33

2K 214 343
                                    

Sirius aldığı her nefeste zihninden on tane düşünce geçiriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sirius aldığı her nefeste zihninden on tane düşünce geçiriyordu. Mehir çemberin tam ortasındaydı, çevresi avcılarla çevrilmişti. Savunmasız bir şekilde ortada duruyordu. Sirius elleri bağlı olmasa bir şey yapabileceğini düşündü. Ancak yapamazdı.

Ölecekti. Mehir kendi gözlerine baka baka ölecekti. Sirius buna izin veremeyeceğini biliyordu, onsuz bir yaşam geçiremeyeceğinden çok emindi. Mehir'in gözlerine bakamadığı, onunla konuşamadığı, sarılamadığı bir günü bırak saati bile geçiremezdi.

Soykan arkadan Mehir'e yaklaşıp onu kollarından tuttu. Gözleri Sirius'a dönmüştü şimdi. "Ne yazık, çok da güzel bir kızsın." dedi Soykan. "Değil mi Black? Sence de etkileyici değil mi?"

Mehir yutkundu. "Onu bırakın gitsin." dedi. "Buradayım işte, kaçamam da zaten."

"Son gördüğün yüz onun yüzü olsun istemez misin?" Soykan alayla gülümsedi. "Seni rahatlatmak için burada."

Cadının gözleri doldu Sirius'a bakarken ancak hemen kendini toparlamaya çalışıp gülümsedi. "Bırakın." dedi. "Burada olmasını istemiyorum."

Sirius'a böyle bir travma yaşatamazdı. Ölümünü görmesiyle bilmesi aynı şey olmayacaktı neticede.

"Gitmeyeceğim." dedi Sirius kaşlarını çatarak. "Burada kalmak istiyorum."

"Sirius-"

"Bu işte beraberiz." Sirius verdiği sözü tekrar hatırlattığında Mehir'in dolu gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü. "İşin sonundayız Sirius."

Ölecek dedi Sirius'un iç sesi. Ölecek ve sen hiçbir şey yapamayacaksın.

Ölüm nasıl bir şeydi? Sirius bu kavrama ne kadar uzak olsa da Mehir bir o kadar yakındı. Sirius ne göreceğini, ne hissedeceğini bilmiyordu. Mehir'in ölecek olması... Mümkün değilmiş gibi geliyordu. Nasıl ölürdü ki? Onu bir daha hiç görememek nasıl bir şey olacaktı?

Mehir ise ölmekten korkmadığını biliyordu. Sorun değildi, ölümü kucaklayabilirdi. Sadece... O öldükten sonra olacaklar kendisini korkutuyordu. Kara Han tekrar hayata dönecekti. Ya sonra? Yaydığı dehşeti tekrar mı yayacaktı?

Mehir bir yandan kendini suçlu hissedecekti bu yüzden. Kara Han ile burun buruna bırakacaktı herkesi. O, ölüp kurtulacaktı belki ama Kara Han en yakınlarına, en sevdiklerine dehşeti yaşatmayacak mıydı?

"Niye ben?" diye sordu dayanamayarak. "Niye Kara Han'ın hayata dönmesini istiyorsunuz?"

"Demek ayinin amacını çözdünüz." Soykan'ın sırıttığını sesinden bile anlayabilmişti Mehir. "Fazla açık değil mi? Kara Han bizim savunucumuz. Aykırıların yani. Kutsalların ve Değerlilerin kendilerini üstün görmelerinden bıktık, asıl üstünün biz olduğumuzu kabullenme vaktiniz geldi."

"Kimse kimseden üstün değil." dedi Mehir, o hep buna inanmıştı. Bir kutsal olmasına rağmen sonuna kadar buna inanacaktı.

"Niye Mehir?" diye sordu tekrardan Sirius. "Niye her şey onunla son buluyor?"

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin