chapter 10: traitor

458 72 6
                                    




Jeno hızlıca tuvalete girip çıktıktan sonra ikimiz odadan sessizce çıkıp diğerlerinin olduğu, Shiah ve Jaehyun'un beraber kaldığı odaya ilerledik. İçeri girdiğimizde ne yaptıklarına baktım. 15 dakikadır yoktuk ve en azından onlara ne yapmaları gerektiğini söylemeden kendileri yararı dokunacak bir şeyler yapmalıydı. Hepsi kendi halinde takılıyordu. Shiah bilgisayarına gömülmüş takır takır klavyede bir şeyler yazıyordu. Moonbin ve Jaehyun yere yüzüstü uzanmış önlerindeki kağıtlara bakıyorlardı. Heejun ise yataklardan birine sırtüstü uzanmış havaya kaldırdığı telefonuna bakıyordu.

Yorgun bir nefes verip alnımı ovuşturarak Shiah'nın yanına ilerledim ve yere çökerek siyah laptopunun ekranında çıkan, seri bir şekilde akıp giden yeşil yazılarla karışık sayıları izledim.

Dilini ince dudakları arasından hafifçe çıkarmış ve iri gözlerini ekrana dikmişti. "FBI'ın bazı çalışanları gerçekten beyinsiz." Kendi dediğine gülerek başını iki yana salladı ve klavyedeki 'Enter' tuşuna bastı. Yeşil yazılı ve sayılı ekran yerine, FBI'ın çalışan giriş sayfası çıktığında dudaklarımdaki sinsi gülümsemeye engel olamamıştım. Shiah gurur dolu bakışlarıyla bana döndüğünde normalden biraz sert bir şekilde omzunu patpatladım.

"İşbirliği yapmak istemediler. Bu vakadan uzak durmak ve hiçbir şeye müdahale edip arkalarında iz bırakmak istemiyorlar. Ama..." Kollarını göğsünde birleştirip muzip bir ifadeyle keyiften dört köşe olmuş bana baktı. "Parmaklarım bu tuşlarda gezindiği sürece isteseler de istemeseler de,bizim dediklerimiz olacak."

Heejun genizden gülüp hayretle Shiah'ya baktı. "Ne kaçtı senin içine? Shiah'ya ne yaptın?"

Shiah şirince sırıtıp omuzlarını kaldırdı sevinçle. "Teşekkürler!"

Heejun gülerek başını iki yana salladı ve yataktan kalkıp elindeki telefonuna bakarak tuvalete ilerledi.

"Aferin." dedim omzunu sıkarak. "Jaemin'in doktoruyla konuşmam lazım. Doyoung ile iletişim kurabilir misin? Fark etmeden onunla da konuşmam lazım Jaemin'in durumuyla ilgili."

Başını sallayıp tekrar bilgisayarına gömüldü. Dizlerimden destek alarak ayağa kalktım, Moonbin ve Jaehyun'un yanına çöktüm. Yaptıklarını sessizce izlerken onlar da konuşmadan ellerindeki karalanmış kağıtları karıştırıyorlardı.

"Umarım gerçekten bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuzdur."

Moonbin bana boş konuştuğumu ima edercesine bir bakış attı ardından uzun bir içli nefes verip önüne döndü. Jaehyun bana omzunun üstünden bir kağıt uzattı ve merakla kaşlarımı çatarak elindeki kağıdı aldım. Ters verdiği kağıdı düzelterek yazılarda gözümü gezdirdim. Kaşlarım havalanırken, yandan diğer kağıtlarla ilgilenen Jaehyun'a baktım.

Kağıdı ortadan ikiye katlayıp daha sonra bir kez daha katladım ve kumaş pantolonumun ön cebine koydum. Yalnız başıma kaldığımda okuyabileceğim bir şeydi.

"Doyoung'a bağlandım Yeoreum!"

Shiah'nın heyecanla bağırması üzerine dizlerimin üstünde yürüyerek yanına gittim. Bilgisayarın ekranda telaşla etrafına bakınan Doyoung'u gördüğümde acelesi olduğunu varsayarak hemen söze girdim.

"Jaemin'in doktoru ve kendisiyle görüşmem lazım Doyoungcuğum."

Doyoung'un bakışları ekrandan beni buldu ve kaşları çatılırken gözleri dehşetle büyüdü. "B-Bunu yapamam!" Fısıldayarak bağırdı ve gözlerini birkaç saniye kapatarak derin bir nefes aldı. Gözlerini tekrar açtığında beklentiyle kaşlarımı kaldırarak pes etmiş yüzüne baktım.

peiskos • lee jenoजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें