Bölüm Beş

3.7K 326 17
                                    

   7 Yıl Önce, Tesisler…

  Sıcak bir gündü. Güneş, Tesisler’i aydınlatıyordu.

  Regulus, güneşten rahatsız olarak odasındaki pencerelerin perdelerini kapattı. Yeniden masasına döndü ve parmaklarıyla tahtanın üzerinde ritim tuttu. Bastiaan da yanındaydı. Onun karşısında dikiliyor ve söyleyeceği şeyleri bekliyordu.

  Regulus, konuşmak yerine masanın üzerinde duran şırıngayı aldı ve elinde gezdirdi.

  ‘’Nasıl emin olabiliyorsun?’’ diye sordu Bastiaan. ‘’Ya bu bir oyunsa? Ya Nate’in üzerinde öyle bir lanet yoksa?’’

  ‘’Önemli değil.’’ diye karşılık verdi Regulus. ‘’Eğer lanet doğruysa Nathaniel, benim askerime dönüşecek. Eğer değilse dönüşmeyecek. Benim kaybedecek bir şeyim yok.’’

  ‘’Ona değer veren kimsesinin kalmaması gerektiğini söylüyorlar.’’

  ‘’Bizim yapacağımız şey de bu zaten.’’ dedi Regulus. Elindeki şırıngayla oynamaya devam ediyordu.

  ‘’Bu o mu?’’ diye sordu, şırıngayı işaret ederek. ‘’Antares’in sahip olduğu hastalığın aynısı mı?’’

  Regulus, gülümsemesine engel olmadı. ‘’Evet.’’ dedi.

  ‘’Antares’in hasta olduğunu söylüyorsun ama ben onun bir hastalığı olduğunu fark etmemiştim.’’

   ‘’Çünkü kontrol altında. Kilit altında.’’

   ‘’Ya serbest kalırsa?’’ diye sordu Bastiaan.

   ‘’Bir süre bilinci kapanır.’’ dedi Antares rahat bir tavırla. ‘’Sonra da bir canavara dönüşür. Bethy’nin dönüşeceği şeye dönüşür.’’ Regulus duraksadı ve sonra kapıya doğru yüksek sesle seslendi. ‘’Carl?’’ İçeri yirmili yaşlarında, kısa boylu bir adam girdi. ‘’Bethy’yi buraya gönder.’’ Adam, Regulus’a başını sallayarak karşılık verdi ve dışarı çıktı.

  ‘’Şimdi mi yapacaksın?’’ diye sordu Bastiaan.

  ‘’Evet, Sebastiaan.’’ diye karşılık verdi Regulus ve Bastiaan başka hiçbir soru sormadı.

  Yaklaşık beş dakikalık bir sessizliğin ardından içeri esmer, kısa boylu bir kadın girdi. ‘’Beni çağırmışsın.’’ dedi tok bir ses tonuyla.

  Regulus, oturduğu yerden kalktı. Bethy ve Bastiaan, bir an göz göze geldiler ama sonra ikisi de yeniden Regulus’a döndü.  ‘’Oğlun nasıl, Bethany?’’ diye sordu Regulus.

  ‘’Nate mi? Gayet iyi.’’ dedi Bethy omuz silkerek.

  ‘’Peki, sen nasılsın?’’ dedi sahte bir şefkatle. ‘’Bugün kocanın ölüm yıl dönümü diye duydum.’’

  Bethy, yutkundu ve sonra duruşunu dikleştirdi. ‘’İyiyim.’’ dedi kısaca.

  ‘’Çok trajik.’’ dedi Regulus Bethy’ye biraz daha yaklaşarak. Sağ elindeki şırıngayı arkasında saklıyordu. ‘’Babasının ölümünün ve annesinin bu hastalığa yakalanmasının aynı tarihe gelmesi…’’

  Bethy, kaşlarını çattı. ‘’Hangi hastalık?’’

  ‘’Bu hastalık.’’ dedi Regulus, şırıngayı kaldırarak. Bethy, birkaç adım geriledi ama Regulus, onu hızla boynundan yakaladı ve şırıngayı ensesine soktu. Bethy, çığlık atmak için ağzını açtı ama Regulus, sol elini kadının ağzına bastırdı. Bethy, bir süre debelendi ve sonra yere yığıldı. Regulus, onu tutmadan düşmesine izin verdi. Şırıngayı kahverengi ceketinin içine soktu ve birkaç adım ilerideki kapıyı açtı. Carl, oradaydı. Regulus, Carl’a Bethy’yi gösterdi. ‘’Onu buradan çıkarıp gözetim altına al. Sanırım bir hastalığı var.’’

Kayıp Kanatlar 2: DüşüşWhere stories live. Discover now