chapter 16: kick it

428 62 13
                                    






"Ne? Ne demek rapor vermeyeceğiz? Aklını mı kaçırdın? Bizi öldürmeye mi çalışıyorsun?"

Heejun'un çıkışına karşı sakin kalmaya çalıştım. "Bizi kurtarmaya çalışıyorum."

"Sana güveniyorum."

Jeno'nun içten söylediği söz, beni yaptığım şeyin doğru olduğuna daha çok inandırmıştı. Doğru olduğunu biliyordum ancak istediğim geri dönütü alamasaydım pişman olurdum.

"Teşekkür ederim." yüzümde oluşan küçük gülümsemeye engel olamamıştım ama sesime yansımaması için çaba sarf etmiştim.

"Gönderdiğin adrese gitmek için cidden şehir içinden mi geçmemiz gerekiyor?"

Jaehyun mızmızlanarak sorduğunda, ne kadar görmeyeceğini bilsem de başımı sallamıştım. "Başka yol yok, çevre yollar tehlikeli olabilir ayrıca sizi kameralardan izlemem daha kolay böyle. O yüzden sızlanma."

Jaehyun'u azarlamam Moonbin'in hoşuna gitmiş olacaktı ki kıkırtıları duyuluyordu. Geçen sefer ki araba kazamız yüzünden onlara bir soru sordum. "Kemerlerinizi bağladınız mı?" Gözlerim önümdeki ekranda arka arkaya ilerleyen iki kırmızı noktadaydı.

Hepsinden onaylayan mırıltılar geldiğinde ağır bir nefes aldım. Göğüs kafesim sıkışıyor gibiydi ve nefes almakta zorlanıyordum. Derin bir soluk aldıktan sonra Shiah'nın kendi önündeki bilgisayar ekranında çıkan pencerelere bakmıştım. Az önce pertleri çıkan adamların kimlikleri, adres bilgileri ve daha bir çok şey bulunuyordu.

Kafası araba motoruna sıkıştırılan adamın adı Jay McLaughlin'di. Birçok suçtan defalarca hapse girmiş çıkmıştı ve ailesi hakkında hiçbir şey yazmıyordu. Diğeri ise Jay'e göre daha iyi durumdaydı. Chris Hampston'ın eskiden bir şirket CEO'su için özel güvenlik olduğu ancak adamı dolandırdığı için işten kovulduğu yazıyordu. Aynı zamanda kundaklama, dolandırıcılık gibi suçlardan hapis yatmışlığı da vardı.

Shiah hafifçe başının üstünü kaşımış ve bana kaçamak bir bakış atmıştı. Ekrandakileri okumayı bırakıp başımı ona çevirmiştim. Cevap beklediğimi anladığında çenesiyle ekrandaki adamları göstermişti.

"Ölü gösterilmişler. Jay 2005'deki hapishane yılında bıçaklanarak kan kaybından ölmüş gözüküyor. Chris ise kalp krizi."

"Mantıklı."

Shiah tepkime dehşet dolu yüz ifadesiyle geri tepki vermiş ve beni anlamadığını gösteren bir bakışla geri önüne dönmüştü.

"Ayyy benim bebişim neler bulmuş öyle?! Gelince yanaklarını ısıracağım senin, aferin sana! İstediğin dondurmadan alacağım, söyle ablana alsın getirsin."

Heejun'un Shiah'ya bebekmiş gibi davranması küçük hanımı sinirlendirmişti. Dudaklarını büzmüş ve kaşlarını çatmıştı. Gülmeden edememiştim, aşırı tatlı gözüküyordu. Diğerlerinin gülüşü hoparlörlerden kulağımı doldurduğunda istemeden de olsa gülümsemiştim.

Saçlarını karıştırma isteğimi bastırıp sandalyemde birazcık öne kaymıştım. Gözlerimi GPS ekranına çevirdiğimde ekran aniden kıpkırmızı olarak haritayı görmemizi engellemişti. Shiah hararetli bir şekilde klavyedeki tuşlara basarken ben neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Bağlantımız koptu."

"Tekrar bağlanabilecek misin? Kameralar da mı gitti?"

"Bilmiyorum." demişti endişeyle tuşlara daha sert basarken.

peiskos • lee jenoDonde viven las historias. Descúbrelo ahora