#24

4.5K 199 47
                                    

Bakışlarımı yerden çekerek Emir'e döndüm. O sırada aklıma eterli mendil geldi. Sanırım nasıl kaçacağımızı bulmuştum.

"Emir?"
"Efendim?"
"Sanırım nasıl kurtulabileceğimizi buldum."
"Nasıl?"
"Şimdi, cebindeki mendilde eter var. Adam kapıya yaklaştığında, sen kapının kenarına saklanacaksın. Adam içeri girdiğinde eterle onu bayıltacaksın. Sonra onu bağlayacağız ve buradan gideceğiz."
"Mantıklı. Peki o zamana kadar ne yapacağız?"
"Bekleyeceğiz. Ve adam geldiğinde, işini bitireceğiz."

Beni onaylarcasına başını salladığında ayağa kalkıp yanına gittim ve oturdum.
"Araştırma nasıl gidiyor?" Diye sordum.
"Ne araştırması?"
"Ali Rıza'yı nerden tanıdığımı öğreneceğini söylemiştin. Öğrenebildin mi?"

Hafifçe gülüp kafasını duvara yasladı.
"Hayır, öğrenemedim. Sen söylememekte hâlâ ısrarcı mısın?"

"Sabreden derviş, muradına ermiş' derler. Belki bir gün söylerim. Peki sen nerden tanıyorsun?"

Kafasını bana çevirerek yan bir gülüş attı.
"Sen söylemedikçe, bende söylemeyeceğim."

Oflayarak kafamı duvara yasladım ve ondan tarafa çevirdim.
"Çok sinir bozucusun. Biliyorsun, değil mi?"
"Ama sende söylemiyorsun."
"Benim söylememek için geçerli sebeplerim var."
"Öyle mi? Neymiş o sebepler?"
"Onları da söyleyemem."

Emir bu dediklerimle ofladı.
"Ama sende hiçbir şeyi söylemiyorsun ki."
Küçük bir çocuk gibi konuşmuştu ve bu hali çok komikti. Bu haline istemsizce gülmeye başladım.

"Ne? Çok mu komik?"
Yine çocuk gibi konuşmuştu. Bu da benim daha fazla gülmeme neden olmuştu. Hatta Emir de gülüyordu. İkimiz de şu an sebepsizce gülüyorduk.

Kafayı yedik, dibini de sıyırıyoruz. İyi mi?

En sonunda ikimiz de kendimizi durdurabilmiştik. Ancak hâlâ nefes nefeseydik. O anda ikimiz de kafalarımızı birbirine çevirdik. Yüzlerimizin arasında az bir mesafe vardı. Ağzımdan titrek nefesler alıp veriyordum. Emir'in gözleri, hafif aralık olan dudaklarıma kaydı. Benimde ondan farkım yoktu. Hafifçe birbirimize doğru eğilmeye başladık o sırada bir kapı sesi duyuldu. İkimiz de hızla birbirimizden uzaklaştık.

Adam gelmiş olmalıydı. Hemen ayağa kalktık. Emir kapının kenarına geçerek cebindeki mendili çıkarttı. Bende yerdeki ipleri elime aldım. Tam o sırada da kapı açıldı.

Adam içeriye doğru bir adım attığı sırada, Emir hemen bezi adamın ağzına kapattı. O sırada adam Emir'e dirsek attı.

Sanırım planda küçük bir değişiklik olacak.

Emir'den

Adam suratıma dirsek attığında istemsizce geriye doğru birkaç adım atmıştım ve mendil elimden düşmüştü. Adam hızla arkasını dönüp suratıma yumruk savurdu. Eğilerek yumruğundan kaçtım. Karnına sert bir yumruk attım. Adam iki büklüm olunca kafasını tutup dizimi geçirdim. Adam eliyle yüzünü kapatınca, saçlarından tutup sertçe duvara çarptım.

Adam yere yığılınca, bayılıp bayılmadığından emin olmak için ayağımla dürttüm. Kıpırdamadığında bayılmış olduğunu anladım. Arya yanıma geldi.
"Burnun kanıyor." Dedi.

Elimle burnumu sildim. Gerçekten de kanıyordu.

Arya'ya baktığımda adamı bağlamış olduğunu gördüm. Arya ayağa kalkıp bana döndü.
"Hadi gidelim."

Odadan çıkıp kapıyı da zincirledik. O sırada Arya kapının yanına gitti ve yerden bir şey alıp cebine koydu.
"O ne?" Dedim.
"Telefonum."

Başımla onayladım.

Spor salonundan çıktığımızda etrafta kimse yoktu. Herkes gitmiş olmalıydı. Bahçede ilerlerken adım seslerimiz yankılanıyordu. En sonunda okuldan çıktığımızda kendi arabalarımıza yöneldik. Ben arabama binip ilerlemeye başlayacağım sırada, arabasının başında duran Arya'yı gördüm. Arabamla yanına gittim ve camı açıp ona seslendim.
"Gitmeyi planlamıyorsun sanırım."
"İstesemde gidemem ki." Dedi oflayarak.
"Neden?"
"Çünkü tekerleklerim patlamış. O adam yapmış olmalı."
"İstersen benimle gelebilirsin."

Bana sorgulayan gözlerle bakmaya başlamıştı.

"Hadi ama. Zaten aynı yere gidiyoruz."
Yenilgiyle konuştu. "Tamam."

Arya hiç konuşmadan arabaya bindi. Ben ise yarım ağız sırıtıyordum.
Arabayı sürmeye başladım.











Herkese merhaba arkadaşlar!Nasılsınız? Umarım iyisinizdir!

Bölümü beğendiniz mi?









♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡




Melekler ÇetesiWhere stories live. Discover now