#35

3.5K 169 31
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)

Emir'den

Yattığım yataktan tavana bakıyordum. Toplantı bittikten sonra geri dönmüştüm ve yatmıştım. Ancak uyku tutmamıştı. Kaç saattir bu şekilde tavana bakarak düşünüyordum, bilmiyorum. Kafamı karıştıran şeyler vardı.

Mesala Melekler Çetesi'nin lideri olan kız. Bana çok tanıdık geliyordu. Özellikle de gözleri. Gözleri çok tanıdıktı. Ancak kim olduğunu hatırlayamıyordum.

Bir diğer kafamı karıştıran şey de, Arya'nın, Ali Rıza'yı nerden tanıdığıydı. Onun hakkında derin bir araştırma yapmıştım ancak bulabildiğim tek şey kardeşi ve kendisinin kaçırılmasıyla ilgiliydi. Öğrendiğim kadarıyla, onları kaçıranın kim olduğu bilinmiyordu -veya bildirilmiyordu. Ya da kardeşine ne olduğu...

Başımın ağrıdığını hissettiğimde yattığım yerden doğruldum. Camın yanına gidip perdeleri araladım ve camı açtım. Gözlerim karşı odanın camına takıldı. Işıkları hâlâ açıktı. Muhtemelen uyumamıştı.

Arkamı dönüp odadan çıktım ve aşağı indim. Baş ağrım şiddetlenmişti. Mutfak dolabından ağrı kesici çıkardım ve içtim. Kalçamı tezgaha yasladığım sırada zilin çalmasıyla kapıya yöneldim. Kapıyı açtığım sırada karşımda gördüğüm kişilerle gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

"Anne? Baba?"

Annem rahatlamış bir şekilde nefes verirken babam ona döndü.
"Sana bir sorun olmadığını söylemiştim hayatım."

Ben şaşkın bir şekilde onlara bakmaya devam ederken annemin konuşmasıyla kendime geldim.
"Oğlum. Bak annen baban gelmiş. Çekilsene kapının önünden geçelim içeri."

Benim kenara çekilmeme kalmadan annem ben iterek içeri geçti. Hemen ardından da babam. Hâlâ şaşkın bir şekilde duruyordum. Bende içeri girip arkamdan kapıyı kapattım. Annemle babama baktım.

"Anne, baba. Saat gecenin bir yarısı. Farkındasınız, değil mi? Burda ne işiniz var?"

Söze babam girdi. "Annen, telefonlarını açamayınca seni merak etmiş. Tutturdu gidelim de görelim diye."

"Sen niye telefonlarımı açmıyorsun bakayım?" dedi annem ve kulağımı çekti. Arkadaşlarım burda olsaydı kesinlikle alay konusu olurdum.

Cidden mi? Kaç yaşına gelmişim hâlâ kulağımı çekiyor?

Kulağımı ovuşturarak anneme baktım.

"Yaren, çocuk kaç yaşına gelmiş, sen hâlâ kulağını çekiyorsun." Babam içimdeki sesin tercümanı olarak konuşmuştu.

Elimle yüzümü ovdum. "Bu gece burada mı kalacaksınız?"

Babam konuşmaya başladı.  "Hayı-"

Annem karnına dirseğini geçirince söylediği yarım kaldı. Hemen ardından da söze annem girdi. "Tabi ki burda kalacağız oğlum."

***

Duyduğum seslerle yerimden sıçrayarak uyandım. Alt kattan büyük bir gürültü gelmişti. Hızla ayağa kalktım ve odadan çıkıp aşağı indim. Mutfağa baktığımda yerde kırılmış birkaç tabak vardı. Annem ve babam ise bunları temizlemeye çalışıyordu.
"Burda ne oldu?"

"Oğlum, biz kahvaltı hazırlayacaktık. Babana tabakları çıkarmasını söyledim. Ama nazar işte elinden kayıp düştü." dedi annem.

Tam ağzımı açıp konuşacakken kapının çalmasıyla o yöne ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda Arya'yı görmemle şaşırdım. Gözleri yorgunlukla kısılmıştı ve saçları birbirine girmiş, kabarmıştı. Açıkçası, bu hali çok komikti.

Bana boş gözlerle bakarken konuştu. "Pazar günü, sabahın köründe neden evinden iki domuz çiftleşiyormuş gibi sesler geliyor?"

Bu benzetmesine sırıttığım sırada arkamdan gelen sesle kafamızı o yöne çevirdik.
"Oğlum, kim gelmiş?"

Arya şaşkın bir şekilde anneme bakarken, annemin de ondan aşağı kalır bi' yanı yoktu.

"Yaren abla?"
"Arya?"




















Eveett. Yoğun ve hastalıkla geçen bir haftanın sonunda bu bölümü atabildim.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir :)

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalın.
























♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Melekler ÇetesiWhere stories live. Discover now