#13

5.1K 255 45
                                    

Burak'ın evinin önüne gelidiğim gibi arabayı park ettim ve eve doğru koştum. Kapının önüne gelince zile bastım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Melis geçmem için kenara çekildi. Hızlıca içeri girdiğimde direkt salona girdim. Gördüğüm şeyle şok geçirdim. Burak'ın dudağı patlamıştı ve kafasına bir buz torbası tutuyordu. Gözü de morarmıştı.

Hızlıca yanına gittim. "Ne oldu?"
Burak "Kavga ettim," dedi. "tabi adamlar fazla olunca da dayak yedim."
Sinirle yumruklarımı sıktım. "Kiminle kavga ettin?"

O sırada Burak ve Melis birbirlerine tedirgin bakışlar atıyordu. Burada bir şeyler dönüyordu .
"Kiminle kavga ettin Burak?"
"Sadece sıradan bir kavga. Sorun değil."
"Ne demek sorun değil?! Hemen şimdi kavga ettiğin kişilerin kim olduğunu söyleyeceksin!"
Artık nasıl bağırdıysam, ikisi de olduğu yerde sıçradı.

"Ben, senin dediğin kaçakçılardan bulduğumuz adrese gidiyordum. Yolda Akrepler'le karşılaşınca da bana saldırdılar. Tek olmamdan faydalandı adiler."
"Kaç kişiydiler?"
"Üç."
"Bana tiplerini tarif edebilir misin?"
"Biri sarışın ve yeşil gözlüydü, diğeri kızıl saçlı ve kahverengi gözlüydü, öbürüyse kahverengi saçlı ve mavi gözlü."
"Şu an nerede olabileceklerine dair bir fikrin var mı?"
"Biz kavga ettiğimizde ***** sokaktaydık. Hâlâ orada olabilirler."
"Tamam," dedim ve ayağa kalktım. Ardından kapıya doğru ilerlemeye başladım. Melis arkamdan bağırdı. "Nereye gidiyorsun?"
"Görülecek bir hesabım var." Diye cevap verdim.

Hızla arabama bindim ve ***** sokağa doğru sürmeye başladım. Orasi zaten çok işlek bi' sokak değildi. Genelde hiç araba olmazdı.

Sokağa vardığımda ileride üç kişi olduğunu gördüm. Burak'ın tarif ettiği kişilerdi. Arabayı durdurup aşağı indim. Onlara doğru ilerlerken kızıl saçlı olan çocuk konuştu.
"Eğlenmeye mi geldin güzelim?"

Yavşak.

Çocukların tam karşısında durup sert gözlerle onlara baktım.
"Hanginiz arkadaşıma saldırma fikrini ortaya attı?"
Benim soruma karşılık kahverengi saçlı olan alayla güldü.
"Ben attım güzelim. Bir sorun mu vardı?"
"Evet vardı." Dedim. Ardından çocuğa doğru bir adım attım ve tam karşısında durdum.
O sırada sarışın olan konuştu. "Bak ufaklık, sanırım sen bizim kim olduğumuzu bilmiyorsun. Haberin olsun, bize öyle kolay kolay bulaşamazsın. Ha eğer bulaşırsan, aklını alırız."
Alaycı bir şekilde gülümsedim. "Denesenize."
Sarışın çocuk tam üzerime doğru gelecekken, kahverengi saçlı çocuk onu tuttu ve konuştu.
"Boşver, belli ki sevgilisi ona, bizim kim olduğumuzu söylememiş. Üstelik kıza da bir şey yaparsak, Yılan'ların dikkatini fazlaca üzerinize çekmiş oluruz."
Bu sefer kızıl saçlı konuştu. "Ben kızın kolunda dövme filan göremiyorum."
Kahverengi saçlı "Kimsin sen?" Diye sorunca, yüzüme pis bir sırıtış ekledim.
"Biraz sonra sizi çok fena benzetecek olan kişiyim."

***

Ellerimi birbirine çarparak silkeledikten sonra yerde kıvranan üçlüye baktım.
"Umarım bundan bölye kime bulaştığınıza dikkat edersiniz." Dedim, ardından arabaya doğru ilerledim. Binmeden önce dönüp son kez onlara baktım. Kahverengi saçlı çocuk dizlerinin üzerinde durmuş, bana korkak bakışlar atıyordu. Ona şirince gülümsedim ve arabaya bindim. Arabayı Burak'ın evine doğru sürerken kendi kendime sırıtıyordum.

İntikam, alınmıştır.











Herkese merhabalar! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir :)

Ve umarım bölümü beğenmişsinizdir :)

Not: Arkadaşlar oy ve yorumlarımız gerçekten az :(
Biliyorum, hikâyeyi okuyanlar zaten az kişi, ancak, yine de hayalet okuyucularımız var. Eğer hikâyeyi beğendiyseniz, lütfen en azından oylayın :)
Teşekkürler.



Sonraki bölümde görüşmek üzere ;)

Melekler ÇetesiWhere stories live. Discover now