Bölüm 37

23.5K 1.6K 463
                                    

Şarkıyı hatırlayıp kullanmama vesile olan canım okurcanım @haticeepiraye arkadaşıma teşekkürlerimle.. Odalarda Işıksızız.. RIP❤️❤️❤️

22 Mayıs 2017, SHS Holding Yönetim Binası

- Alo, efendim canım..

- Işık, işin var mı?

- Yok Filizciğim, birkaç iş vardı da hallettim hepsini, çıkıp alışveriş yapacağım biraz, mevsimlik bir şeyler almam lazım.

- Canım alışverişi sonra yaparsın, haydi Sevil'e gidelim, sıkılmış evde kızcağız..

- E tamam madem.. Akşam Ozan'la çıkarız alışverişe ama Tan peşimize takılacak diye korkuyorum. Bütün haftasonu vıcık vıcık dibimdeydi yine.

- Ama Ozan çok eğlenmiş canım, vapuru, oteli, pikniği, at arabalarını anlattı durdu dün akşam..

- Ada güzeldi de günübirlik gitsek yeterdi yani, gece de kalmaya hiç lüzum yoktu bence. Ozan Bey memnun halinden tabii. Babasının oğlu ne olacak.. Gitmiş psikoloğuna ben yalıya taşınmazsam aklımı derslerime veremem demiş.

- A.. Aaaaa.. Ya inadına derste de nazlanırsa..

- Yok, Nermin Hanım'la konuştum, okulda müthişmiş, hem derslerde çok iyiymiş hem de çok sosyalleşmiş. Drama öğretmeni de yıl sonu gösterisinde başrolü vermiş Ozan'a. Takipteyim yani. En ufacık bir sorun olsun o Taner efendinin burnundan fitil fitil getiririm.

- Akşam için Kerem'e söyleyeyim madem, Tan'ı spor salonuna falan götürsün.

- Ay ne iyi olur canım. Neyse ben çıkıyorum birazdan, Sevil'in evde buluşalım.

- Tamam canım, ben de Kerem'i arayayım, çıkarım hemen. Sen geçerken tatlı bir şeyler al, olur mu?

- Ay, hamileler, lohusalar, anca yiyin zaten..

....

Işık telefonu masaya bırakıp gerinerek koltuğundan kalktı. Pazartesi olmasına rağmen keyfi gayet yerindeydi, nasıl olmasındı ki.. Hayat Işık'a güzeldi ne de olsa..

Tan, tam da söz verdiği gibi şirkette işleri ele almış, GCE'deki tecrübelerini holdingin işlerine uyarlayarak bir ay gibi kısa bir sürede yeni çalışma sistemleri ve iş akışları oluşturmuş, sistemler oturdukça idari işler daha düzenli ve denetimi kolay şekilde yürümeye başlamıştı. Işık dahil herkes değişimi hissediyor, yeni patronun çalışırken güven uyandıran rahat ve kendinden emin tavırları, liderlik vasıfları ve yönetim becerisi takdir görüyordu. Fabrikalarda da yeni çözümler geliştirmek için müdürlerle sürekli toplantılar düzenleyen genç adam, haytalık zamanlarını hatırlayan eski çalışanların bile beğenisini kazanmıştı. Bu günlerde ortalıkta Saadettin Bey sağ olsaydı da görseydi lafları çokça duyulur olmuştu. Tan'ın, Saadettin sağ olsaydı ülkeye dönmemiş olacağını düşünense çok azdı.

Hal böyle olunca Işık'ın sorumluluğu gerçekten çok azalmıştı. Mimarların ve kreatiflerin çalışmalarıyla ilgileniyor, kendi proje ve tasarımlarını çizmeye bolca vakti kalıyor, idari işler bazında sadece önemli toplantılara katılıp diğer işleri Serhat'a paslıyordu. Zaten Serhat'ın da yapacak bir şeylere ihtiyacı vardı çünkü Tan onu ısrarla hiçbir işe karıştırmıyordu.

Evet, görüldüğü üzere Serhat hala holdingin CEO'suydu. Daha konunun geçtiği ilk Pazartesi günü, Işık toplantı salonunda harp başlatmış ve Tan'ı,  Serhat'ı kovduğu taktirde şirketi bölmek için dava açmakla, işleri yürümez hale getirmekle tehdit etmişti. Elbette böyle bir şey sadece aileyi değil, holdingin tüm bağlı şirketleri ve iştiraklerinde çalışan binlerce insan ve onların ailelerini de sıkıntıya sokacak bir hareket olurdu. Kerem bile kızın çıkışına destek vermek konusunda çekimser kalmıştı. Aslında Işık büyük ihtimalle blöf yapıyordu ama ilk kaleyi kaybederse gerisinin geleceğini düşünerek hırçın bir tavırla üstüne yürüyünce Tan blöfü görüp oyundan çekilmekten başka çare bulamadı. Tabii genç adamın derdi şirketten ziyade sevgili karısının kendisini Ozan'dan uzak tutma ihtimaliydi, suyuna gitmeye çalışması hep bundandı işte..

IŞIKTANWhere stories live. Discover now