#9

5.5K 238 45
                                    

     "Burak seni ve arkadaşlarını çetesine mi alacak?"
Bıkkınlıkla ona baktım.
"Bu konu hakkında sana hiçbir şey söyleyemem."
"Neden?"
"Öyle işte."
"Ne yani devlet sırrı falan mı saklıyorsun?"
"Sana şurada her şeyi anlatsam arkana bakmadan kaçardın."
Bana alayla baktıktan sonra yüzünü yüzüme eğdi ve sırıtmaya başladı.
"Kim bilir? Belki de kaçmam. Bence denemeye değer." Dedi kısık sesle.
Ben ise yüzümü yüzüne biraz daha yaklaştırıp doğrudan gözlerinin içine baktım. Burunlarımız arasında birkaç santimetre vardı. Emir'in sırıtan suratına karşılık fısıldayarak konuştum.
"Rüyanda bile göremezsin."
Aniden geri çekilip Emir'in şaşkın surat ifadesine sırıtarak baktım. Ardından "de vous revoir." Dedim ve arabama binip evime doğru sürmeye başladım.

Emir'den

     "De vous revoir." Dedim Arya'ya hitaben, o arbasıyla uzaklaşıken. Ardından bende kendi arabama binip kendi evime doğru sürmeye başladım. Gerçi iyi hoş ya Arya'yla komşuyduk. Bu da tekrar görüşeceğimiz anlamına geliyordu.

Arya'dan

     Arabayı evin önüne park ettiğim sırada saat 6 olmuştu bile. Tam evin verandasının merdivenlerinden çıktığım sırada bir ses duydum. Etrafıma bakındım ancak bir şey göremedim. Tam kapıyı araladığım sırada tekrar bir ses duydum. Kapıyı kapatıp verandadan indim ve etrafıma bakınmaya başladım. Tekrar bir ses duydum ancak bu seferki ses bir bebek ağlamasıydı. Ses evin önündeki çalılıkların arasından geliyordu. Anında çalılıkların arasına bakınmaya başladım. Karşımda kundaklanmış bir bebek duruyordu.
Ciddi olamazsın! Bir bebeğin burda ne işi var ki?!
Bebeği hemen kucağıma alıp sakinleştirmeye çalıştım. En sonunda ağlaması durmuştu. Tam ayağa kalktığım sırada bebek tekrar ağlamaya başlamıştı. Ben bebeği susturmaya çalışırken arkamdan birinin konuşmasıyla hemen o yöne döndüm.
"Açıkçası bebeği nerden bulduğunu merak ediyorum?" Dedi.
Ben karşımdaki kişiye büyük bir öfkeyle bakarken o bana birkaç adım daha yaklaştı. Bense haliyle geriledim.

     "Nasıl hala karşıma çıkabiliyorsun sen?" Dedim. O ise bana sırıtarak baktı ve üzerime doğru ilerlemeyd başladı. O ilerledikçe ben geriliyordum. Bir yandan da kucağımdaki bebekle ne yapacağımı düşünüyordum.
"Adamlarıma yiyorsa kendisi gelir beni alır demişsin. Bende seni almaya geldim işte." Dedi. Ardından konuşmaya devam etti.
"Ancak adamlarım bana bir şey daha söyledi. Yanında biri daha varmış. Açıkçası o çocuğun, benim diğer bir düşmanım olması beni gerçekten şaşırttı. Bu arada adamlarımı fena benzetmişsin." Dedi.
Ben geriye doğru bir adım daha atmışken birden yere düştüm. O sırada ağızımdan istemsizce bir inleme çıkmıştı. Ben yere düşünce bebekte ağlamaya başlamıştı. Bebeği susturmaya çalışırken Ali Rıza bana sırıtarak bakmış ve pantolununun arkasından bir şey çıkarmıştı.

     Sesli bir şekilde yutkunarak elindeki silaha baktım. Ali Rıza elindeki silahı inceliyormuş gibi yaparken göz ucuyla da bana bakıyordu.
"Aslında hepsi benim planımdı," dedi. Ben ona anlamaz gözlerle bakarken o konuşmaya devam etti.
"Bebeği rastgele birinden kaçırttırdım. Seni arabayla buraya doğru yaklaşırken görünce de bebeği çalılıkların arasına koydum. Böylece sen bebeği bulacaktın. Ama bebek kucağında olduğu ve onu bırakamayacağın için bana karşı herhangi bir harakette bulunamayacaktın. Böylece işim kolaylaşacaktı. Ve aynen öyle de oldu." Dedi.
"Şerefsizin tekisin. Bir bebeği kaçıracak kadar düşebileceğini ben bile tahmin etmemiştim." Dedim. Haliyle sinirlenmişti. Belli etmesem bile, aslında korkuyordum.

     Aniden silahı bana doğru çevirdi. Korkup gözlerimi kapattım ve bebeği de korumak istercesine kollarımla sardım. Hemen ardından bir silahın patlama sesi duyuldu.











Bir gün, iki bölüm. Arkadaşlar gerçekten gaza geldim. Belki de üçüncü bölümü de atarım. Arkadaşlar bu arada oylar ve yorumlar gerçekten az. Eğer hikayeyi okuyorsanız, en azından oylarsanız sevinirim ;)
     Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın :)

Melekler ÇetesiWhere stories live. Discover now