maledictus [marauders era]

17 ° çarpışma

Gördüklerinden sonra o sokaktan nasıl çıktığını hatırlamıyordu. Kalbini büyük bir korku kaplarken kafasını ardı ardına sorular dolduruyordu. Buraya gelmeyi nasıl başarmıştı, onu nasıl bulmuştu ve en önemlisi genç cadıyı görmüş müydü? Yarı erimiş karda arkasına bakmadan koşarken bunları düşündü. Kalabalık alanda insanlara çarpıp geçerken hiçbir şeyi gözü görmüyordu. Onu sonunda durduran da bu olmuştu. Aniden önüne çıkan bedene çıkıp kıç üstü yere düştü. Neyse ki zemin yumuşaktı da canı o kadar yanmamıştı.

"Merlin aşkına! Sonunda buldum seni."

Eleanor kafasını kaldırıp sesin sahibine baktı. Sirius Black ona hesap sorarcasına bakarken içindeki korkunun azaldığını hissetti. Tanıdık birini görmek onu rahatlamıştı biraz da olsa. Sirius elini uzatıp genç kızın kalkmasına yardım ederken konuşmasına devam etti. "Sabahtan beri seni arıyoruz. Hadi biz tamam ama Esme kafayı yiyecekti."

"Peter ve Faria buluşması ile uğraşıyor sanıyordum." dedi Eleanor zorla.

"Buluştular zaten." dedi Sirius. Sesindeki azar tonu biraz olsun bile azalmamıştı. "Sonra da bizden seni aramamız için yardım istedi."

"Biz?"

"Remus, James, ben ve kızlar elbette." diye açıkladı Sirius. "Gerçekten Eleanor neler oluyor? Nereye koşuyordun? Dahası yüzün neden bembeyaz?"

Eleanor endişeli bir şekilde etrafına baktı önce. Büyükbabası ve kızlardan bir iz yoktu. Sirius'a baktığında yutkundu. Olayından etkisinden olsa boğazı kurumuştu. "Önce bir yerlerde oturabilir miyiz? Olduğum yere yığılacakmış gibi hissediyorum."

"Tamam." dedi Sirius daha yumuşak bir sesle. "Üç Süpürge'ye gidelim. Hadi."

"Üç Süpürge olmaz!" diye karşı çıktı hemen. "Ne kadar sakin bir yer olursa o kadar iyi."

Sirius genç cadının lafını ikiletmeden başını salladı. Eleanor'un koluna girip yürümesine yardım ederken onu izleyen bir çift gözden habersizdi.

❆❆❆

Eleanor ilk geldiği Domuz Kafası hakkında bir çok şey duymuştu. Tıpkı anlatıldığı gibi pek hijyenik olmayan, öğrencilerin tercih etmediği tekinsiz yerdi ama şu an genç cadı için bir sığınak olduğu için bunlar umurunda değildi. Sirius'un getirdiği kaymak birasını titremesini kontrol altına alarak eline aldı. Tadı Üç Süpürge'dekinden oldukça farklı olan içeceği tek dikişte bitirirken ne kadar susadığını şimdi anlamıştı.

Sirius ona yarı şaşkınlık yarı merakla bakarken bardağı masaya bıraktı. "Teşekkür ederim."

"Önemli değil." dedi genç büyücü. "Şimdi neler olduğunu anlatacak mısın? Bir şey yok deme çünkü bunları yemem."

"Beni sadece yalnız bıraksan?"

Sirius alayla gülümsedi. "Üzgünüm hanımefendi ama artık Çapulcular'ın ek kontenjandan arkadaşı olduğunuz için bunu yapamam."