyla beraber geniş bir yüzölçümünü kaplıyordu. Cephesi cam ve metal konstrüksiyon, iç mekanları ise aydınlık, ferah, beyaz ağırlıklı olan bina hem çalışanların hem ziyaretçilerin içini açıyordu doğrusu. Açık ve kapalı ofislerde, işlerini pozitif enerjiyle yapması beklenen holding çalışanlarının her türlü konforu düşünülüyor, ortak alanlardaki kahve, içecek ve atıştırmalık ikramlarına kadar her şeyin en sağlıklı ve kaliteli olanı tercih ediliyordu. Kerem vardığında dayısı ve Işık yemek salonuna gitmek üzere odalarından çıkmışlardı. Genç adam üç yıldır gelemediği için sadece telefon ve görüntülü görüşme aracılığıyla haberleştiği akrabalarına içtenlikle gülümsedi.

IŞIKTANWhere stories live. Discover now