#12

5.2K 233 34
                                    

Beni taklit etmesine gıcık olmuştum. Yine de sesimi çıkarmadım. Birden Emir'in yüz hatları gerginleşti. Aklına gelen bir şeyin onu rahatsız ettiği belliydi. Birden sorduğu soruyla olduğum yerde çakılı kaldım.
"Ali Rıza'yı nereden tanıyorsun?"
Ona gerçeği söyleyemezdim! Başka bir çete liderine böyle bir şeyi asla söyleyemezdim. Kim olduğum bilinmesin diye Konsey'in toplantılarina bile katılmıyordum! Benim, Melekler Çetesi'nin lideri olduğunu bilen tek kişi kendi çetem, Burak ve onun çetesinden yakın arkadaşlarımdı. Sorusuna cevap verecek miydim? Tabi ki hayır! Emir'e dönüp konuştum.
"Görüşürüz!" Bunu der demez kapıyı suratına kapattım. Daha doğrusu kapatamadım. Eliyle kapıyı tutmuş ve ittirmişti. Ama diğer taraftan ben de ittiriyordum. Kapıdaki yük aniden kaybolunca afallamıştım. En azından kapı kapandı.
"Bana söylememek için boşuna uğraşıyorsun! Eninde sonunda öğreneceğim!" Diye kapının diğer tarafından seslenmişti.
Öğrenmesine imkan yoktu. Bütün bilgilerimizi çok iyi saklıyorduk. Ama bir an düşündüm. Ya öğrenirse?

***

Dün gece çok zorlu geçmişti. Bebek her ne kadar sürekli ağlasada, sonunda susturmayı başarmıştım. Bebegi de alıp yatak odama çıkmıştım. Bebeği, çift kişilik yatağın bir yarısına yatırmıştım. Diğer yarısına da ben yatmıştım.

Şu anda ise sabahtı. Yatakta yan yatmış bir şekilde bebeği seyrediyordum. Uyurken gerçekten de çok tatlı gözüküyordu.
Acaba bebeğin ailesi şu anda nasıldır?
Birden telefonumun sesini duyunca olduğum yerde sıçradım. Hemen telefonu elime aldım. Polis arıyordu. Bebeğin ailesini bulmuş olmalılar.

"Alo?"
"Arya Güngör'le mi görüşüyorum?"
"Evet, benim."
"Dün gece, ***** karakoluna kayıp bir bebek getirmişsiniz. Bebeğin ailesinin etrafta olmadığını, ailesinin bulunması gerektiğini bildirmişsiniz. Bu süreçte ise bebek sizde kalmış olmalı, değil mi?"
"Evet."
"Bebeğin ailesi bulundu. Bebeği karakola getirmelisiniz."
"Tamam, hemen geliyorum."

Telefonu kapattığım gibi cebime attım. Şifonyerin üzerindeki araba anahtarını da alıp cebime attım ve bebeği kucakladığım gibi evden çıktım. Arabaya bindiğim gibi karakola sürdüm.

Karakola geldiğimde kucağımda bebekle içeri girince pek çok kişinin bakışları bana dönmüştü. O sırada bir polis yanıma geldi.
"Arya Güngör siz misiniz?"
"Evet."
"Lütfen beni takip edin."
Polisi takip etmeye başladım. Biraz yürüdükten sonra bir kapının önüne geldik. Bu kapı, buraya geldiğimde konuştuğum adamın olduğu yerdi. Önümdeki polis kapıyı açtı ve geçmem için kenara çekildi. Ben içeri geçtikten sonra hızla odadan çıktı ve arkasından kapıyı kapattı. Odada daha önce konuştuğum polis, bir adam ve kadın vardı. Kadın ağlıyordu ve adamda onu teselli edercesine ellerini omuzlarına koymuş, sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben odaya girince bütün gözler bana dönmüştü. Kadın beni görünce hemen ayağa kalkıp yanıma geldi. Kadının elleri titriyordu. Yavaşça bebeğe uzandı ve yavaşça kucağına aldı. Bebeğin yüzünü titreyen elleriyle yavaşça okşadı. Ardından "Bebeğim. Benim güzel bebeğim." Dedi ve bebeğe sıkıca sarıldı. Kadın ağlamaya başladığından, adam hemen yanına geldi ve ona sıkıca sarıldı. Adamda ağlıyor ve bebeğe sarılıyordu. Bu tablo istemsizce gülümsememe neden olmuştu. Kadın bebeği adamın kucağına verdi ve bana döndü. Ben daha ne olduğunu anlayamadan bana sıkıca sarılmıştı. Sarılmasına karşılık verdim. Ardından kadın kulağıma fısıldadı.
"Teşekkür ederim. Bebegimizi bulduğun, bizim yokluğumuzda ona baktığın ve onu bize getirdiğin için sana minnattarım. Çok teşekkür ederim."
Kadın geri çekildikten sonra, adam bebeği kadının kucağına vermiş ve bana dönmüştü. Adamla tokalaştık. O sırada konuşmaya başladı.
"Her şey için teşekkürler. Sana minnettarız."
Bunu dedikten sonra kadınla beraber odadan çıktılar. Polis bana döndü "Sende çkabilirsin." Dedi.
Ben odadan çıktım. Tam karakolun çıkışına gelmiştim ki telefonum çalmaya başladı. Telefonu elime aldım. Melis arıyordu. Telefonu açar açmaz Melis'in bağırışıyla olduğum yerde sıçradım.

"Arya heme Burak'ın evine gelmelisin!"
"Melis sakin ol. Neler oluyor?"
"Soru sorma ve en kısa sürede gel!"

Melis telefonu suratıma kapatmıştı. Bir seyler olduğu açıktı. Koşarak karakoldan çıktım ve arabama binip Burak'ın evine doğru sürmeye başladım.
İçimde bir his vardı, ve bu hiç iyi bir his degildi.











Merhaba! Nasılsınız?
Sizin muhteşem yazarınız, saat gece 2 olmasına rağmen, sizin için bölüm yazdı. Umarım bir oyu ve yorumu bana çok görmezsiniz :)
Ve umarım bölümü beğenmişsinizdir ! :)
Bir daha ki bölümde görüşmek üzere! Hoşçakalın!

Melekler ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin