compliment

1K 62 213
                                    

Ben geldim.Göreceğiniz üzere bu bölüm hiç acımadım ve gereksiz shiplerin üstüne toprak attım.Bu arada yeni bölüm için sınır koyuyorum hayırlı olsun.100 yorum gelmeden yeni bölüm atmayı düşünmüyorum çünkü yürek yedim.

Bi' de sizi çok seviyorum ya 💘

~~~~~~~~

"Alo Jakub."dedim özlem dolu sesimle.

"Barış kardeşim benim nasılsın?"

"İyiyim Jakub.Sen nasılsın?Nisa nasıl?"

"İkimiz de heyecanlıyız bu ara biliyorsun bebeğimizle kavuşuyoruz bir ay sonra."

"Ya Jakub şaka gibi küçük kız kardeşim anne oluyor.Çok mutluyum sizin adınıza."

"Sağol Barış.Sende durumlar nasıl?Canla düzeldiniz mi?"demesiyle gülümsedim.Onunla en son Can buraya gelmeden konuşmuştuk son olaylardan haberi yoktu.

"Düzelttik kardeşim.Hatta o kadar çok düzelttik ki seni arayıp bana nikah için tarih ayarlayabilir misin demek istedim."dememle karşımda deliler gibi çığlıklar atan bir Jakubla karşılaştım.

"Oğlum ayarlarım tabi lan da neden orada ayarlamıyorsun?Sonuçta orada da yasal yani."

"Ya Jamesle bir ara ciddiyken evlilik için başvurmuştuk ve tarih olarak iki ay sonrasını vermişlerdi.Benim de çok acelem var.Sen bu işlerle ilgileniyorsun ya belki daha hızlı bir şeyler ayarlarsın sonuçta Hollanda bu konuda öncü."

"Barış sen rahat ol ben sana orada iki gün içinde bir nikah ayarlayacağım.Sen sana mesaj atacağım belgeleri hazırla ve gönder sadece.Yolda vakit kaybetmeyin boşuna oğlum madem vaktiniz yok."demesiyle mutluluktan ölecekmiş gibi hissediyordum.

"Çok sağ ol Jakub.Kız kardeşime de iyi bak selam söyle çok."diyerek telefonu kapattım ve James gittikten sonra telefonla konuşmak için çıktığım bahçeden eve girdim.

Evde tıkırtı sesi duymamla güzel sevgilimin uyandığını anladım ve sabırsız adımlarımı odamıza yönlendirdim.

Aynanın karşısında göz altındaki morluklarla kavga eden sevgilime arkadan sarılıp boynuna tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım ve bana biraz daha sokulmasına izin verdim.

"Bu kadar sinirlenmene gerek yok.Gördüğüm en güzel göz altları sana ait."dememle kıkırdadı .

"İtiraf etmek için hiçbir şeye ihtiyacın yok her şeye iltifat edebiliyorsun Barış."demesiyle boynuna bastırdım tekrardan dudaklarımı.

"Karşımda sen oldukça iltifat edecek çok fazla şeye sahip oluyorum."

"Göz altıma da iltifat etmezsin Barış."

"Can burnundaki deliklere bile aşığım.Hiç bu kadar yuvarlak burun delikleri görmemiştim."diyerek burnunu orta ve işaret parmağımın arasına sıkıştırıp sevdim.

Bana dönük olan sırtını döndürerek yüzüme bakarak konuşmaya başladı.

"Şuan normal bir zamanda olsak bu iltifattan sonra seninle çarşafları parçalayana kadar sevişmek isterdim."demesiyle yutkundum.

Bilerek mi yapıyordu?Şuan neden alt dudağını dişleriyle eziyordu mesela?

Bunu yaptığında dudaklarına saldırmak istediğimi anlamıyor muydu?

"Ama bugün benim çok işim var.Dava meselesi için evrakları toplamam ve imzaya gitmem gerek.Akşam seni alıp yemeğe geçeriz diye düşündüm.Uyar mı sana?"

Konuyu hızlıca geçiştirdim çünkü geçiştirmesem cidden sevişirdim onunla.

"Uyar tabi şu dava bi' hallolsa da rahatlasak."

"Hepsi olacak bebeğim biraz sabır."diyerek alnına bir öpücük bıraktım ve akşam için hazırlık yapmaya düşündüğüm yere doğru ilerledim.

Hızlı bir olay olduğu için çok fazla ayrıntıya giremeyecek olsam da özel olmasını istiyordum.

İleride Barış bana güzel bir evlenme teklifi etti diyebileceği düzeyde bir evlenme teklifi plânlamıştım kafamda.

Bir otelde güzel bir yemek yiyecektik. Yanımızda güzel bir keman sesi eşliğinde tabiki de.Ardından ben diz çökecek ve parmağına yüzüğünü takacaktım.

Daha sonra da otel odasında şampanya ile kutlama yapmayı hayal ediyordum.

Ama önce James'in bahsettiği evrakları imzalamak için şirkete gitmem gerekiyordu.

Şirkete geçip işlerimi hallettikten sonra davanın beş gün sonra görüleceğini söyleyen avukatla derin bir nefes aldım.

İki gün sonra evlenecektik ve bundan üç gün sonra kızımız aramıza geri dönecekti.

Mutluluktan ölmeme çok az kalmıştı.

Motoruma atlayarak internetten baktığım otele geçerek otelin otoparkına park ettim ve hızlıca danışmaya geçtim.

Kadına yapmak istediğim şeyi anlatınca bana proje müdürünün odasına kadar eşlik etti ve beni odadaki tatlı kadınla başbaşa bıraktı.

Benden daha hevesli olması normal miydi bilmiyorum ama ben evleneceğim için oldukça mutlu gözüküyordu.

Ben hayalimi anlatırken o da masa süslemesini seçmeme ve yemek seçimlerime yardım ettikten sonra akşam sekiz için anlaştık.

Bize bir de güzel bir oda ayarladıktan sonra teşekkür ederek odadan çıktım ve eve geçtim.

Kapıyı açtıktan sonra içeriden gelen sesle ses çıkarmamaya özen göstererek kapıyı kapattım.

"Bana sen gibi bakmadı kimse , beni sen gibi öpmedi kimse , sen nerden çıktım geldin?"bağırarak şarkı söyleyen Can'ı durduğum yerde öylece izliyordum.

Sesi o kadar güzel ve yumuşaktı ki bana günler boyu şarkı söylese onu hiç sıkılmadan dinlerdim.

Bir yandan da şapşal hareketler yaparak dans ediyordu.

Onu bir bebek  gibi kucağıma alıp mıncırmak istemem garip miydi?

Bir manevra yapıp dönerken beni görmesiyle duraksadı.

"Sen ne zaman geldin?"demesiyle sırıtarak ona doğru ilerlemeye başladım .

"Mini konserin başladığından beri burdayım."dememle sinirli bir ifadeyle bana bakmaya başladı.

Şuan beni korkuttuğunu düşünüyorsa yanılıyordu.Şuan sadece onu öpmek istiyordum.

"Niye haber vermiyorsun geldiğini?"

"Utanır bırakırdın o zaman ve beni o güzel sesinden mahrum ederdin."

"Barış seni yemek istiyorum."demesiyle gür bir kahkaha attım.

"Ye ye bitiremedin beni.Ne doyumsuz adamsın sen."deyince omzuma bir yumruk geçirdi ve kaşlarını çattı.

"Of ya."diye söylenmesiyle burnunu sıktım ve saçlarını karıştırdım.

Gözümde minik bir bebek gibiydi.

"Can söylemeyi bırak da git hazırlan.Akşam şık bir yere yemeğe gidiyoruz."

"Ne şimdi mi söylüyorsun ya!Nasıl yetişeceğim ben?Duş almaya gidiyorum sakın rahatsız etme beni."diyerek koşarak üst kata attı kendini.

Hiçbir şeyden haberi yokken bile ne kadar heyecanlıydı.

Benim heyecandan ölmeme de çok az kalmıştı zaten.

Şaka değildi ben bu akşam hayatımın aşkına evlenme teklifi edecektim.

FEEL ALİVE  | CEMBAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now