6

4.4K 356 247
                                    

Sırlar zordur. Saklanmaması gereken sırlar vardır. Özellikle Mehir Gökkaya'dan asla sır saklanmamalıdır. Yoksa bunu öğrendiğinde sizi lanetler. Hem de birkaç gün ayağa kalkamayacağınız şekilde.

Adal da bunu bilirdi. Bu yüzden ondan sır saklamamaya dair ettiği yemine sadık kalmıştı her zaman.

"Burada bir yerde olmalı." diye homurdandı Öykü. "Eminim, daha dün burada gördüm."

"Kendini fazla zorlama Öykü, farklı bir şey de bulabiliriz." Mehir'in samimi tavrına Öykü gözlerinden alevler çıkarak karşılık verdi. "Eminim aptal bir Azmıç'ı bulabilirim. Küçük oluyorlar zaten ve- Hah! Buldum." 

Hogwarts öğrencileri küçük ama tehlikeli canlıya yaklaştılar. Oldukça sevimli gözleri olmasına rağmen onun ne denli sorun yarattığını bilen Feniks öğrencileri fazla yaklaşmamaya gayret ediyordu. "Azmıçlar size tanıdığınız biri gibi seslenip sizi etkileri altına alır." 

"Yani bir nevi Imperius." dedi Adrian. 

"Sayılmaz. Imperius'a karşı koyabilirsin ancak bir Azmıç'ın gücüne karşı koymak oldukça zordur. Küçük ve sevimli göründüğüne bakmayın oldukça tehlikelidir aslında. Sana intihar et derse intihar bile edersin."

Sirius tiksinerek canavardan uzaklaştı. Böyle bir şeyle hayatı boyunca karşılaşmak istemezdi, ne denli sevimli olursa olsun.

Bugün Feniks Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndaki sihirli hayvanları ve yaratıkları inceliyorlardı. Büyüleyiciydi aslında, Beylerbeyi Sarayı'nın yanındaki orman göz kamaştırıcı derecede gürdü ve Hogwarts öğrencilerinin Yasak Ormanı ile boy ölçüşebilirdi.

"Biraz ileride bir Sigun Geyik görme olasılığımız yüksek, korkutmamaya dikkat edin." Bu lafları söylerken Siriusların tarafına oldukça imalı bir bakış atmıştı. 

"Çatalak, bak senin cinsini göreceğiz." Sirius hevesle fısıldadığında James ve Remus aynı anda göz devirdi. Lily ise kıkırdayan olmuştu. "Tabii bunun boynuzları çok uzun mudur bilemeyiz."

"Boynuzlarıma laf atmayı bırakır mısınız? Onlar çok havalı bir kere." James küskün küskün söylendiğinde Lily ona kıyamayıp kolunun altına girdi ve sımsıkı sarıldı. 

"İşte!" dedi Adal. "Şuradaki." Geyik onlara bakmadan sessizce otları çiğnerken James artık nedendir bilinmez geyiğe bir adım yaklaştı. Geyiğin boynuzları dört taneydi ve her biri oldukça uzundu. "Sigun Geyikler yol gösterici olarak bilinirler. Kaybolmuş herkese yol gösterirler." diye bilgi verdi Mehir. "Nazik ve asil hayvanlardır, onlara terbiyesizlik yapan kişilere yol göstermeyi reddederler. Onurları çok değerlidir onlar için."

"Çok güzelmiş." dedi Elizabeth Greengrass hayranlıkla. "Cidden, boynuzlara bak."

"Heybetli bir hayvan." James bir adım daha atınca Mehir onu tuttu. "Çok yaklaşma, ürkek davranır." Sonra diğerlerine döndü. "Kaçırmadan gidelim bence."

"İyi fikir." Adal da onu onayladığında Öykü içten içe homurdanıyordu. Bir kere de ilgiyi kendisi çekmek istemişti ama Bayan Kutsal her zamanki gibi üzerine ilgiyi almayı başarmıştı. Hiç zorlanmadan bunu nasıl yapıyordu anlamıyordu Öykü. 

"Genelde ormanımızda canavar olarak nitelendirdiğimiz canlılar bulunmaz, bunlar öğrencilerin güvenliği için temizlendi. Mesela o gördüğünüz Azmıç haricinde arada Arçura geliyor okula, insanları gıdıklayarak öldüren bir canavar ve onları kovmak oldukça zor."

"Biraz daha sevimli canlılardan mı bahsetsek?" Snape'in ricasıyla Mehir onu onaylayıp gülümsedi. "Size görebileceğiniz en sevimli canlıları göstereyim. Gerçi bu şeref bir Agza olarak Adal'ın olmalı."

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Where stories live. Discover now