#38

3.5K 160 5
                                    

Günümüz...

Arya'dan

Olan onca tuhaf olay üzerine gerçekten de şaşalamış durumdaydım. Acaba bilmediğim başka neler var? Acaba gün ışığına çıkmak için bekleyen daha kaç gerçek vardı?

Kahvaltı yapmak için oturduğum koltuktan kalktım ve mutfağa yöneldim. Tam o sırada evin içine yankılanan kapı sesiyle adımlarım durdu. Sanırım bi' rahat vermeyecekler.

Kapıya yönelip açtığımda karşımda Burak'ı görünce hiç şaşırmadım. Burak beni baştan aşağı süzüp gözlerini tekrar gözlerimle buluşturdu.

"Yukarı çık. Üzerini değiştir. Arabama gel. Kahvaltını Batu'nun evinde edersin. Beş dakikan var."

Burak şaşılacak bir hızla konuşup arabaya yöneldi. Ben de şaşkın bir şekilde kapıyı kapatıp hızla merdivenlere yöneldim ve üst kata çıktım.

Üzerimi değiştirip aşağı indim ve evden çıkıp kapıyı kilitledim. Arkamı döndüğüm an Melis'le yüz yüze gelmemle yerimden sıçradım.

"Melis? Ne yapıyorsun? Ödümü koparttın."

Elini koluma koydu ve ilerlemeye başladı. Bir şey diyemeden arabasının yanına vardığımızda Melis hemen arka koltuğa oturdu. Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.
Genelde önde oturmayı severdi. Şimdi neden böyle yaptı ki?

Arabanın yolcu koltuğuna oturdum ve sürücü koltuğundaki Burak'a baktım. Arabayı o sürecek olmalıydı. O sırada bakışlarım ikisninin arasında gidip geldi. Burak dümdüz önüne bakıyordu ve Melis'de elleriyle oynarken yere bakıyordu.
Evet, bu ikisinin arasında kesinlikle bir şeyler olmuştu.

"Ne oldu?"

"Hiçbir şey."
"Hiçbir şey."

Aynı anda konuşmalarıyla tek kaşımı kaldırarak onlara baktım. İkisi de kızarmaya başlayınca gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
Benden kesinlikle bir şey saklıyorlardı.

"Tamam söylemeyin."

Burak, bu dediğime karşılık olarak rahatlamış gibi nefes verirken sinsice güldüm.

"Ama bu, daha sonra sorgulamayacağım anlamıma gelmez."

Melis birden öksürmeye başlayınca gözlerimi kısıp ikisine de kısa bir bakış attım ve önüme döndüm.
Saklayın bakalım. Ne kadar saklayabileceksiniz?

Burak arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Birkac dakika sonra dayanamayarak sordum.

"Batu neden bizi çağırıyor?"

"Bilmiyoruz. Sabah bana mesaj attı. Önemli bir şey olduğunu ve size ulaşamadığını, sizi alıp evine gitmemizi söyledi." dedi Melis.

O sırada Burak'ın homurdanması duyuldu. "Pazar günü sabahın köründe bizi İstanbul'un bir ucuna çağırıyorsa sebebi gerçekten önemli olsa iyi olur."

Oflayarak başımı koltuk başlığına yasladım. Uykum vardı. Henüz kahvaltı bile edememiştim! Ve kendimi ciddi anlamda tembel hayvanlar gibi hissediyordum. O sırada omzuma dokunan bir elle başımı Melis'e doğru çevirdim.

"Efendim Melis?"

Melis kendini gülmemek için tutmaya çalışırken konuştu. "Sen hazırlanırken ne kadar acele ettin acaba?"

"Bilmiyorum. Neden?"

Melis eliyle üzerimdeki  bluzu işaret etti. Ardından dayanamamış olacak ki kahkaha atmaya başladı. Ne olduğunu anlamak istercesine üzerime baktığımda gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Bluzumu ters giymiştim!

Melekler Çetesiजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें