43-Parti♣️

327 16 8
                                    

Bölüm Parçası- Göksel/Acıyor

Multimedya- Eylül

43.Bölüm

Telefonumun sesiyle gözlerimi açmadan telefonu bulup, açtım.

"Alo." diye mırıldandım uykulu çıkan sesimle.

"Kızım sen hala uyuyor musun! Çabuk uyan! Bugün parti var unuttun mu?" İnleyerek kulaklarımı tıkadım. Bu kız sabah sabah bu enerjiyi nerede buluyordu? Parti mi?

"Eyvah parti!" diye çığlık atarak yataktan kalktım. Asya'nın telefonun ucundan gelen kahkahalarını duyuyordum.

"Aynen kızım, bu akşam sevgililer partisi var." dediği zaman durulduğumu hissettim. Sevgililer partisi. Sanırım Asya'da nefeslerimden durulduğumu hissetmiş olacak ki,

"Yani çift partisi kızım. Hep beraber çok eğleneceğiz. Hadi uyan eşyalarını al ve bize gel. Bekliyorum." Onu onaylayan sesler çıkardıktan sonra kalkıp, duşa girdim. Kendimi iyi hissettiren duşun ardından, parti için gerekli olan eşyalarımı bir çantaya toplayıp, aşağıya indim. Abim masaya oturmuş, kahvaltısını yapıyordu.

"Günaydın." diyerek yanağından öptüm, ve bende yanına oturdum.

"Günaydın güzelim nasılsın?"

"İyiyim abicim." diyerek tabağıma bir şeyler koydum.

"Eylül, gerçekten, nasılsın?" Abim, bedenini bana çevirip, yüzümü ellerinin arasına almıştı. Yavaşça yutkunarak abime cevap verdim.

"Git gide iyi oluyorum." Abime, yalan söyleyecek halim yoktu. Zaten, ben söylemesem bile o bilip, halimi hissediyordu.

"Neden ayrıldığınızı bilmiyorum ama söylediğiniz gibi olmadığını da biliyorum. Neden ayrıldığınızı eninde sonunda öğreneceğim." Öğreneceğini biliyordum ama öğrenmemesi, Rüzgar için daha iyi olurdu. Çünkü abim gerçekleri öğrense, Rüzgar'a dünyayı dar edeceğini biliyordum. Sonuçta Rüzgar'ın ayrılırken söylediği cümleler, insanı parçalamaya yetiyordu.

"Partiye geliyorsunuz değil mi?" Konunun değişmesi daha iyiydi. Hem zaten gelip gelmeyeceklerini de merak ediyordum.

"Siz bayanlar ve parti düşkünlüğünüz! Gitmezsek, Pınar'ın başımın etini yiyeceğini bildiğim  için, evet geliyoruz." Abimin sıkıntılı konuşması karşısında gülerek onu izledim. Hayır ne güzel sevgilin var katılacaksınız işte! Ne diye sorun ediyorsun ki!

"Sen kiminle geliyorsun?" Geleceğimi bildiği için direk çiftimi sormuştu.

"Doruk davet etti ama daha cevap vermedim." diyerek dudaklarımı büzdüm. Doruk mesaj atarak, istersem onunla gidebileceğimi söylemişti, ama daha cevap vermemiştim çünkü kararsızdım.

"Doruk'tan daha iyi birisini göremiyorum ama sen bilirsin. Enes kiminle gelecek?" Bilmiyorum anlamında omuzlarımı silktim. Partiyle ilgili hiç konuşmamıştık.

"Sanırım Enes, Kağan ve Emre, kapıda çift bekleyenlerin arasından seçecekler." diyerek kahkaha attım. Hayır yani o kadar yakışıklı çocuklarsınız, neden kızlardan gelen teklifleri kabul etmiyorsunuz ki? Neymiş, yalnızlık, özgürlükmüş. Hiç sana ayak bağı olan yokmuş, bla bla...

"Şimdi Asya'ya gidiyorum. Orada hazırlanacağız. Partiye de oradan geçerim." diyerek masadan kalktım ve abimin yanağına öpücük kondurdum.

"Tamam ben bırakırım seni." Cıklayarak başımı iki yana salladım.

"Uzun süredir bebeğimle yolculuk yapmadım. Biraz sevgimi göstersem iyi olacak." diyerek abimle beraber kahkaha attık.

"Peki o zaman güzelim. Kendine dikkat et. Bana mesaj atarsın." diyerek abim evden çıktı. Babamın söylediğine göre, Meriç Abim ile beraber sadece öğlene sonra için izin alabilmişlerdi babalarından. Bu durum ne kadar komik olsa da onlar için üzülüyordum. Bir anda gençlik hayatlarından, üniversiteye atlamışlardı.Elbise çantamı, ayakkabılarımı ve gerekli olan tüm diğer malzemelerimi, yardımcıların yardımıyla arabama yerleştirip, evden çıktım. Bu sırada da Doruk'a beklediği cevabı atmıştım.

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now