12-Mutluluk♣️

714 27 6
                                    

Bu bölümü yorumlarıyla hep destek veren tatlı insan @minaesenn' e ithaf ediyorum.
Keyifli okumalar

Medya- Teoman/Serseri

12.Bölüm

-Mehmet'ten(Eylül'ün Babası)

İnsan için hem iyi hemde kötü anlar vardır. Geçen 3 sene boyunca gerçekten hepimiz kötü günler yaşamıştık. Hayat arkadaşım, yoldaşım hepimize veda edip gitmişti. Kızım acısını tek başına yaşamak için herkesi arkasında bırakıp gitmişti. Oğlum ilk zamanlar kimseyle konuşmayıp içine kapandı. Daha sonra ise okul bahanesiyle başka şehire taşındı. Bende onlar olmadan benim burada işim ne düşüncesiyle işleri ortaklara bırakıp eski mesleğim olan, Aras doğduktan sonra bıraktığım askerliğe geri döndüm. 2 senelik Geçici görev istedim ve daha önce de görev yaptığım Fethiye'ye tayinim çıktı. Üzüntüleri, kötü anları unutabilmek için çalıştım. Askerler, Eylül ve Aras'tan sonraki çocuklarım oldu. Onlara alışmıştım. 1 yılı geçik süredir çalışıyordum. Herkese ne kadar mutlu görünsem de içimde hep bir acı vardı. Karım artık benim için bir acı değildi. Çünkü o her zaman benim yanımdaydı. Benim çektiğim acı, evlat acısıydı. Aras'ı yine 2 ayda bir görüyordum. Ya da mutlaka gün aşırı konuşurduk. Ama Eylül'ün yüzünü üç sene boyunca hiç görmemiştim. Sadece aydan aya sesini duyardım, tabi ararsa. Ta ki bir sabah vakti Eylül'ün sesini duyduğumu fark edene kadar geleceğinden hiç haberim yoktu. Kızım artık geri bize dönmüştü. Hatta beklediğimin aksine eskiyi, kalbinin derinliklerine gömerek, mutlu gelmişti. Artık benim için de mutlu zamanlar başlamıştı sevdiklerimle beraber.

Eylül 1 aydır benim yanımdaydı. Ama tek bir sorun vardı. Herkesle telefonla konuşuyor ama yüz yüze görüşmek istemiyordu. Tahminime göre herkesin tepkisinden korkuyordu. Geride bıraktıklarının. Artık bu korkusunu aşması gerektiğini düşündüm ve Kağan'ı aradım. O da zaten bir süre sonra Eylül ne kadar istemese de geleceğini söyledi. Onunla beraber bir plan ayarladık. Ben onlar için mekanlar ayarladım. Hatta kendimi kaptırıp gezi planı bile hazırladım. Eylül bazen beni yakalayıp ne yaptığımı sorunca müfettişlerin geleceğini söylüyordum. Çünkü onun için sürpriz olmalıydı. Eğer erkenden söylersek reddetme ihtimali çok yüksekti. Bende bu yüzden herkes gelmeden iki gün önce Eylülü yanıma çağırıp ona bahsettim. Söylerken gözünden geçen şaşkınlık, üzüntü ama en önemlisi mutluluk pırıltılarını görünce iyi ki böyle bir şey yaptığımı düşündüm.

..

İşte şu anda gerçekten mutlu olduğum andı. Üzüntülerin geride kaldığı, her şeyin geçtiği çok mutlu andı. Çocuklar geldikten sonra hep beraber kahvaltıya gelmiştik. Hepsi şu anda gülüp eğleniyordu. Bende gülümseyerek onları izliyordum. Daha sonra Eylül beni fark etti.

"Ne oldu babacık neden gülüyorsun." dedi benim hiç suçu olmadığı halde sürekli kendisini suçlayan kızım.

"Bana bile bu kadar içten gülmüyordun. Sanırım kıskandım." diyerek herkesi güldürdüm.

"Ah benim ilk aşkım beni kıskanmış mı?" diyerek boynuma atladı beni öpmeye başladı. İşte gerçek mutluluk buydu. Ve önümüzdeki günler hep böyle olacaktı. Artık bizde mutlu olacaktık.

-Eylül'den-

Hep beraber kahvaltı yapacağımız yere gelmiştik. Babam gideceğimiz yerleri bile ayarlamış. Hep beraber kafe tarzı bir yere geçtik. Rezervasyon olduğu için masamız hazırdı. Hemen masaya geçtik. Emre aynı eskisi gibiydi. İğrenç espirilerini yapıyordu. Tabi bizde gülüyorduk. Daha sonra babamın gülümseyerek bize baktığını gördüm. Nedenini sordum. Verdiği cevapla hepimiz gülmeye başladık. Bende yanına gittim. İlk aşkım dediğim babamı öpmeye başladım. Sonuçta her zaman babam yanımdaydı.

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now