#34

3.6K 155 24
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)
Bu bölümün sizi şaşırtabileceğini düşünüyorum ;)


Yiğit'den

Oturduğum koltukta arkama yaslanarak daha rahat bir pozisyona geçtim. Abimin gelmesini bekliyordum.

Şirkete geldikten sonra abimin odasına gitmiştim. Ancak birkaç şeyde sorun çıkınca gitmek zorunda kalmıştı. Şimdi ise onun gelmesini bekliyordum.

Babam, abimin şirket konusunda ustalaşmasını istiyordu. Bu yüzden şirketteki bazı işleri abim yapıyordu. Benden altı yaş büyük olduğu için üniversiteyi bitirmişti ve babamın yanında, şirkette çalışıyordu. Üniversiteyi bitirdikten sonra ben de şirkette çalışmaya başlayacaktım.

Kollarımı bağdaştırıp abime baktım.
"Sonunda gelebildin."

Abim masanın arkasındaki sandalyeye oturdu. Arkasına yaslanıp ayaklarını masaya koydu.
"Evet, gelebildim. Sen benimle ne konuşmak istiyordun?"

Derin bir nefes alarak oturduğum yerde dikleştim ve kollarımı çözdüm. Ciddiyetle abime baktım.
"Babam hakkında."

Abim ayaklarını masadan indirerek duruşunu dikleştirdi ve kaşlarını çatatak bana bakmaya başladı.
"Babam mı?"

"Evet."

"Neden babam hakkında konuşmak istiyorsun ki?"

Tekrar derin bir nefes aldım ve konuştum.
"Sanırım bir şeyler oluyor. Bizim bilmediğimiz bir şeyler."

Abimin kaşları biraz daha çatıldı.
"Nasıl şeyler?"

"Babamı telefonda biriyle konuşurken duydum. Birini kaçırmakla ilgili bir şey konuşuyordu. Bir depodan bahsetti."

Abim başını iki yana salladı.
"Yanlış duymuş olmalısın. Öyle bir şey olamaz."

İnanmak istemiyormus gibi bir hâli vardı.
"Yanlış duymadım. Eminim."

Abim ayağa kalkti ve camın önüne gidip dışarıyı izlemeye başladı. Bende ayağa kalkıp yanına gittim. Elimi omzuna koyduğumda kafasını bana çevirdi.
"Deponun yerini biliyor musun?"

Başımı onaylarcasına salladım.
"Biliyorum. Şehirin hemen dışında kalıyor. Gitmek çok uzun sürmez."

"Zamanla ilgili bir şeyler duydun mu?"

"Bir hafta sonra bu gün, dediğini duymuştum."

Abim beni başıyla onayladı.
"Tamam o zaman. Bir hafya sonra bu gün, o depoya gideriz ve öyle bir şey olmadığını anlarız."

Hâlâ inanmak istemiyordu.
Sanki ben inanmayı çok istiyordum da...

"Abi?"

"Efendim?"

"Eğer öyle bir şey varsa..." abim cümlenin devamını getirmeme izin vermeden sözümü kesti.

"Öyle bir şey yok. Babam öyle bir şeyi asla yapmaz."

Başımla abimi onayladım.
Umarım... umarım öyle bir şey yoktur. Umarım yanlış duymuşumdur.

Elimi abimin omzundan çektim.
"En iyisi ben artık gidiyim." dedim ve kapıya yöneldim.

"Evde görüşürüz." dedi abim.

"Görüşürüz."

Odadan çıktım ve asansöre doğru ilerledim. Beni gören çalışanlar başlarıyla selam veriyordu.

Asansöre bindim ve aşağı indim. Şirketten çıktım ve arabaya doğru ilerledim. Şoför kapımı açtığında arka koltuğa oturdum. Şoför ön koltuğa binip arabayı çalıştırdı. Araba haraket etmeden önce son kez binada kocaman harflerle yazılmış yazıya baktım.

Rıza Holding












Arkadaşlar biliyorum bu bölüm kısa oldu ve gec geldi. Bu yüzden sizden gerçekten çok çok özür dilerim :(

Daha önce de bahsettiğim üzere bu yıl LGS'ye gireceğim. Bu yüzden çok yoğun oluyorum. Üç gün kadar önce boş vakit bulup uzun bir bölüm yazmıştım. Ancak ertesi gün Wattpad'e tekrar girdiğimde silinmiş olduğunu gördüm. Sonrasında ödevler, okul, kurs derken pek vakit bulamadım ve bölümü daha da geciktirmek istemediğim için bu bölümü attım. Ama ne yazık ki bölüm kısa :(
Bu yüzden sizlerden gerçekten özür dilerim.

Umarım bu bölümle beni affetmişsinizdir :)


Melekler ÇetesiWhere stories live. Discover now