28- Pınar♣️

387 17 10
                                    

Bölüm Parçası- Mabel Matiz/Bir Hadise Var

28. Bölüm

"Eylül! Aras gerçekten senin için çok korktu ve bu yüzden sinirli. Lütfen üzülme. Siniri geçtiği zaman geri gelecektir ve her şey eskisi gibi olacak." Kafamı sallayarak Meriç Abime döndüm. Benim teselliye ihtiyacım yoktu. Tek ihtiyacım olan şey abimdi. Beni affetmesiydi. Evet bu sefer gerçekten onu fazla üzmüş ve fazla korkutmuştum ama onun tepkisi de biraz fazlaydı sanırım. Abim normalde bu kadar kızmazdı. Eminim başka bir şey olmuştu. Zaten genellikle bana karşı gülen ve neşeli abim, bu sıralar bana karşı bile sinirli ve soğuktu. Ne olduğunu bulmam gerekiyordu ama öncelikle kendimi affetirmeliydim.

"Hak ettim." dedim mırıldanarak. Rüzgar hemen gelip ellerimi tuttu.

"Bu kadarını hak etmedin ama!" Sinirliydi. Oldukça sinirli. Abim konuşurken, Meriç Abimin onu tuttuğunu fark etmiştim. Eminim ki sırf abim olduğu için kendisini tutmuştu.

"İyiyim Rüzgar." diyerek gülümsedim. Gerçekten şu anda olmam gerekenin aksine hüngür hüngür ağlamıyordum. Gözyaşlarım usul usul akıyordu gözlerimden. O da abim yüzünden değildi. Kendime sinirliydim.

"Hadi herkes yemeğe!" Elif Teyzemin seslenişiyle mutfağa geçtik. Ne kadar bir şey yemek istemesem de yemek zorundaydım. Artık kendi kendime bir söz vermiştim. Hem kendim, hemde yakınımdakiler için kendime dikkat edecektim.

..

Televizyonun karşısında oturmuş film izliyorduk. Ya da öyle görünüyorduk. Akşam olmuştu ve abim hala gelmemişti. Meriç Abimin söylediğine göre onunla konuşmuş ve iyiymiş. Tahminlerine göre de birazdan burada olacak. Telefonumun sesiyle elime aldım. Babam arıyordu. Uzun zamandır onunla da konuşmamıştım. Odama geçip telefonumu açtım.

"Alo babacım!" Sesimi mutlu çıkarmalıydım ki olanlardan haberi olmasın.

"Eylülcüm. Nasılsın kızım?"

"İyiyim babacım sen nasılsın?"

"İyiyim kızım. Ne yapıyorsunuz? Tatiliniz nasıl?"

"Çok güzel geçiyor." En büyük yalanlarımdan birisini söylemiştim. Doğruları söyleyerek babamı da üzmek istemiyordum.

"Aras ne yapıyor Eylül? Bugün telefonuna hiç ulaşamadım." Babamın sorusuyla duraksadım. Bende bilmiyordum. Abim nerede, ne yapıyor bilmiyordum.

"Eylül söylesene bir şey mi oldu?" Babamın sesiyle telefona geri döndüm. Onu telaşlandırmak daha önemlisi ona yalan söylemek istemiyordum.

"Baba biz biraz tartıştık." dedim zorla.

"Ve abin sinirini yatıştırmak ve senden çıkarmamak için dışarı gitti." Bunca yıldır oğlunu iyi tanımıştı.

"Aynen öyle." diyerek mırıldandım. Sinirini senden çıkarmamak için ifadesi biraz yanlıştı. Sinirinin birazını benden çıkarmıştı ama eminim kat kat fazlasını başkasından çıkaracaktı.

"Sorun ne önemli mi?"

"Normal kardeş kavgaları baba önemli bir şey yok. Ben seni tekrar ararım hadi öpüyorum görüşürüz." Daha fazla bu konu üzerinde konuşmak istemiyordum.

"Tamam kızım sonra görüşürüz. Kendine iyi bak." Ve son. Konuşmak istemememi anlayan babam daha fazla üstelememişti. Telefonumu odamda bırakarak içeriye geçtim. Elif Teyze dışarıdaydı. Meriç Abim telefonuyla oynuyor, Rüzgar ise gergin bir şekilde oturuyordu.

"Kimdi o?" Rüzgarın meraklı sorusuna güldüm. Birileri tarafından umursanmak iyi geliyordu.

"Babamdı."

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now