i know

1.5K 67 76
                                    

Bölümün adı benden Monica Geller Bing'e gelsin.Yazması çok zor oldu neden bilmiyorum.Her neyse yorum ve oy atmayı unutmayın.Sizi çok seviyorum 💘

~~~~~~~~

Özlediğim tadı dudaklarımda hissetmemle midemde oluşan hissi tarif edemezdim.

Usulca geri çekildim.

"Noldu Can?Geçen gün beni öpen sen değil miydin?Şimdi neden karşılık vermiyorsun bana?Aklına nişanlın mı geldi yoksa?"

"Nişanlım falan umrumda değil benim.Sarhoşsun farkında mısın?Bu senden faydalanmaya girer."

"Aynı durumda sen olsan ben senden faydalanırdım."dedi pişkin bir gülümsemeyle.

"Bundan rahatsız olmazdım Barış ama sabah kalktığında bir daha kalbimi kırmanı istemiyorum."

"Kalbini çok mu kırıyorum?"

"Başkası yapsa bu kadar kırılmam ama sen yapınca canım çok yanıyor."dedim cılız sesimle.

"Can,James konuştu benimle."demesiyle gözlerim yuvasından çıkacaktı az daha.

"Ne dedi sana?Ne anlattı?"dedim bir solukta.

"Ne bu heyecan şampiyon sakin ol.Sadece sen her şeyi benim için yapmışsın galiba.Beni benim için mi bu kadar çok üzdün?"dedi masum bir sesle.

"Boşver bunları sen şimdi.Sadece seni bile isteye üzmediğimi bil."

"Can,ne olur anlat bana.Neden birdenbire bıraktın beni?Hergün kendimi suçladım biliyor musun?Sana yetmediğimi düşündüm.Kendimden nefret ettim."

"Sus lütfen."dedim elimi ağzına kapatarak.

"Senin suçun değildi Barış.Sen düşündüğünden çok daha fazlasıydın.Bana yetmediğini mi sandın?Ben hergün senin bana ne kadar fazla olduğunu düşünürken bunu düşünmen bile saçma."

"Böyle mi düşünüyorsun gerçekten?"

"Evet."dedim heyecanlı bir sesle.

"Senden iyisini bulamazdım.Hala da bulamam."

"O yüzden mi bıraktın beni?Çok harika olduğum için mi?"dedi kırgın bir sesle.

Nefret ediyordum kendimden.Onun bok gibi hissetmesine sebep olduğum için.

"Barış yaşaman için mecburdum buna.Hadi sana bir kahve yapayım."dememle ayağa kalktı.

"Hayır,nolur James'i ara gelip beni alsın."dedi ısrarla ben de dediğini yaptım.

On dakika sonra gelen James onu alıp götürdü.Beni de sabaha kadar düşüncelerimle başbaşa bıraktılar.

Onu düşündüm her gece olduğu gibi.

Onu düşünmek güzel şeydi.
Onu düşünmek ümitli şeydi.

Çalan alarmla gram uyumadığım yataktan kalktım.

Gitme vakti gelmişti.Eşyalarımı alıp odayı son kez kontrol ettim.

Daha sonra çağırdığım taksiye atlayıp havaalanına doğru yola çıktım.

Taksiden inip bavulumu alarak kapıdan içeri girdim ve karşımda onu gördüm.

Ne işi vardı burda?

Elinde bir karanfil öylece dikiliyordu.

Beni görünce adımlarını benim olduğum yöne doğru hızlandırdı ve yanıma geldi.

"Beni yaşatmak için bizden vazgeçtin demek Can."dedim

"Sen nerden biliyorsun?James değil mi?Söz vermişti bana."

"Can,sen gördüğüm en cesur adamsın.Ben bizden vazgeçemezdim.Ben sana çok ağır konuştum.Kalbini kırdım.Özür dilerim."dedi ve elini yanağıma koydu.

Uzun zaman sonra tenini tenimde hissetmemle ürperdim.

Gözümden eline akan yaşlar çok yorulduğumun kanıtıydı.

"Ağlama geçti artık.Bırakmam seni asla."demesiyle ağlamam şiddetlendi.

"Evlenmek zorundayım Barış.Beni bırakmak zorundasın." dedim güçlükle.

"Can öderiz o parayı saçmalama artık."

"Ödeyemeyiz bilmiyorsun işte."dedim burnumu çekerek.

Elini çeneme kaydırarak ona bakmamı sağladı.

"En azından şimdilik gitme güzelim.Gel bana gidelim.Düşünelim biraz."

Güzelim demesini deli gibi özlemiştim.Ağzından çıkan tek bir kelime kalbimdeki küllerin yeniden bir yangına dönmesine sebep oluyordu.

"Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama gitmek zorunda kalacağım yine."

"En azından beraber oluruz Can.Biraz daha."

Kalbim onunla gidip geri dönmemek istiyordu ama aklım ona alışırsam bırakmanın ne kadar zor olacağını hatırlatıyordu bana.

"Nolur Can.Sana kendimi affettirmem lazım.Hayatım bok gibi.Nolur gel ve biraz da olsa güzelleştir."demesiyle sıkıntılı bir nefes verdim.

"Peki o zaman."dememle ellerini bir çocuk edasıyla çırptı.

"Hadi o zaman evimize gidelim."dedi ve elimden tutarak ilerlemeye başladı.

Tıpkı eski günlerde olduğu gibi.

Yine biteceğini bile bile onu mutlu etmeye gidiyordum işte.

Aşk böyle bir şeydi galiba.Yelkenlerini ona karşı daima suya indiriyordun.

Taksiye atladık ve eve doğru yola çıktık.

Yol boyunca elimi bir kez bile bırakmadı.Bazen dudaklarıyla buluşturup ufak öpücükler bıraktı parmaklarıma.

Her öpüşünde midem kasılıyordu.

Bu hissi unutmuştum.

Nihayet geldiğimizde bavulumu alıp kapıyı açtı.Etrafa bakındım.

"Emma yok mu?"

"James aldı onu.Oğluyla iyi anlaşıyorlar."

"Anladım."dedim çekingence.

"Hem gitmesi iyi oldu Can.Biz.bu gece seninle hasret gidereceğiz."dedi.

Dudakları dudaklarımın üstüne kapandığında neyden bahsettiğini çok net anlamıştım.

FEEL ALİVE  | CEMBAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now