13

2.5K 156 85
                                    

*Medya Bars

/Bars/

Ayaklarım yere çivilenmiş, sesim sanki bir tüpün içine hapsolmuştu. Arslan dudaklarını kıpırdattığında yeniden bir ağır çekimin içinde bulmuştum kendimi.

"Bir çift göz." dedi ona, omuzlarından tutup karısını iyice bana çevirirken, parmağında hiç görmediğim alyansı gördüm. Adımlarımı hayata döndürebilirsem bile odadan çıkmak için üzerlerinden geçmem gerekecekti.

Evli, evli ve evli.. Evli bir adamla beraber oldum!

Aklım, ona uymayan kalbime suikast planları yaparken ben attığını bile hissetmiyordum halbuki.

Arslan'ın dudakları tekrar oynadığında sesi çıkmadı, önünde beni ilgiyle inceleyen kadının kafasının üzerinden, "Sakın gitme." diye oynuyordu dudakları, "Bekle."

Ardından ellerini kadının dinç bedeninde okşayarak ilerletmeye başladı. Saçlarını sol omzuna doğru kaydırıp, dudaklarını açtığı narin boyna doğru indirirken, gözleri üzerimdeydi. Hafif bir inleme eşliğinde, kirpikleri titreyerek kapanan kadın, başını geriye doğru yatırıp ona yaslandı.

"Hm, izleyici ha?" dedi usulca.

Kalbimin tekrar atmaya başlayıp var olduğunu hatırlatırken, lime lime oluşunu hissettirdi. Ciğerime tıkanan nefesim yavaş ve yakıcı bir şekilde dudaklarım arasından dökülürken gözlerimden yanağıma süzülen yaşı silmek için bile kaldıramadım elimi.

Arslan hareketlerini daha da yoğun bir hale getirirken karısını kendine çevirdi, dudaklarına kapandığını görebiliyordum. Bir yandan, göremesem de kadının gömleğinin düğmelerini açtığını anlayabiliyordum. Anlamaktan nefret ettim. Çıkıp gidemiyordum, gitmek için atacağım her adım, ayak üstü sevişen ikiliye yaklaşmama sebep oldu. Bu düşüncenin verdiği dehşetle sonunda hareket eden ayağım, ileri gitmek yerine geri gitti.

Arslan açtığı düğmelere doğru eğilip göz temasını benimle kestiğinde kadının nefesleri iyiden iyiye hızlanmıştı, ince bir inleme ve ardından tiz bir çığlık duyduğumda gözlerimi kapatmıştım. Yanaklarımdaki ıslaklık ne ara artmıştı bilmiyordum ama cildimde kuruyan tuzu hissetmek istemediğim kadar net hissediyordum. Kulağımdaki uğultu artarken birden sağır olduğumu sandım.

Derin nefes, inleme ve hafif öpücüklerin sesi kesilmişti. Adım sesleri duyduğumda gerçekten sağır olmayı diliyordum. Adımlar yatak odasına doğru uzaklaşırken gözlerimi açtım.

Kapının önü tahmin ettiğim gibi boştu. Sıktığım yumruklarımı gevşettim ve geriye attığım adımı öne atarak kapıya yürümeye başladım. 

"Bars, buraya gel."

Ne biçim bir fantazinin içindeyim?

"Senin ağzını cacık olana kadar sikerim." dedim arkamı dönmeden. Çoktan yanıma gelmiş, omzumdan kavrayıp beni kendine sertçe çevirmişti, bir kol mesafesindeki kapıya sırtımı dönerken boğazımdan kaçan hıçkırık, boğuktu. Boğuluyordum.

Kollarını omuzlarıma sarıp beni kendine çekerken ellerim tekrar yumruk olmuştu.

"Gitme, anlatacağım." kollarını gevşetip tekrar yüzüme baktığında gözlerim yanma eşiğini geçmişti artık, iğneler bıçaklar saplanıyordu görüşüme. Sıktığım yumruğu suratına indirirken acımadım. Gördüğümün, bana gösterdiğinin açıklamaya ihtiyacı yoktu. Sendeleyerek benden uzaklaşırken yüzündeki kabullenişi inkar ederken bir kere daha vurdum. Ellerimin boğumlarında hissettiğim kemiği üzerine bir yumruk daha atmak için gerildiğimde beni durdurdu.

ASLANWhere stories live. Discover now