Bölüm 19

392 47 60
                                    

"Konuşmamız gereken derin bir mevzu var."

Sehun omzuna attığı sırt çantası ve üzerine tam oturmuş tüm kıvrımlarına itinayla belirginleştiren okul üniforması ile içeri girdi.Arkadan da yandan da önden de bir ilah gibi duruyordu.Sert çene hattı çatık duran kaşları ile Junseok irkildi.
Buluşmamaya kararlı olsa da buna artk bir dur demesi gerekiyordu.Köpeğinin ipini ne kadar gevşek tutarsa kaçma olasılığı o kadar yüksekti.Junseok onun için dışarıdaki bir köpekten farksızdı.Hatta köpeğe bile haksızlık olurdu .yine de sıfatına en çok yakışan oydu.

Gözlerini kısarak dişlerini sıktı.Annesi ve Jongin'in ısteği olmasa onu bu okulun betonuna gömerek üzerine sırasını koyar mezun olana kadar otururdu.Oturmaktan da haz duyardı.

Junsesok karşında gördüğü geniş omuzlar ve sert bakışlar ile ürktü.İçinden Jongin denen eziğe küfür etmeden duramadı.O söylemiş olmalıydı ki Sehun karşına bu şekilde çıkıyordu.Güçlü görünmeye çalışarak omuzlarını dik tuttu.

Korkuyordu Junseok.
Vücudunun yaydığı korkunun kokusunu 3 metreden bile duyabilirdi Sehun.Stresle parmaklarını oynattığını,yüzünde oluşan gergin ifadenin ,soluklaşan yüzün,ritimlenen ayakların...Bunlar hepsi korkunun belirtisiydi.Gülümsedi.Adını sürekli unuttuğu,hatırlamaya gerek duymadığı bir ruhani varlıktı onun için.Aynı sınıfta oldukları için bile utanç duyuyordu.

Arkada tuttuğu elindeki kitabı Junseok'un yüzüne fırlattı.

"Söyleyecek bir şeyin yok mu?"

Junseok kitaba baktıktan sonra gözleri kocaman oldu.
"Bu o eziğin kitabı değil mi?"
Diye ıçinden geçirdi."yoksa Sehun'un muydu?"

Lanet edip gözlerini Sehun'un gözleri ile buluşturdu.

"Yanlışlıkla sıçrattım,yani neden sabahın köründe kriz yaratıyorsun?"
Diye homurdandı Junseok.Deli cesaretini nerden bulduğunun cevabını o da bilmiyordu.

Sehun'un laubali sözler karşısında gözleri seğirdi.Yumruklarını sıktı

"Ne dediğimi anlamamışa benziyorsun."

Junseok anlamsız gözlerini Sehun'a dikti.Yüzünde mimik oynamayan bu çocuk onu korkutuyordu.Kemikli ellerinin herhangi bir yerinde yarattığı darbeyi düşünemedi bile.

"Ne?"

Sehun'un her geçen dakika sinir kat sayısı artıyordu.Sabır dilercesine kafasını tavana kaldırıp kravatını genişletti.

"Sana diyorum ki özür dile"

Dişlerinin arasından konuşurken ses tonunun yüksek çıkmasına engel olamamıştı.Olmak istememişti.

Junseok duyduğu kelimeler ile şoka uğradı.Hayatı boyunca hiç özür dilemeyen biri olarak,şimdi özür dilemek tüm gururunu yakmak demekti.Kavga çıkarsa sağ çıkamayacağına da emindi.üstelik sınıfta kimse yokken her şey tamamen onun alehineydi.Biri görse bile Sehun'un tarafını tutar onun başlattığını söylerdi ve cezayı yine o alırdı.Beynini çıkış yolları için yaptığı planlar meşgul ederken Sehun rahat bir pozisyon ile onu izledi.Eninde sonunda özür dileyeceğini biliyordu.

"Ü-üzgünüm."

Hırsla soludu Junseok.Bunu unutmayacaktı.Gözünü intikam hırsı bürüdü.Bunu o ikisnin yanına da bırakmazdı.Yumruklarını boğumları beyazlayana kadar sıktı.

Sehun gülerek arkasını döndü.Böyle aptallar ile uğraşmak ona göre değildi.Onunla muhattap olmak bile başlı başına büyük bir zaman kaybıydı.Sırf bunları Jongin için yapmıştı.Çıkmadan kafasını dönerek
"Bundan sonra dikkatli ol" dedi.

ᶜʰᵉʳʳʸ ᵇˡᵒˢˢᵒᵐˢ ᵃᶠᵗᵉʳ ʷᶤᶰᵗᵉʳ/ ˢᵉᵏᵃᶤ Where stories live. Discover now