30

1.9K 211 101
                                    

Mehir ve Sirius'un tekrardan başlayan ilişkisi hızla herkesin kulağına yayılmıştı. Bu durumdan en hoşnutsuz olan Danielle Burton insanlar içinde ayıplanmadan yürüyemiyordu. Herkes onunla dalga geçiyor, Büyük Salon'da yaşadığı rezilliği tekrar tekrar hatırlatıyorlardı.

"Ufak bir soru." James, Çapulcuların artık sahiplendiği şömine önündeki koltuğa kendini attı. "Danielle Burton seninle ilgili tüm o şeyleri kimden öğrendi?"

Şöminenin önünde Sirius'un göğsüne sırtını yaslamış bir şekilde oturan Mehir kaşlarını çattı. Bu konu üzerine hiç düşünmemişlerdi. "Sahi..." dedi cadı mırıldanarak. "Kim olabilir ki?"

"Slytherin'den birileri olmasın?" diye sordu Lily. "Feniks'e bizimle gelen biri olmalı, onlar ne olduğunu biliyor çünkü."

"Slytherinleri her şey için suçlamaktan ne kadar zevk alsam da... Bu sefer sana katılmıyorum Lils." dedi Sirius, sevgilisinin karnına doladığı ellerini sıkıştırmıştı biraz daha. "Haberi okudum, oldukça ayrıntı içeriyor. Yalnızca bizim bildiğimiz ayrıntıları."

"Bizden biri olduğunu mu iddia ediyorsun?" James kaşlarını çattı bu rahatsız edici düşünceyle. "Saçmalama Pati."

Sirius'un gözleri devrildi. "Tabii ki bizden birisi olduğunu düşünmüyorum."

"Kim olduğunu bulabiliriz." dedi James sırıtarak. "Kız şu an tırsmış durumda, biraz üzerine gidersek korkudan her şeyi dökülür." 

Sirius, Mehir'in hiç yorum yapmadığını fark etmişti. Kulağına doğru hafifçe eğilip "Sen ne düşünüyorsun?" diye sordu fısıltılı bir sesle. 

"James'in haklı olduğunu." Mehir başını hafifçe yana çevirip Sirius'un yüzüne yakından baktı. "O kadar ayrıntılı bilgiyi kimden bulduğunu merak ettim."

"O zaman... Sabah Burton'ı köşeye sıkıştırıyoruz ha?" Sirius ve Mehir kıkırdadılar. 

Tam olarak bir plan kurmamışlardı, Sirius ve Mehir doğaçlama ilerlemenin daha eğlenceli olacağını fark ettiklerinden plansız kalmayı tercih etmişlerdi. 

Büyük Salon'un önünde Sirius Black'in kendini duvara yaslamış, geleni geçeni izlediğini görenler ona merakla baksalar da yorumda bulunmadan içeri girdiler. Nihayetinde oğlanın beklediği kişi koridorun ucunda görülmüştü. Danielle Burton hızlı adımlarla ilerleyerek Büyük Salon'a girecekken Sirius'u gördü ve adımları yavaşlayıp durdu. Gözlerinde korku oluşmuştu.

"Sana elime düşmemen için dua etmen gerektiğini söylemiştim değil mi?" Sirius alayla sırıttı. "Ve bak ne haldeyiz."

"Sirius-" Danielle gergince kollarındaki kitapları daha sıkı kavradı. "Ben- Zaten dersimi aldım."

"Öyle mi?" Sirius yerinde doğrulup kızı kolundan tuttu ve duvara vurdu. "Bakalım ne kadar iyi almışsın dersini?" 

Danielle korkuyla irkildi. "Şimdi ben sana sorular soracağım, sen de cici bir kız olup bunlara cevap vereceksin, anladın mı Danielle?"

Kız başını hafifçe aşağı yukarı salladı. Sirius konuşmaya başlamak üzereyken koluna dolanan elle gülümsedi, bu sıcaklığı nerede olsa tanırdı. "Ne ayıp sevgilim, bensiz tüm eğlenceyi yaşamak mı istedin?"

"Önden başlayayım demiştim, tam yerinde geldin." Sirius'un ışıldayan gri gözleri sevdiğine bakarken Mehir'in ela gözleri yalnızca Danielle'in üzerindeydi. "Pekâlâ Burton... Tek soru, doğru cevap vermezsen seni lanetlerim."

"Sen bir Gryffindor'sun." dedi Danielle endişeyle. "Gryffindorlar birine haksız yere nadiren saldırır."

Mehir'in yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. Korkutucu ve sinsi bir gülümsemeydi. "Ben bir Gryffindor değilim Burton." dedi. "Ben bir İşve'yim. Ne yapabileceğimden asla tam olarak emin olamazsın."

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Where stories live. Discover now