18-Futbol Maçı♣️

713 29 7
                                    

Multimedya-Kağan

Medya- Buray/İstersen

18.Bölüm

"Son zamanlarda garipti." Emre biraz rahatlamış olmalıydı. Dediğim gibi konuşmaya başlamıştı. Hiç sözünü kesmeden dinlemeye başladım. 

"Sen gittikten sonra değişmişti. Eski Zeynep gibi değildi. Önce senin üzüntün için öyle olduğunu hissettim. Tamam bir ay kadar gayet üzgün görünüyordu ama sonra yanıldığımı anladım. Senin hakkında ne zaman konu açsak, konuşmayı değiştiriyordu. Bazen senin hakkında saçma konular açıyordu. Tabi Kağan kesinlikle konuşmasına izin vermiyordu. Bir gün yine hep beraberken seninle ara ara konuştuğunu söyledi. Hatta bize, senin çok mutlu olduğunu, kendine yeni bir sevgili bile yaptığından bahsetti. Hepimiz çok şaşırmıştık. Çünkü senin baban ve abin dışında kimseyle konuşmadığını sanıyorduk. Ona inanmıştık. Çünkü sen onun en yakın arkadaşıydık. İleriki zamanlarda Aras Abi ile konuşunca, senin sadece onunla konuştuğunu söyledi. Hatta numaranı bile değiştirdiğini, abinden başka kimseye vermediğini söyledi. Zeynep'in bize yalan attığını öğrenmiştik. Ama kimse bunun üzerine bir şey söylemedi. Biz de daha fazla üzerinde durmadık." Emre'nin ağzından çıkan her şeyi şaşkınlıkla dinliyordum. Zeynep'in neden böyle bir şey yaptığını hala anlamamıştım. Emre içini dökmeye devam etti. 

"Rüzgara sevgili yapmaya çalıştı. Hatta seni bazen kötüledi bile. Tabi Rüzgar kesinlikle izin vermedi ve kavga ettiler. Bende çok kızmıştım. Yalnız kalınca, bana üzüntüden öyle söylediğini söyledi. İnanmıştım. Sonuçta aptal gibi aşıktım ona. Buraya gelmeden önce, Zeynep'in gizli gizli telefonla konuştuğunu, mesajlaştığını gördüm. Sorduğum zaman yanlış gördüğümü, arkadaşlarıyla konuştuğunu söyledi. Ben yine salak gibi inandım ona. Ta ki biraz önceye kadar! Hep sevdim onu. Odadan çıkıp, bahçeye iniyordum. Merdivenin altındaki depodan ses geldiğini duydum. Dikkatle dinleyince sesin Zeynep'ten geldiğini anladım. Hemen aşağı inip, kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm manzarayla şok oldum. Zeynep, o piç Efe'nin dudaklarındaydı. Beni görünce o piç sırıtmaya başladı. O sinirle ona yumruk attım. Zeynep'i de kolundan çekip çıkardım." Emre acı çekiyor gibi anlatıyordu. Kolunu tutup ona yaslandım. Beni kolunun altına aldı. Kardeşim dediğim insan, diğer kardeşim dediğim insan yüzünden acı çekiyordu ve elimden bir şey gelmiyordu. 

"Ondan sonrasını biliyorsunuz işte." Soğukça güldü. 

"Söyle Eylül. Salaksın, aptalsın, kerizsin de. De ki içim rahatlasın." dedi yine gülerek. 

"Salağız, aptalız ,keriziz." dedim bende gülerek. Emre kahkaha attı. 

"Haklısın, sonuçta hepimiz kandırıldık." Tekrar kahkaha attı. Acı sı ndan öyle yaptı ğı nı  biliyordum. Bende onun gibi güldüm. 

"Yeter bu kadar duygusallık! Hadi kalk gidelim. O sürtük için kendimi ve sizi daha fazla üzemem." Ayağa kalktı. Canım arkadaşım. Mutlu gibi görünmeye çalışıyordu. Ama gözlerinin arkasındaki acıyı görüyordum. Bende daha fazla üstelemeden kalktım. 

"Hadi gidelim. Bizimkisiler meraktan ölmüştür." Beraber yürüyerek ormandan çıktık. Emre bir anda dönüp bana baktı. 

"Sen beni nerden buldun?" Güldüm. 

"Ee birader.Sen benim mekanı kapmışsın." dediğim zaman gülerek başını salladı. Biz gülerek askeriyeye girince, Kağan ve Rüzgar bıraktığım yerden kalkıp şaşkın gözlerle bize gelmeye başladılar. 

"Ne şaşkın ördek gibi bakıyorsunuz?" Dedi Emre gülerek. 

"Hi-hiç" dedi Kağan şaşkınlıkla. Onun tepkisine kahkaha attım. 

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now