41-Sarhoş♣️

307 14 4
                                    

Bölüm Parçası- Halil Sezai/Kafası Kendinden Bile Güzel

Multimedya - Eylül

41. Bölüm

Deniz kenarında Rüzgar ile beraber el ele yürüyorduk. Canım çektiği için bana pamuk şeker almıştı ve yemeyi beceremediğim için her yerime bulaştırdım. Rüzgar kahkaha atarak bu halime gülüyordu. Bende kendi kendime güldüm ve elime aldığım bir parçayı Rüzgar'ın ağzına uzattım. Gülerek uzattığım şekeri yedikten sonra burnuma ufak bir öpücük kondurdu. Gülümseyerek kollarımı ona sardım. Onunla birlikte olmayı, sevgisini, ondan gelen güven duygusunu hissetmeyi seviyordum.

"Bundan sonra bensiz hayatına devam edeceksin. Sakın kendini üzme ve hayatına devam et." Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Ne demek istiyordu? Kollarını benden ayırıp, tiksiniyormuş gibi bana baktı.

"Neler oluyor sevgilim?" diye sordum korkuyla.

"Artık senin sevgilin değilim. Ben onu seviyorum. Seni sevmiyorum, sevmemiştim de." Parmağıyla gösterdiği yere baktım. Yüzü belli olmayan bir kız bekliyordu.

"Hayır yalan atıyorsun" dedim isyan edercesine. Beni sevdiğini biliyordum! Gülerek kafasını salladı.

"Neye inanmak istiyorsan ona inan Eylülcük. Ama artık hayatımda sen yoksun. Hayatımdan kaybol!" diyerek kızın yanına doğru gitmeye başladı. Gittiği yere bakınca o kıza ek olarak 3-4 tanede karanlık giyimli adamlar gelmişti.

"Gitme." diye bağırdım arkasından. Gözyaşlarım ne kadar konuşmama engel olsa da, gitmesine izin veremezdim.

"Beni yalnız bırakma. Gitme!" diyerek bağırdım tekrar.

"Eylül uyan güzelim. Hadi geçti. Uyan." Duyduğum farklı sesle gözlerimi açtım. Enes baş ucumda durmuş, üzgün bakışlarla yüzümü siliyordu.

"Gitti." diye mırıldandım göz yaşlarımın arasından. Kollarını bana dolayıp sıkıca sarıldı. Ama Rüzgar da hissettiğim duyguyu hissedemiyordum ki!

"O gitti!" diye bağırdım bu sefer. Sanki krize girmiş gibiydim. Sadece gitti diye sayıklıyordum.

"Şşt. Sakin ol güzelim ben yanındayım." Bende sarılışına karşılık vererek bu sefer omzunda hıçkırarak ağlamaya başladım.

..

Uzun süre hiç durmadan Enes'in kucağında ağladıktan sonra, çok çok azcık daha iyi hissediyordum kendimi.

"Şimdi daha iyi misin?" Yavaşça başımı salladım. Benim yüzümden Enes de kötü halde görünüyordu.

"Peki benimle konuşmak ister misin?" Başımı iki yana salladım. Bu konu hakkında kimseyle konuşmak istemiyordum. En azından şimdilik. Enes anlayışla başını salladı.

"Neredeyiz?" diye sordum yavaşça. Sanırım ağlamaktan dolayı boğazım acıyordu ve konuşurken zorlanıyordum.

"Daha rahat olursun diye ablamın evine getirdim." Gülümseyerek başımı salladım. En azından birileri tarafından düşünülmek iyiydi. Yatağın üzerinde duran çantamı alıp içinden telefonumu çıkardım. Sanırım telefonum sessizdeydi ve çok fazla sayıda cevapsız çağrı vardı. Bunlar babam, abim, Kağan ve Asya'dan gelmişti. Olması gereken kişi yoktu.

"Merak etme ben babanlara, benimle olduğuna dair haber verdim." Minnetle gülümseyerek Enes'e tekrar sarıldım.

"Teşekkür ederim. Her şey için." diye fısıldadım. Gözlerimin tekrardan dolduğunu hissediyordum ama daha fazla Enes'in yanında ağlamamalıydım.

DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin