chapter 7: victims

614 85 46
                                    




Yanı başımdaki telefonumun çalmasıyla gözlerimi zar zor açıp elime aldım ve kim olduğuna bakmadan aramayı yanıtlayarak kulağıma yasladım.

"Sizin için bir şeyim var."

Tanıdık kadın sesini duyar duymaz ayağa kalkıp Jeno'yu dürtükledim ve çantamdan bir defter ve kalem çıkarttım. Jeno gözleri yarı açık, saçları dağınık bir şekilde yanıma geldiğinde telefondaki kadını dinlemeye odaklandım.

"Bulduğum ne varsa bilgisayara yollayacağım. Millet dikkatli olsanız iyi olur."

"Bana birkaç şeyden bahset." dedim boş konuşmasını umursamadan.

"Ne istersin?" cümlesini klavyedeki tuşlara basan parmaklarının ses takip etti.

"Yeteneklerini göz önüne alırsak bu işin başındaki kişiyi olmasa bile yardım edenleri bulmuşsundur."

Kendi beğenmiş bir gülüşle onaylayan mırıltılar çıkardı."Eskiden bu proje için çalışan birkaç kimyager buldum. Biri oradaki üniversitede profesör ve diğeri de hastanede laborant. Diğeri ise bir uçak kazasında ölmüş."

"Son bahsettiğin kişinin yaşı kaçmış?" dedim elimdeki deftere söylediklerini not alırken.

"46 yaşındaymış. Hastane kayıtlarına baktım herhangi bir hastalığı yok. Organ nakli olmamış, genetik bir hastalığı yok. Otopsi raporunda ise tanınmayacak hâlde olduğu ve vücudunun uzun süre suda kalmasından dolayı şiş bir şekilde bulunduğu yazıyor."

Jeno bana çatık kaşlarla bakarken biraz uykusu açılsın diye gidip diğerlerini uyandırmasını istedim. Paytak adımlarla yürüyerek komodinin üstünden anahtarı alıp kapıyı açmıştı. O, odadan çıkarken telefondaki kadına bir soru daha sordum.

"Ne zaman ölmüş?"

"Birkaç ay önce. Kendi özel jetiyle giderken motoru patlıyor ve suya çakılıyorlar."

"Uçağı kendi mi uçuruyormuş?"

"Hayır, pilot varmış ancak son anda paraşütle kurtulmuş. Adamın cesedi daha yeni bulunmuş sayılır. Yeni su yüzüne vurmuş. Birkaç kuş ve balık tadına bakmış."

"Anladım. Diğer adamların ve ölen adamın bilgilerinin hepsini bana gönder ve pilotun polise verdiği ifadeyi de gönder. Ailesinin yaşadığı yeri ve çalıştığı yerin adresini, arkadaşlarını hepsini. Elinde ne varsa." dedim elimdeki kalem ve defteri yatağın üstüne koyarken.

"Tamamdır. Hemen gönderiyorum."

Telefonu kapatıp yatağımın üstüne attım ve dağınık saçlarımı ensemde topladım. Jeno diğer uykucularla içeri girdiğinde onlara döndüm. Hepsinin saçları dağınıktı ve uyandırılmış olmaktan memnun olmadıkları asık suratlarından okunuyordu.

"Bugün biraz gezecekmişiz gibi duruyor."

Shiah'ya bakıp, "Gidip bilgisayarı kur ve Merkez'e bağla."dedim. Başını sallayıp odadan çıktığında suratsız Heejun'a baktım. "Sen de gelen bilgileri toparla ve her birimize gönder. Sen sahada olmayacaksın."

"Bebek bakıcısı olmak istemiyorum." diye karşı çıktığında,"Ben de bebek bakıcısı olmak istemiyorum." dedim. Oflayarak odadan çıktı.

Derin bir nefes alıp Moonbin'e döndüm. "Cephanemizi kontrol et ve gelen konumlarla ilgilen. Gidilecek yerleri işaretle ve gidip kontrol et önce."

Başını sallayıp odadan çıktığında Jaehyun ve Jeno ile yalnız kalmıştım."Biz ise şu anda elimizde olan 3 şahıs ile ilgileneceğiz."

peiskos • lee jenoWhere stories live. Discover now