Bölüm 24

487 52 33
                                    

Bugün günlerden Sehun günüydü.Çünkü bugün Jongin okula Sehun'un sevgilisi olarak gidecekti.Çünkü Jongin bugün okula artık korkuları olmadan ,düşünceleri onu boğmadan,hisleri sekteye uğramadan gidecekti.Güneş bir farklı parlıyordu,gökyüzü farklı bir aydınlık barındırıyordu.Sanki hepsi bugünü bekliyor gibi,bugünü kutluyor gibiydi.

Okul formasının beceremediği kravat ile uğraşırken yüzünü gülümseme kapladı.Dünden beri sersem bir ifade ile yüzünde o gülümseme etrafta öylece dolanıyordu.Aptal gibi durmadan gülecek miydi hep böyle?
Yemek yerken,yüzünü yıkarken,dişlerini fırçalarken...

"Jongin hazır mısın?" diye arkadan bağırdı Sehun

" çıkalım geç kalacağız"

"Evet!kravatımı takıp geliyorum"

Sehun ayakkabılarını giyerken Jongin yamuk kravatı ve yüzündeki çocuksu ifade ile geldi.Gülümsemesini saklayamadı .Jongin öylesine tatlıydı,öylesine onun hissetiriyordu ki.

"Işte"dedi Sehun."O artık benim.gülüşüyle,kalbiyle,ruhu ile hatta tüm benliği ile..."

"Gel buraya"

Jongin ayaklarını sürte sürte Sehun'un önündGerçi oninduğunda,Sehun Yamuk kravatı çıkarıp yapmaya başladı.Güzelce yapıp tekrar Onu hayranlık ile izleyen sevgilisinin boynuna takıp sıktı.Gömleğinin yakalarını da düzeltikten sonra gözlerini onu izleyen Jongin'in gözlerine dikip gülümsedi.

"Çok bakma nazar değdireceksin"  diyerek güldü Sehun ve Jongin'in burnuna öpücük kondurup elini tuttu.

Jongin kıkırkdarken Sehun bunların bir rüya olmadığı için Tanrıya dua etti.

******
2.Dersin teneffüs arasıydı.Sehun lavaboya gitmek için kalktığında Jongin arkasından hayranlık besleyen surat ifadesi ile onu izliyordu.
Sanki Sehun bir idol Jongin ise onun seasang hayranı gibi bir tavır içindeydi.
Korkuyordu.Sehun bir an yanından kalksa kaybolacak gibi,hepsi tekrar eskiye dönecek gibi korkuyordu.

Junseok bir sıra onun önünde oturuyor,ikidebir ona dönüp sırıtıyordu.Tamem ona döndüğünde,onu tepesinde dikilirken bulmayı beklemiyordu.

"Bende ne zaman gelecek diyordum." diye mırıldandı.Yüzünde yamuk bir gülümseme ve sarı dişlerini ona sunan Jungseok'un tepesinde dikilmesi ile kollarını göğsünde bağlayarak yüzünde ifade barındırmayacak şekilde Junseok'a baktı.Onunla uğraşmak istemiyordu ki.Kaç gündür sesi soluğu yoktu ve ister istemez Jongin ;ne planlıyor,ne zaman gelecek diye sorup duruyordu. Ne zaman gelecek saçmalayacak ve gidecekti? İçinden bunlar geçerken aklına gelen şey ile gülümsedi. Bir söz vardı.Iti an çomağı hazırla.It bu durumda Junseok oluyordu.Ve bu tabir ona cuk oturmuştu.

"Jongin günlerdir merak edip durduğum bir soru var soracağım.Sorabilir miyim?"

Jongin tepki vermeyip onu izlemeye devam etti.Zaten hayır dese bile soracaktı.Yine de izin alıyormuş gibi davranmasından nefret etti.Gerçi onun her şeyinden nefret ediyordu.

"Tabiki soracağım" kendi kendine güldü.

"Jongin erkekler arasında yapmak nasıl bir duygu?"

Yüzüne alaycı bir sırıtış ekleyip devam etti Junseok

"Iyi hissettiriyor mu?"
Jongin sessizce sadece dinledi.Bir an önce konuşup konuşup def olup gitmesini istiyordu.

"Eminim.iyi hissetiriyordur"

Eğlendiğini belli eden bir kıkırdama bıraktı kalabalık sınıfa.Sınıf ona kınayıcı bakışlarını sunarken umursamadı.Aklı sıra eğleniyordu.

ᶜʰᵉʳʳʸ ᵇˡᵒˢˢᵒᵐˢ ᵃᶠᵗᵉʳ ʷᶤᶰᵗᵉʳ/ ˢᵉᵏᵃᶤ Where stories live. Discover now