perfect life

3.2K 110 26
                                    

Konuşmasını bitirip yanıma geldi.Yüzü solmuş ve ilk baştaki neşesi güneşi gören su gibi buharlaşmıştı.

Onu henüz  tanımış olmama rağmen üzülmesi beni de üzmüş ve tadımı kaçırmıştı.İçgüdüsel olarak "İyi misin?" diye sordum ve karşılığında yüksek sesle serbest kalan nefesini izledim.Daha sonra vücudunu bana döndürerek konuşmaya başladı.

"Şey,gayet iyiyim.Sadece can sıkıcı bir konuşmaydı işte."

"Onu duydum zaten." dememle gözlerini büyüterek bana baktı.Sanırım konuştuklarını anlamış olma ihtimalim onu korkutmuştu.

"Yanlış anlamazsan Can.Burada çalıştığına göre zaten yabancı dilin vardır.Konuştuklarımı tamamen duydun mu?" demesiyle kendimi çok suçlu ve saygısız hissettim.Resmen adamın özel bir konuşmasını dinlemiş.Ardından da hiçbir şey olmamış gibi bunu belli etmiştim.Hayır diyerek geçiştirmek istesem de doğruyu söylemek ona karşı bir görevimmiş gibi hissettim.

"Çok özür dilerim.Ben sadece seçtiğin kelimeler ve aksanının o kadar güzeldi ki dalıp gitmişim.Farkında olmadan hepsini dinledim.Özel alanına girdim resmen.Tekrar özür dilerim."dedim.O kadar hızlı konuşmuştum ki beni anlamış olduğundan dahi emin değildim.Ama bana bakan gözleri anladığını belli ediyordu.

"Can bundan kimseye bahsetmezsin değil mi?Yani yanlış anlama ama eğer anladıysan yani işte yeni bir hayat kuruyorum ve "  cümlesini bitiremeden oflayarak bir nefes verdi.

Ne demek istediğini anlamıştım.Burası insanları yargılamaya bayılan bireylerden oluşan bir ülkeydi.Yargılanmak istemiyordu.Haklıydı.

"Sakin ol.İstemediğin şeyleri başkalarına anlatmam ama bir şartım var." dememle alnındaki damarın hareket ettiğini gördüm ve onu sinirlendirmemek adına şartımı dile getirdim.

"Çıkışta kahve içmeye gidersek ve biraz dertleşirsek sorun olmaz." dememle gülümsemesini gördüm.

Dişleri inci gibiydi.Rahatlamıştı.

Çıkış için sözleştikten sonra sunuma göz atarak toplantıya geçtik.

Toplantıdan çıkmıştık ve açıkçası çok keyifliydim.Her şey sorunsuz şekilde bitmişti.İki taraf için de karlı bir anlaşma olmuştu.Birkaç işimi hallettikten sonra Barış'ın yanına gitmiştim ve onu sürükleyerek şirketten çıkarmıştım.Buraya kadar her şey muhteşemdi.

Sonra otoparka geçtik ve beni bir adet motor karşıladı.Tahmininiz doğru bu Barış'ın motoruydu ve kahve dükkanına bununla gitmek istiyordu.Ben ise deli gibi korkuyordum.Ağlama raddesine gelince taksi çağırmayı kabul etti neyse ki.Taksiye atladık ve Kadıköy'e geçtik.

Rıhtım'da çok sevdiğim bir kahve dükkanı vardı.Kalabalık da olmazdı.Konuşmak için gayet ideal bir yerdi.Taksiciye adresi verip dışarıyı seyretmeye başladım.

Kahvelerimizi sipariş ederek cam kenarına karşılıklı olarak oturduk ve onu dinlemeye başladım.

"İşe ilk başladığımda doğru düzgün konuşamıyordum bile ama James bana çok iyi davranmıştı.Lisedeyken birkaç kız arkadaşım olmuştu aslında ama hiçbirine ait hissetmemiştim.Nasıl olduğunu anlamadan kendimi onun yanında evimdeymiş gibi hissetmeye başladım.Savunmasız ve yalnız bir çocuktum zaten.İlk başlarda kabullenemedim ama inkar ettikçe daha çok kapıldım.Aslında ilk zamanlar o da istemiyordu yaş farkından dolayı ben 23 yaşındaydım o 32 ama bir şekilde oldu.Çok güzel ilerlerken birdenbire yaşının ilerlediğini fark etmeye başladı.Ben yaşlanıyorum triplerine girmeye başladı.Şansa bak o zaman da benim şirketim beni İngiltere'den Fransa'ya on dört aylığına gönderdi.Mecburen gittim ama sürekli görüştük ve asla iletişimi kesmedik.Bana hala sevgilim diyordu Can."

Bunu söyledikten sonra kahvesinden bir yudum aldı ve yüzüne acıklı bir gülümseme yerleştirdi.

"On dört ayın sonunda sürpriz yapmak istedim.İlk işim evine gitmek oldu.Gittiğimde yoktu beni tanıyan komşular bana yeni adresini verdi ve taşındığını söylediler.Yine bir umutla gittim.Kapıyı tıkladım ve kapıyı hamile bir kadın açtı onu sorduğumda ise 'kocasının' evde olmadığını söyledi.Ben gidince evlenmiş ama benimle sevgili olmaya devam etmiş."

Tuttuğu kahve bardağının üzerinde boğumlanma yerinden beyazlayan parmakları bu konuyu hatırlayınca bile çok sinirlendiğinin kanıtıydı.

"Evlenme sebebi de baba olmak istemesiymiş.Bunu anlarım ve saygı duyarım ama hala benimle olmak istemesi resmen ahlaksızlık .Artık taciz boyutuna ulaştı.Sürekli bana aşık olduğunu söyleyip duruyor ama karısıyla hala boşanmadı .Ben de tek çare ülkeme geri döndüm.Hikayem böyle işte." diyerek konuşmasını bitirdi ve kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Çok garip Barış.Baba olmak muhteşem bir şey olmalı ama seçtiği yol o kadar yanlış ki.Em azından bunu yaparken seni serbest bırakmalıydı.Gerçi artık bunların hiçbiri önemli değil.Asıl önemli olan senin ona karşı şuan ne hissettiğin?" dememle ufak çaplı bir kahkaha attı.

"Can ben insanların karakterleriyle ilgilenirim.Her şeyi ondan öğrendim ve onunla büyüdüm ama bu hareketi kalbimdeki ateşi söndürmeye yetti.O konuda rahatım.Yeni bir hat aldıktan sonra bekle beni yeni hayatım demek istiyorum artık."

Geriye yaslanarak gözlerimizi birleştirdi.Ben de tereddüt etmeden kurdum cümlemi.

"Olacak Barış.Yeni ve muhteşem bir hayatın olacak."

     

FEEL ALİVE  | CEMBAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now