VII

2.8K 137 57
                                    


~

Jungkook için, geçen bu bir hafta cehennem gibiydi. Taehyung bir kere bile gözünün içine bakmamıştı, düzgün bir sohbet bile geçmemişti aralarında. Bir işi yapamadığında sert olmayacak şartıyla ittirir, ona hoş olmayan isimler takardı. Bunlar tümüyle yapmaması gereken davranışlardı.
Jin onu her seferinde durdurmak için çabalardı ancak hepsi boşunaydı ne yaparsa yapsın Taehyung onu dinlemiyordu, Jin her Jungkook kendini rahatsız hissetse onunla konuşur sonunda da küçüğün koynunda ağlamasına şahit olurdu. 

Jin aslında başından beri Taehyung'ın yediği haltları biliyordu elbet, yanına sadece 'zevki' için birilerini getirtmesini vesayre. Bunca zaman boyunca Jin bunlara kulak misafiri olduğunda Taehyung'ı uyarır, onu durdurmaya çalışırdı ancak hadi gelin tahmin edelim, sizce dinliyor muydu? Hayır, kesinlikle hayır.

Jin başta Jungkook'u Taehyung'ın bir arkadaşı olarak görmüştü, ya da bir an sevgilisi olarak. Bu onu çok mutlu etmişti sonunda Taehyung'ın düzeldiğini düşünmüş ve binlerce kez şükretmişti fakat işler hiçte umduğu gibi gitmemişti halbuki, ne de olsa genç adamın değişmediğini görmek onu hiç şaşırtmamıştı.

Bunun dışında, Taehyung her iş çıkışında eve geri dönmez, kulüplere barlara gidip zevk peşine koşuyordu. Jungkook en sonunda büyüğün onun malikaneyi terk edip gitmesine izin vereceğini düşünmüştü, eh tabi Taehyung'ın her gece konuk ettiği ertesi sabah kapı dışarı ettiği kız-erkek herkesi görünce. Her ne kadar istese de diğer bir yandan düşünmek gerekirse gidecek yeri, kalacak yeri yoktu. Yaşadığı dairenin sahibi muhtemelen Jungkook kirayı yatırmadığı için evi basmış, mobilyaların üzerlerinde sanki eve günlerdir hiç uğramamasının kanıtı olacak şekilde toz tabakaları duruyordu, tozlardan artık hiçbir mobilyanın rengi tam ortaya çıkmıyordu. Ve sonucunda ise ev sahibi tüm eşyalarını toplayıp kendine almış belki de sokağa veya çöpe atmış, olası bir nedendir ki yakmış da olabilirdi, üçüncü seçeneği kararlaştırıp uyguladığını  duysa Jungkook şaşırmayacaktı, adam psikopatın tekiydi ona sorulsa. 'Arkadaş' kısmına gelirsek tabi, Yugyeom ve diğerleri cidden hiç var olmamış gibi, bir anda akıllarından uçmuş gibi ne arıyor ne soruyorlardı onu, sonsuza dek kaybolduğunu kabullenerek.

Canını yakıyordu, hem de aşırı derecede yakıyordu, onlar hakkında düşünürken ve hiçbir şeye değişmem dediği o arkadaşlığa inanamazken. Onun için neden endişelenmiyorlardı bir türlü aklı almıyordu. Eğer değer veriyor olsaydılar, elbet cevap verirlerdi küçüğe ama ne yazık ve kötü bir durumdur ki gerçek olan buydu, yapmamalarıydı.

Jungkook Jin'e etrafta orda burda yardımlarda bulunmaya başladı, toz almak veya yerleri silmek gibi işlerle başlardı ayağını merdivendenin son basamağından ilk katın zeminine bastığı an. Bu ikisi Taehyung ile ne gözgöze gelebiliyorlardı ne de bir 'günaydın' dileyebiliyorlardı, ortalıktan tek bir kelime bile etmeden kayboluyordu gecenin yarısına kadar. Jungkook bir de iki hafta önceki akşam aralarında geçen olayı anlattığında, keşke söz etmeseydim hiç demiş ve binlerce  lanet okumuştu içinden. Jin Taehyung'a çok sinirlenmiş, tesadüfen de Taehyung malikanedeydi o gün, Jin de bunu bir fırsat sayıp eline bir tavayı geçirdiği gibi Taehyung'a yaklaşmaya çalışıyordu ancak beyefendinin bundan hiç haberi olmamıştı çünkü Jungkook Jin'i ikna edip durdurmayı başarmıştı büyüğü bir katil olmaktan kurtararak, küçük olan hayatında hiç bu kadar nefesini tuttuğunu hatırlamıyordu.

Aralarında nelerin geçtiğini bir bir anlattıktan sonra, Jin ona 'ilk deneyim' hakkında detaylı bilgi verdiğinde işte o an Jungkook anlamıştı, gerçeklik devasa bir kamyon gibi onu ezip geçmişti. Bakirliğini çok basit bir şeymiş gibi kaybettiği ve de bunu düşünemediği için kendini aptal gibi hissediyordu.

〘TR〙「 All Mine - Taek∞k 」✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin