bölüm 26

368 45 29
                                    

kaisever'e ithaf ediyorum.

"Jongin?"

Duyduğu ses ile odasına usulca giren teyzesini izledi Jongin.Çalıştığı kitabın kapağını kapatarak usulca ona ilerleyen teyzesine sandalyesini çevirdi ve samimi bir tebessüm bıraktı ortaya.

"Dersini böldüğüm için üzgünüm.Sehun dışarı çıktı ve bende seninle konuşmak için uygun bir zaman olduğunu düşündüm"dedi tane tane Bayan Oh

"Sehun buradayken seninle konuşunca tedirgin hissediyorum." Güzel yüzüne hayranlıkla bakabileceğiniz bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
"Bilirsin biraz soğuk"

Biliyorum dercesine kafa salladı Jongin.

'En çok ben biliyorum' diye geçirdi ıçinden.Dalgın gözükmemek adına gözlerini teyzesinin gözlerinden ayırmadı.

Teyzesinin onunla ne konuşacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu.Sehun yokken konuşmak istemesi bir şeyler öğrenmiş olabilir mi sorusunu sorduruyordu direk Jongin'e.Içini kaplayan korku sellerine de inanmak istemiyordu.Şuanlık başına gelebilecek en korkunç şey Sehun ile ikisini öğrenmesiydi.Evet, Jongin bundan ölesiye korkuyordu.Hızlı hızlı atan kalbinin teyzesi tarafından duyulmasını istemiyordu.Ve sessizlik devam ettikçe daha da stresli oluyor katlanılmaz bir hal alıyordu.

Bayan Oh Jongin'in yüzünün kızardığını ve endişe dolduğunu görünce onu rahatlamak adına Jongin'in yüzünü avuçları içerisine alıp okşadı.

Jongin onun nasıl böylesine sevgi dolu etrafa neşe saçan biri olduğuna inanamıyordu.İçinde teyzesine karşı ölçemeye kalkışamayacağı büyük bir sevgi vardı.Bunun birçok nedeni de vardı elbette.En başta kimsenin yapmayacağı şeyi yapmış arkadaşının çocuğuna kendi çocuğu gibi bakmış sevmiş bu yaşa kadar getirmişti.Ikinci olarak onunla konuşurken takındığı sevecen ve güleç tavrı ayriyetten ondan küçük olan Jongin'e karşı takındığı saygıydı.

Teyzesi hala yüzünü okşarken içine dolan huzuru ayak tırnaklarına kadar hissediyordu.Bu huzur farklıydı elbette çünkü Sehun ona dokunurken de içini ayak tırnaklarına kadar huzur kaplıyordu.Ama teyzisinin içinde oluşturduğu huzur anne sıcaklığı iken Sehun'un içinde oluşturduğu huzur...Bunu anlatmak imkansızdı.

"Dinliyorum teyze." dedi.Biraz daha okşanırsa bir kedi misali teyzesine yanaşıp miyavlamaktan korkuyordu.Bir kedi bile değildi oysaki.

"Bir sorun mu var yoksa?"

Bayan Oh Jongin'in yüzündeki ellerini indirip Jongin'in ellerini avuçları içine aldı.

"Sorun yok tatlım.Biraz seninle konuşmak istedim.Uzun zamandır konuşamıyorduk"

Bu sefer duygu ve özlem dolu çıkmıştı teyzesinin sesi.Teyzesinin ellleri içindeki ellerine daha sonra acı tebessümle dolan ifadesine baktı.Bu ifade ilerleyen her dakika Jongin'i daha çok korkutuyordu.Sahi neden öyle bakıyordu?Bir şey mi olmuştu yoksa bu sadece kuruntudan mı ibaretti.Bunun cevabını çok merak ediyordu.

"Teyze beni korkutuyorsun.Bir şey olmadığına emin misin?"

Bayan Oh kafasının ellerinin üzerine koyarak gözlerini kapadı.Jongin istemsizce dizlerinde duran teyzenin yüzünü inceledi.Daha önce bu fırsatı hiç değerlerdirememişti.Bembeyaz yüzü parıl parıl parıldıyordu.Yuvarlak bir yüzü Sehun'un burnunu andıran,yüzüne oranla biraz büyük bir burnu vardı.Kötü durmanın yanından bile geçmiyordu bu büyüklük.Farklı bir hava katıyordu,güzel duruyordu.Dudakları Sehun'un dudaklarından çok bağımsızdı.Sürdüğü rujdan mı bilinmez Iri ve tıpkı küçük bir kalbe benziyordu.'Demeki Sehun'un dudakları babasının dudaklarına benziyor'diye düşündü.Dudakları hariç Sehun kesinlikle tıpkı annesi gibiydi.Onu kadar güzel ve özel.

ᶜʰᵉʳʳʸ ᵇˡᵒˢˢᵒᵐˢ ᵃᶠᵗᵉʳ ʷᶤᶰᵗᵉʳ/ ˢᵉᵏᵃᶤ Where stories live. Discover now