Bölüm 15

455 57 65
                                    

"Çocuklar hadi kahvaltıya"

Sehun duyduğu ses ile lanet ederek kolunu kapıya dayayıp kafasını gömdü.Bölündüğü için sinir olmuştu.Tam kafasında oluşturduğu bazı şeylere kendi inandırmışken şimdi hepsi alt üst olmuştu.Kafasını kaldırıp kendini kapıya iyice dayayan ve kolu üzerindeki elini sıkan Jongin'e alaycı bir sırıtış sundu.Atan kalbinin sesini nerdeyse duyuyordu ve bu onun egosunu okşuyordu.

Jongin,Sehun'un üzerinde hissettiği alaycı bakışlar ile daha çok heyecanlanmışken atan kalbi ve tekleyen nefesi ona hiç yardımcı olmuyordu. Bir de yakalanma korkusu onu daha yüksek bir paniğe sürüklemişti.Bir yandan da bölündüğü için üzülüyordu.O küçük pembe ama dolgun dudakların hayalini ne kadar kurmuştu kendisi de saymamıştı. Dudakları içinde onun dudaklarının gezindiği fikri vücuduna elektrik akımı verilmiş gibi titretti.
Kendi iyiliği için aradan sıyrılırken derin bir nefes aldı.

Ikili birbirlerine bakarken Jongin heyecandan kapının dibine çökmediği için dua etti.Sehun bölünen bu güzel an yüzünden lanet ediyorduBir şeyler mırıldansa da Jongin duyamıyordu.Arkasına dönüp hala silmediği alaycı sırıtışı ile yüzü kırmızıya dönmüş Jongin'e baktı.Utandığı için kızaran o yanakları sevdigini hisseti.

Jongin nefes almayı zorlukla başarıp kapıyı açtı ve koşarcasına odadan çıktı.

Kahvaltı masasına kendini nasıl attığını bilmiyordu.Tek bildiği koşarcasına arkasına bile  bakmadan çıktığı odadan yükselen Sehun'un kahkahalarıydı.

Bayan Oh aniden gelip masaya pat diye oturan ve yüzü kırmızıya dönen Jongin'e endişe ile bakıp

"Ateşin mi var Jongin?" diye merakla sordu.Jongin'in hasta olması isteyeceği son şey bile değildi.

Jongin kafasını olumsuz anlamda sallarken heyecanlanmanın vermiş olduğu etki ile bacaklarını belli bir ritimde oynatıp dudaklarını dişledi.

"Hayır teyze çok sıcak olduğu için kızarmış olmalı."

Bayan Oh rahatlarcasına derin bir nefes alırken Sehun mutfağa girmişti.

"Günaydın anne"dedi yüksek bir tonda sonra masada Sehun'la göz göze gelmemek için kafasını tabağa gömüş  Jongin'e sinsi bir gülümseme ve alaycı bir tonda
"Günaydın Jongin Hyung." dedi.

"Sayende hemen uyanabildim. Her sabah beni sen uyandırmalısın!"

Jongin cümlenin içinde yatan imayı anladığında kafasını tabaktan kaldırmış hayretle Sehun'a bakmıştı.Bunu açık bir teklif olarak mı algılamalıydı bilmiyordu.Iksini de süzen teyzesinin bir şey anlamaması için

"Sana da günaydın Sehun" diyerek kestirip attı.Son kısmı duymamış gibi yapacaktı yoksa daha çok heyecanlanacak, yüzü daha çok kizaracak ve her şeyi birbirine katacaktı.

"Ikinizin tekrar anlaşması ne hoş hep böyle kalın çocuklar."

Bayan Oh yüzünde memnun bir tebessüm ile söylerken Sehun masayı dolanıp Jongin arkasına geçti ve kollarını onun boynuna sararken yüzüne heyecanlı bir ifade takınıp

"Jongin hyungla yeninden yakın olduğum için mutluyum anne " dedi ve Jongin'in kulağına eğilerek

"Sende mutlusun değil mi hyung?" diye sordu.

Jongin daha ne kadar şaşıracağını bilmiyordu.İçinde tepişen gergedan sürüsü mü yoksa Sehun'un bu aniden değişen tavırları mı onu daha çok hayrete sürüklüyordu karar vermek zordu.Kafasını sallayıp

ᶜʰᵉʳʳʸ ᵇˡᵒˢˢᵒᵐˢ ᵃᶠᵗᵉʳ ʷᶤᶰᵗᵉʳ/ ˢᵉᵏᵃᶤ Место, где живут истории. Откройте их для себя