22

2.1K 220 117
                                    

Gryffindor ortak salonundaki şöminenin önünde oturan Çapulcular ve kızlar sessizlik içindeydi. Hepsi düşünüyordu ve düşünmek sesli yapıldığı zaman bir kaosa yol açardı.

"Yani... Doğru anlamış mıyım? Türkiye'ye gitmen gerekiyor?" diye sordu James emin olmak adına.

Mehir başını salladı. "Eğer ailemin soyunu araştıracaksam ve sonradan tanrı olan ne anlama geliyor bulacaksam bunlar mutlaka bizim kitaplığımızdadır, bir başkasında değil."

"Kütüphanenizin kapısı bir tek kanla açılıyor?" diye teyit etti tekrardan Lily. Mehir tekrar başıyla onayladı. "Taze akıtılmış Gökkaya kanı olmalı."

"İşleri bu kadar zorlaştırmasaydınız iyiydi." Remus sırtını koltuğa doğru yasladı ve bacaklarını şömineye uzattı. "Türkiye'ye gitmene Dumbledore izin vermez, eminim sizin müdireniz de istemeyecektir."

"Adal mektupta demiş ki yılbaşı için gelebilme olasılığını konuşuyoruz." Mehir dudaklarını birbirine bastırdı. "Ancak o zaman gidebilirim kütüphaneye."

"Nerede bu kütüphane?"

"Gökkaya köşkünde." Cadı orayı son gördüğünde evi alevler içerisinde yanıyordu. Bir an aklına gelen görüntülerle irkilip zihnini boşalttı. Olabildiğince ana odaklanmaya çalıştı. "Ama yılbaşına kadar sabredebilir miyim bilmiyorum."

"Az kaldı." dedi Sirius. "Aralığın başındayız, ne kaldı ki?"

Mehir yine de sabredebileceğini düşünmüyordu. Yapı olarak tez canlı birisiydi ve bir an önce cevaplara kavuşmak istiyordu. Cevapların Gökkaya kitaplığında olduğu kesin değildi elbette ancak başlamak için en uygun yerdi orası.

"Belki..." dedi Lily duraklayarak. "Noel'de Hogwarts'ta kalırsak gizli bir şekilde Hogsmeade'e gider oradan cisimleniriz, olmaz mı?" 

"Türkiye'ye mi?" diye sordu inanmaz bir şekilde Mehir. 

"Evet, neden olmasın? O kadar uzağa cisimlenebileceğimize inanıyorum ben." 

Çapulcular bakıştı. "Yakalanırsak başımız çok kötü bir belaya girer." dedi James ilk önce. "Bu sefer mezun olana kadar cezaya kalırız gerçekten."

"Bana Hogsmeade'e nasıl gidildiğini gösterin yeterli, kalanını ben hallederim." diyen Mehir'e Lily ve Sirius aynı anda tersçe baktı.

"Olmaz." dedi Sirius. "Bu işte birlikteyiz." 

"Sirius-" İtiraz etmek için ağzını açan kızı bu sefer James böldü. "Pati haklı! Bu işte hep birlikteyiz, kaytarmak yok. Hem ceza o kadar da kötü değil! Sana yardım ederken cezaya kalmak şaka yaparken kalmaktan iyidir."

Mehir gülümsedi hafifçe ancak içi rahat değildi. "Türkiye tehlikeli olacak." dedi uyarı olması açısından. "Özellikle benim için. Avcının beni her delikte aradığına eminim."

"Biraz macera olmadan hayatın tadı mı çıkar?" diye soran Remus'u Çapulcular neşeli gürültülerle onayladı. Lily kıza büyük bir gülümsemeyle bakarak "Tek başına olmaktansa ekip halinde olmak hep daha iyidir." dedi.

Mehir onların varlığına minnettardı. Kendisi için hiç bilmedikleri şeylere atılıyorlardı, belki sonucu tam olarak kavrayabilseler teklif bile etmezlerdi gelmeyi ancak geliyorlardı işte, Mehir'in yanında olmak istiyorlardı.

Yanlarına yaklaşan dördüncü sınıf bir Gryffindor öğrencisiyle konuşmayı bıraktılar, böyle önemli bir konunun kimse tarafından duyulmasını istemiyorlardı. "Sirius, bunu sana iletmem istendi." Elindeki parşömen parçasını uzatıp gözden kaybolduğunda James parşömene eğilmeye çalışarak "Neymiş neymiş?" diye sordu.

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Where stories live. Discover now