Bölüm-25

761 118 166
                                    

Aşk, pençesine almıştı kalbimi. Yönetimime darbe yapmış, kontrolü ele geçirmişti. Şikâyetçi miydim? Tabi ki, Hayır. Gece ben uykuya dalmadan birkaç dakika önce kalbimin ilk fatihi ile yaptığımız konuşma doldu beynimin hatır köşesine.

"Sana aşığım kadın."

"Sana aşığım adam."

Hemen peşine heyecan nüksetti damarlarıma. Kendi cesaretini toplamış beni de cesaretlendirmişti. Sevdanın ağına birlikte kapılmıştık yüreği kendinden büyük adam ile.   Kalbimle birlikte burnumu da ele geçiren koku, kokular vardı. Uykumun en güzel köşesine dolmuştu kokular.

Yatakta doğrularak yanımda uyuyor olmasını beklediğim kişiye baktım. Gözlerimin aradığı koca bedenin yerini minik bir panda almıştı. Yüzüme yayılan gülümsemeyle pandayı alıp ona sıkıca sarıldım. Yumuşacıktı. Oldukça da tatlıydı. Panda ile aşkımızın ilk dakikalarını yaşarken gözüme yatakta duran minik not kâğıdı takıldı.

"Gülüşlerinin sebebi olmak istiyorum."

Şimdi mutfağa gelip bana gülümser misin gül yüzünü sevdiğim?

Balamir Güleç

Yüzümdeki gülümsemeyi genişleten yazıyı okuyunca dedim ki kendi kendime.

"Ben bu adamla evleneceğim."

Pandamı da yanıma alıp güzel kokuları eve yayan mutfağa ilerledim. Mutfakta gördüğüm manzara bir kez, bir kez daha âşık olunasıydı. Yanlış görmüyordum değil mi? Balamir Güleç nam-ı diğer Yürüyen Nane bana kahvaltı hazırlıyordu.

Masayı bir şef gibi donatmış, oldukça başarılı bir sunum hazırlamıştı. Patatesli yumurta adeta onca yiyeceğin arasından sıyrılıp göz kırpmıştı. Patatesli yumurtaya bir öpücük göndererek tekrar Naneme döndüm. Domatesleri ince ince kesmekle meşguldü. İşine konsantre olmuş beni fark etmemişti.

Parmaklarımın ucunda ilerleyip yanına ulaştım. Başına sırtına koyarak kollarımı bedenine doladım.

"Günaydın Hazal'ım. " dediğinde kollarımı ondan ayırarak "Günaydın Nane'm" dedim.

Bedeni benden tarafa dönüp gözleri yüzümle buluştu. Bakışları bir şey bekler gibiydi. Çok geçmeden sekiz köşe olan jetonum düştü. Dudaklarımı yukarı kıvırıp gülümsememi yüzüme yaydırdım.

Bir ömür orada sesimi çıkarmadan yaşayabileceğim çukurunu göstere göstere gülümsedi gamzesine yandığım.

İyi ki çarpışmışız o gece... İyi ki yardım etmek istemişsin... İyi ki ısrar etmişsin... İyi ki getirmişsin beni evine... İyi ki açmışsın kalbini... İyi ki iyikisin be adam...

Alnıma kondurduk öpücükle düşünceler aleminden geldim yeniden mutfağımıza. Güzel dudaklarından bir soru döküldü.

"Hayırdır meleğim? Daldın gittin." Dedi kadife seslim. Gülümseyerek bir kaç saniye zaman kazandım.

"Hiç... İyi ki diyorum. İyi ki patatesli yumurta var."

Kafasını hafif geri atarak bir kahkaha attı. İç sesim "Güzel sıyırdın Hazal" diyordu. İç sesime sevinç dansımı yaparak karşılık verdim. Balamir ne yaptığımı anlamayan gözlerle bakınca "Patatesli yumurta için sevinç dansı" dedim.

Yanıma gelip belimden tutarak sarıldı "Sen çok farklısın. İyi ki geldin hayatıma." Dedi.

***

Bay Nane ile güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra tuttuk hastanenin yolunu. Aytekin'in motorunu aldığımız için oldukça hızlı gelmiştik. Balamir de en az Aytekin kadar cool duruyordu motorda. İkisini de otur karşısına izle. Aytekin demişken bugün onun için çok iyi bir planım vardı. Öğrendiğime göre uzun zamandır annesine hiç gitmemişti. Bugün Aytekin iyileştirme günüydü...

TABUT Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang