Bölüm 38

22.9K 1.6K 237
                                    

Foto: Tan'a katlanabilmek için meditasyona başlayan Güneş (temsili)

2 Haziran 2017, Bebek El Mexicano Club, Salsa gecesi..

- Kızım adam geberiyor aşkından, yerlerde sürünüyor, üstüne basıp geçiyorsun. Güzelim çiçekleri neden çöpe attın, yazık değil mi yaa?

Sevil'in doğumdan sonra ilk kez gece dışarı çıkışıydı. Alican'a bakma vazifesini kayınvalidesi üstlenmişti ve bu özel zamanları eğlenmek yerine, akşam yemeğe gelirken Işık'a çiçek alma gafletine düşen Tan'a yaptığı muamele yüzünden arkadaşını azarlamakla ziyan ediyordu.

- Atarım.. Almasın çiçek miçek.. Yüz verince şımarıyor hemen. Panel işine sevindim diye hemen havalara girdi. Her fırsatta sırnaşıyor, sarılıyor, dokunuyor, iyice rahat davranmaya başladı. Haddini bilsin biraz.

- Ablam haklı demek istiyorum ama diyemiyorum çünkü az bile yapıyor. O çiçeği çöpe değil Tan'ın kafasına atması lazımdı bence..

Güneş'in sözlerini abartılı bir şekilde başını sallayarak onayladı Metin.

- Bence de bebişim, hatta çiçeği çöpe, çöp kovasını Tan'ın kafasına atsa daha yaratıcı bir çalışma olurdu.

- Metoş niye benimle dalga geçiyorsun yaa? Uğraşmasın ablamla, hadsiz, yüzsüz..

- Kızım uğraşmasın da şiddet eğilimi yönünden Tan'dan aşağı kalmıyorsun maşallah..

- Ay lütfen yaa, sen söyleme bari.. Ben kimsenin burnunu kırmadım bir kere, hem de her gün kickbox çalıştığım halde.. Laftan anlamıyor o uyuz, tekdir ile uslanmayanın da hakkı kötektir.

Işık her zamanki gibi Metin'i destekledi.

- Güneşciğim, Tan'a hepimiz kızıyoruz ama sen biraz ağır ol artık. Koca kız oldun, bak Bahar da nişanlandı, sıra sana geldi.

- Ya bu da başka bir manyak.. Kızım ne sırası yaa.. Evlenmem ben kimseyle.. İstemiyorum yaa..

- Aman tamam bir şey demedim..

- Bak beni germe, bak giderim eniştemin yanına, ablam sana aşık da söyleyemiyor derim, uğraşırsın ondan sonra.

Işık başını çevirip endişeyle, barın orada Orhan ile sohbet eden Tan'a baktı sonra tekrar Güneş'e döndü.

- Bana bak, senin saçını başını yolarım..

- Ha ha ha.. Alın size şiddet eğilimi. Hepinizin içinde var canım.. Beni Tan ile aynı kefeye koyacaksanız ben hepinizi o kefede boğarım yeri geldiğinde. Hadi siz gidin dans edin. Bunalttınız beni.

Metin, dilini şaklatarak kalkıp elini Işık'a uzattı. Genç kadın zerafetle yerinden kalkıp piste doğru yürürken Tan'ın radarına çoktan girmişti bile. Her zamanki gibi Metin için pistte geniş bir boşluk açan konuklar dansı bırakıp ikisini izlerken, Tan'ın, kırmızı elbisesinin etekleri her dönüşte uçuşup bacaklarına dolanan karısını gördükçe aklı gidiyordu.

Bugün güzel başlamıştı, Işık son zamanlarda çok keyifliydi ve Tan sanki biraz zorlasa kızın aklını çelebilecekmiş gibi umutlara kapılıyordu. Birazcık dokunsa, elini omzuna atsa, Işık yine kaçıyordu ama eskisi kadar ters bakmıyordu sanki. Bu sabah da kızın yeşil elbisesini hayranlıkla övmüş ve küçük bir gülümseme kapmıştı. Neşesi gün boyu sürmüştü Tan'ın, ta ki o gazla Işık'a aldığı çiçek çöpü boylayana kadar.

Oysa ki birlikte Antalya'ya gitmeyi teklif edecekti kıza. Ozan'la küçük bir tatil yapsalar fena mı olurdu?.. Ama Işık çiçekleri görünce birden sinirlenmişti. Şimdi Tan kıza yaklaşmıyordu. Halbuki onun canı da dans etmek istiyordu.

IŞIKTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin