16

2.9K 269 168
                                    

Yeni odasında ilk gecesini geçiren Mehir yan yatağında uyuyan kızıl cadıya baktı, gözleri erkenden açılmıştı. Bu yatağa alışana kadar erken kalkacağını biliyordu Mehir. Başını tavana çevirip iç çekti, bugünkü ilk dersi İksir'di. Adını ve içeriğini tam olarak bildiği bir derse gireceği için memnundu.

Bu okula alışmak zor olacaktı. Kendi sistemlerinden tamamen farklıydı ve çözene kadar vakit geçirmesi gerekecekti.

Onun haricinde Gryffindor evi onu oldukça sıcak karşılamıştı, bu kendisini biraz rahatlatmıştı. Sıcakkanlı insanlardan oluşan bu evde rahat edeceğini düşündü. Üstelik her biri ona Feniks'le ilgili binlerce şey sormuştu ve Feniks hakkında konuşmak Mehir'i mutlu etmişti.

Odanın içindeki banyoya gidip yüzünü yıkadı, içeri geri döndü. Kendisine teslim edilen Gryffindor üniformasını giyerken kırmızı kravata bakıp gülümsedi, aklına Adal'ın kırmızı kravatı gelmişti. Gömleğini eteğinin dışında bırakıp topuklu ayakkabılarını giyerken Lily'nin "Günaydın." diyen sesini duydu.

"Günaydın!" Üzerine kalın cüppeyi geçirdi, alışması zor şeylerden birisi olacaktı cüppe giymek. "Kahvaltı başlamış olmalı." 

Lily iç çekerek yataktan uyuşukça kalkmasına rağmen banyodan çıktığı andan itibaren büyük bir hızla hazırlanmayı başarmıştı. İki kız nihayetinde hazır bir şekilde odadan çıktıklarında üçüncü oda arkadaşları olan Marlene ortalıkta gözükmüyordu.

"İksir dersinde ne yaparsan yap sakın Sirius ile eş olma." diye uyarıda bulundu Lily. 

"O niye?" Mehir'in dudakları kıvrılmıştı yukarı. Lily göz devirdi. "Çünkü her şeyi berbat etmekte bir numara."

Büyük Salon'a girene kadar Mehir, bir insanın iksirde ne denli kötü olabileceğini düşündü. İksir yapmakta kendisi hep iyi olmuştu, o kadar zor bir şey de değildi zaten, sana verilen kuralları takip ettiğin sürece sıkıntı olmuyordu. Bunu berbat etmek mümkün olmamalıydı.

"Yine gözler sana döndü." dedi Lily. "Çok dikkat çekiyorsun."

"Şaşırmadım." Mehir kitaplarını masaya bırakıp oturdu. "Ben herkesin gözünde ölümden dönmüş Türk kızıyım." 

"Ve çok güzelsin." James elindeki elmayı ısırarak Lily'nin yanına oturdu. "Dikkatler daha çok bu yüzden üstünde, kimse senin bu kadar güzel olmanı beklemiyordu."

"Ben bekliyordum." Peter James'in diğer yanına oturdu. "Merhaba, ben Peter. Dün gece çok konuşamamıştık." El sıkıştılar, Mehir ona gülümsediğinde Peter da gülümsedi. "Sirius tüm mektuplarında seni anlattı." 

"Cidden mi?" Güzel cadının yüzünde bir sırıtma belirtti. "Ne dedi mesela?"

Peter biraz düşündü. "İlk başlarda sinirini çok bozduğunu yazdı ama sonra çok güzel bir kız olduğunu anlatmaya başladı. İki cümle bir şey anlattıktan sonra tekrar senden bahsetmeye başlıyordu. Merlin, kendimi yine Çatalak'la yaşadıklarımızda bulmuştum."

"Beni utandırman bittiyse Kuyruk," Sirius Mehir'in yanında yerini aldığında ona çapkınca göz kırptı. "Kahvaltı etmeye mi dönsek?" 

"Ama ben daha tüm detayları alamadım!" diye hayıflandı cadı.

"Ve asla alamayacaksın." Sirius tabaktaki peyniri ağzına attı. "Çünkü o mektupları yakacağım." 

"Parkinson'a sövmüştü! Hem de çok fazla." Sirius, Peter'a tersçe baktığında Mehir kıkırdadı. "Buna şaşırmadım pek."

"Konu kapansın!" dedi Sirius, daha fazla yazdığı mektuplar hakkında bir şey duymak istemiyordu. "Biraz gaza gelip senden çok bahsetmiş olabilirim."

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin