VIII

2.5K 145 44
                                    

~

"Hala her şey hazır değil mi?!" JN

"Bekle bir dakika... vee... tamam!" JM

"Oda çok güzel görünüyor aaay!" HS

Jimin odanın ortasına kurdukları merdivenden aşağı indi, sona kalan göz alıcı parlak tavan süsünü de takmayı başarmıştı tavana. "Kesinlikle bayılacak!" Jimin gülümseyerek tıpkı onun gibi odayı faltaşı gibi büyümüş gözlerle incelediklerini gördü.
"Haklısın ancak onlar geri gelmeden son bir kez her şeyi kontrol edelim olur mu?"
Jin her şeyin kusursuz olmasını istiyordu, önceden hiç böyle bir şeyde bu kadar çok telaşlandığını hatırlamıyordu.

Jungkook'u Yoongi ile birlikte rastgele hazırladıkları upuzun listedeki her şeyi alması için yollamışlardı, küçüğü bir şekilde evden çıkarmalıydılar çözümü de bu şekilde buldular. Süslerle işleri bitmişti, yemeklerde aynı durumdaydı Jin'e bir kaç hizmetlinin yardımıyla kısa süre hallolmuştu.

Aldıkları hediyelerin hepsini üstünde bebek mavisi benekleri olan yere kadae uzanan beyaz örtü olan geniş siyah masanın altına sakladılar. Masanın üstü ise etrafı rengarenk keklerle çevrelenmiş iki katlı çikolatalı pasta duruyordu.

"Hepsi çok lezzetli duruyor! Bir tane alamaz mıyım? Lütfeen!" HS

"Hayır en az iki saat daha beklemek zorundasın sonra neden olmasın." NJ

Hoseok homurdana homurdana kendini koltuğa bıraktı, kolları göğsünün hizasında kavuşmuş vaziyette.

"Yani iki saat diye tahmin ediyordum ama bayağ sürdü aslında her an burada olabilirler. Jimin ışıkları söndür." Jin dedikten sonra mutfağa girdi. Jimin ışıkları kapatıp geri döndü, tam koltuğun arkasına geçtiği an giriş kapısının açılıp kapanmasını duydular. "Bu o olmalı." Hoseok Jimin'in yanına çökmüş fısıldayarak konuşuyordu.
Jimin kıkırdadı. "Muhtemelen o, odaya girmesini bekleyelim."

Ama bekledikleri kişi gelmemişti.

Elleri poşet dolu deli gibi terleyen, nefessiz kalmış bir Jungkook girmemişti odaya.

Giren kişi Taehyung'dı.

Taehyung ışıkları açtığında, odanın süslendiğini görünce bir kaşı havada odayı süzmeye başladı.
Duvarda asılı olan 'Iyiki Doğdun Jungkook!' yazan minik bayrakları görünce bu sefer kaşlarının ikisini birden çattı. "Bunlar da ne böyle? Jin hyung! Nerdesin?!" Taehyung bağırdığı sırada Jin elinde üstü içeceklerle dolu tepsi ile girdi odaya.  "Taehyung? Senin geç geleceğini sanıyordum, seni buraya erken getiren şey ne?"  Tepsiyi masanın üstündeki diğer yiyeceklerin yanına yerleştirdi.

"Seni ilgilendirmez, her neyse burada ne oluyor? Benim haberim bile olmadan saçma bir şeyimi kutluyorsunuz?!" Jin derin bir iç çekti, başından belliydi böyle bir şeyin olacağı aslında.

"Bugün 1 Eylül, Jungkook'un doğum günü ve biz burda 'saçma' bir şeyi değil önemli bir şeyi kutluyoruz Taehyung."  Jin önünde durmuş kollarını kavuşturdu.
Taehyung Jin'in sözlerine karşın  gözlerini devirdi.
"Biz derken...?"

〘TR〙「 All Mine - Taek∞k 」✓Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα