14

3.5K 302 230
                                    

Mehir'in üzerinde Cadılar Bayramı'ndan beri bir tuhaflık vardı. Herkes onun travmatize olmuş bir halde odasından dışarı çıkmamasını, defalarca ağlayıp inlemesini, bakımsızlıktan dökülmesini bekliyor olsa da bekledikleri olmamıştı. 

Mehir hiçbir şey yokmuş, sanki kaçırılan ve ölümle yüzleşen kişi kendisi değilmiş gibi eskisinden de dik ve kendinden emin yürüyordu. Hala güzelliği ışık saçıyordu, hala her işe kendisi koşuyordu ve hala gözleri üzerine çekmeyi başarıyordu.

"Bu normal olmamalı." dedi Sirius, karşıdaki kızın gülüşünü izleyerek. Başına gelen onca şeyden sonra sanki tatile gidip gelmiş gibi davranması ona normal gelmiyordu. Mehir'den tepki olarak ne beklediğini tam olarak bildiği söylenemezdi ama o gece gözlerinde korkuyu görmüştü, ertesi sabah o korkunun silinip gitmesi ilginç geliyordu kendisine.

"Pati, sonuçta kız mutlu değil mi? Salla gerisini." James'e baktı şüpheyle gri gözler. Acaba Mehir gerçekten mutlu muydu? Yoksa mutlu taklidi mi yapıyordu?

Yanından geçen Adrian'ı görünce Mehir ona da bir teşekkür borcu olduğunu hatırlayıp "Adrian!" diye seslendi ve peşinden ilerledi. Oğlanın mavi gözleri ona dönmüştü. Güzel cadı ellerini gergince saçlarından geçirdi. "Şey- Ben üç gün öncesi için teşekkür ederim." dedi. "Anlamı büyüktü."

Adrian, Cadılar Bayramı'nı hatırlayınca başını hafifçe salladı. "Önemli değil, iyi olmana sevindim." 

Mehir gülümsemek için çabaladı. "Teşekkürler." Aralarına tuhaf bir sessizlik oturduğunda Gökkaya cadısı "Ben gitsem iyi olur, yapacak işlerim var." dedi ve yanından uzaklaştı. 

Nereye gideceğini bilmiyordu, yapacak bir işi de yoktu, yalnızca Slytherinlerin yanından ayrılmak istemişti. Etrafa bakındı. Karşıdan gelen kızıl saçlı Lily Evans'ı görünce gülümsedi, onunla takılabilirdi.

"Lily!" Yeşil gözler aradığı cadıyı bulunca gülümseyip onun yanına ilerledi. "Mehir, ben de seni arıyordum!"

"Lütfen Çapulcular yine uçuk kaçık bir şey yaptı deme." Mehir dalga geçercesine bir tavırla elini kalbinin üstüne koydu. "Kalbim kaldırmıyor."

Kızıl cadı kıkırdadı. "Yok, öyle bir şey değil." dedi. "Bu akşam boş musun?"

"Hımm, sanırım. Niye?"

"Bugün Sirius'un doğum günü." dedi Lily. "Şu boş salonlardan birisini süsleyip doğum gününü kutlamak istiyoruz. Biz bize." 

Mehir hala kendisinin ne alaka olduğunu çözememişti. "Tabii, salonlardan birini seçebilirsiniz. Okul yönetiminin sorun çıkaracağını sanmam."

"Sen de bize katılır mısın?" Ela gözleri bir an kısıldı. "Sirius mutlu olurdu."

"Şey- Bilmem ki." Tedirginleşmişti Gökkaya cadısı. Çapulculara fazla yanaşmamaya çalışıyordu, o gece hayatını kurtardıkları için onlara beslediği sempati bir anda göğün yedinci katına dayanmış olsa bile onlardan birine baktığı an gözyaşları içinde kalışı ve yaşadığı korku aklına geliyordu.

"Lütfen." dedi Lily ısrarla. "Hem senin için de bir değişiklik olur. Günlerdir odada ya ders çalışıyorsun ya müzik dinliyorsun."

"Ay, tamam." derken duydu kendini Mehir. "Gelirim. Saat kaçta?"

"Sen odada beni bekle akşam yemeğinden sonra, birlikte ineriz." Mehir başını onaylarca salladığında Lily aklına gelen soruyla tekrar kıza döndü. "Bu arada pasta falan alabileceğimiz bir yer var mı?"

"Ben seni götürürüm." dedi Mehir, hocalarından izin alabilirse elbette.

Üzerine konan baskılar daha da artmıştı. Mehir'i her biri dikkatle izliyor ve onu kolluyorlardı. Güzel cadı bu kollanma için minnettar olsa da kendisine alan bırakılmadığı için zorlanıyordu. 

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora