7-Sevgili♣️

967 33 9
                                    

Medya- Koray Avcı/Sessiz Kadın

7.Bölüm

Efe Efe Efe! Aklımı ne kadar çok karıştırıyordu böyle! Hayatıma gireli daha bir hafta olmamışken neden beni bu kadar etkiliyordu? Tamam önceki hayatımı, yaşadıklarımı unutmaya çalışıyordum ama hemen yapamazdım. Her şeyin üzerini silgiyle silip atamazdım. Şu anda iyi gidiyordum ama ilişki konusunda hızlanırsam bir duvara çarpıp toslayabilirdim. Sonuçta geçmişte çok fazla sevdiğim birisiyle ilişki yaşamıştım. Benim yüzümden her şey bitmişti. Geçmiş ve ilişki dediğim zaman hemen aklıma Rüzgar gelmişti. Uzun zamandır aklıma getirmemeye çalışıyordum, ismini hiç kullanmamıştım. İlk defa sesli olarak Zeynep'ten duymuştum ismini. Ama artık kendimi Rüzgar konusunda alıştırmıştım. Öyle olmak zorundaydı. Çünkü artık Eylül ve Rüzgar yoktu. Biz diye bir şey yoktu.

Sabah yatağımda yatmış düşünüyordum. Aklıma Rüzgar geldiği zaman göz yaşlarımın aktığını fark etmiştim. Bu konuda sürekli bir suçluluk hissettiğim için böyle oluyordu. Başka türlüsü olamazdı zaten. Onu unutmuştum. Hemen aklımdaki bütün saçma düşünceleri attım. Lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakıp,

"Geçecek artık her şey istediğin gibi olacak üzülmeyeceksin." dedim. Kendi kendimi teselli etmeye başlamıştım artık. Ama iyi geliyordu. İyi hissettiriyordu. Güçlü.

Üzerimi değiştirip hazırlandım ve yemekhaneye gittim.

"Günaydın teyzelerin tatlısı" dedim Emine teyzeye. Nedense onu çok seviyordum. Sanki uzakta olan anneannem gibiydi.

"Günaydın yavrum geç otur masaya getiriyorum ben kahvaltını." Birde bu vardı tabi. Yemekleri bana kendisi getiriyordu hemde doldurarak. Bu huyu olmasa eminim çok daha fazla sevecektim onu. Masalara bakınca Efe'nin burada olduğunu gördüm. O da bana bakıyordu. Gülümsedi ama ben hemen kafamı çevirdim. Nedense ona bakınca utandığımı hissediyordum. Bu duygu geçene kadar da konuşamazdım sanırım. İleride Murat'ın olduğunu gördüm ve onun yanına gittim.

"Günaydın oturabilir miyim?" diye sordum gülümseyerek. Yalnız oturuyordu o da.

"Tabi ki de gel Eylül" Murat'ın karşısına oturmuştum şu anda Efe tam karşıma denk geliyordu. Onu takmamaya çalıştım. Tamam belki hata yapıyordum ama utanıyordum işte ister istemez.

"Al kızım bak şimdi onların hepsi bitecek tamam mı kraker?" Gözlerimi devirip başımı salladım. "Tamam teyzoş ama şu krakeri kaldırsak?" Tepkime hiç cevap vermeden gitti. Bu sırada Muratta gülmeye başlamıştı.

"Murat ne gülüyorsun?" dedim tıslayarak.

"Ha ha kraker dedi ya artık sen benim krakerimsin." diyerek yanağımdan makas aldı. Ben de çocukluk yıllarıma dönerek dil çıkardım.

"Bana bak kraker bir daha bana dil çıkarırsan o dilini söker krakere dolarım anladın mı?" dedi sesini korkunç tutmaya çalışarak. Ama korkunçtan çok her şeye benzemişti. İstemsizce kahkaha attım.

"Murat ya sen korkunç olma. Korkunç olmaya çalışınca Duduya benziyorsun." diyerek güldüm. Şu anda emindim ki kimden bahsettiğimi anlamayacaktı

"Dudu kim ya?" Tahmin ettiğim gibiydi. Ama onu nasıl bilmezdi ya? Çocukluğumuzun dizisi.

"Ya Sihirli Annem yok mu?" diyerek anlamasını istedim. Suratındaki korkunç ifadeye de bakılırsa korkmuş gibiydi.

"Oha Eylül sen sihirli annem mi izliyorsun?" Ne vardı ki bunda? Eminim çoğu kişi izlemiştir. Hem o zamanlar gayette güzel geliyordu. Aslında şimdi çıksa yine izlerdim ama bunu Murat'ın bilmesine gerek yoktu.

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now