#19

4.7K 212 53
                                    

Bizimkiler okula doğru ilerlerken bende en arkadan ilerliyordum. Öğrencilerin bazıları da okula doğru ilerliyordu. Dersin başlamasına az kalmış olmalıydı.

Sınıflara dağıldığımız için tek başıma kalmıştım. Koridorda ilerlerken bir yandan da etrafıma bakınıyordum. Herkes gruplaşmış sohbet ediyordu.

Sınıfın önüne geldiğimde içeri girmek için kapıdan döndüm ancak sert bir bedenle çarpıştım. Karşımdaki kişinin elindeki kitaplar yere düşmüştü. Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktığımda o yeşil gözlerle karşılaştım.

"Çarpışarak karşılaşmayi bırakmalıyız Arya." Dedi Yiğit.

Hafifçe gülümsedim.
"Haklısın."

İkimizde yere eğilip kitapları toplamaya başladık. Kitapları topladığımızda ayağa kalktık. Elimdeki kitapları Yiğit'e verdim. Bana hafifçe gülümsedi.
"Teşekkürler."
"Rica ederim."

Yiğit tam yanımdan geçip gidecekti ki bi' adam konuştu.
"Çocuklar hadi sınıfa. Ders başladı."

Yiğit hocaya baktı.
"Hocam bari kitaplarımı dolabıma koysaydım."
"Tenefüste koyarsın hadi içeri."

Yiğit'le bakışıp içeri geçtik. Sınıfa girince gördüğüm bir çift siyah gözle donup kaldım.
O da mı bu sınıfta?! Harika!

Yiğit sırasına ilerlemeden önce bana döndü.
"Yanım boş. İstersen oturabilirsin."

Kafamı onaylarcasına salladım ve peşinden gittim. Öğretmen masasının karşısında duran sıralardan, baştan ikinci sıranın koridora bakan kısmına oturmuştum. Hemen yanımda da Yiğit oturuyordu. Emir ise sağ arka çaprazımda benim oturduğum taraftakı koridorda oturuyordu.

Birkaç saniye sonra sınıfa erkek bir hoca girdi. Tabi girer girmez konuşmaya başladı.
"Merhaba arkadaşlar, ben Hilmi. Matematik öğretmeninizim. Yeni öğrencilerin kendini tanıtmasına gerek yok. Zamanla birbirimizi tanırız zaten. Defterleri çıkarında derse geçelim."

Hocanın akıllı tahtaya yazdıklarını defterime geçirirken, bir yandan da ilk günden ders işlenmesine sövüyordum. Hoca tahtaya yazdıklarını bitirdiğinde anında konuyu anlatmaya başladı.

Bi' dur hoca. Bu ne acele. Bak,
'Ders Anlatma Hız Sınırı'nı aştın. Allah aşkına yavaş ol.

Oflayarak başımı elime yasladım ve dersi dinlemeye devam ettim. Tam o sırada hocanın konuşması duyuldu.
"Sen, siyah kıyafetli, kahverengi saçlı, gotik kız. Tahtaya gel ve soruyu çöz."

Beni ne güzel tanımladın hoca! Siyah kıyafet, tamam. Kahverengi saç, hadi ona da tamam. Ama gotik, asla!

Ayağa kalkıp tahtaya ilerledim. Tüm sınıf ve hoca beni seyrediyordu. Ama özellikle hoca kısık gözlerle bakıyordu. Hocaya yapmacık bir gülümseme attım ve soruyu çözmeye başladım. Anlattıklarını dinlediğim için soruyu çözmek zor olmamıştı. Soruyu çözdükten sonra sırama geri döndüm ve sandalyeye oturdum. Hoca soruyu kısılmış gözlerle inceliyordu. Birkaç saniye sonra konuştu.
"Bu soru... doğru." Dedi. Yüzünden şaşkınlık okunuyordu. "Konuyu daha şimdi anlatmış olmama rağmen bu soru daha üst seviyeydi. Aferin..."

Hoca bana soran gözlerle bakıyordu. Muhtemeln ismimi bilmediğindendi.
"Arya." Diye yanıtladım hocanın soran gözlerini.

"Aferin Arya." Dedi hoca. Ardından tahtadaki soruyu sildi ve yeni bi' soru yazdı. O sırada Yiğit kulağıma fısıldadı.
"Gotik kız demek." Dedi sırıtarak.
"Eğer dalga geçersen, kendini ölmüş bil." Dedim kisık ve tehditkâr bir ses tonuyla.

Yiğit ellerini sakin ol dercesine havaya kaldırdı ve gülümsedi. Bende ona gülümsedim. O sırada sırtımda hissettiğim gözlerle arkama doğru hafifçe döndüm. Emir sinirli gözlerle Yiğit'e bakıyordu ve yumruklarını sıkıyordu. Ona baktığımı hissetmişcesine birden bana döndü. Göz göze geldiğimizde, onu ilk kez gördüğümde hissettiğimi hissettim.

Grubun en başında yürüyen çocuğun bakışları benim üzerime gelince bir süre durdu. O an kendimi onun karşısında çıplak hissettim.

Emir'in bakışlarını umursamadan önüme döndüm ve hocayı dinlemeye devam ettim.



Herkese merhaba arkadaşlar :)
Bölümü beğendiniz mi?

Bir daha ki bölümde görüşmek üzere! :)


Melekler ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin