♣️Final♣️

693 20 13
                                    

Bölüm Parçaları- Yalın/Her Şey Sensin Sıla/Yoruldum

52. Bölüm

Final

Güne, dışarıda gördüğüm beyaz manzara ile uyandım. Dışarıda hafifçe kar yağmaya başlamıştı ve Görüntüsü ile insanı büyülüyordu. Bu havalar ne kadar, battaniye-film-kahve havası olsa da maalesef ki okula gitmek zorundaydık. Aslında okulun o kadar da kötü olduğunu söyleyemezdim. Tabi Ege giderken beraberinde şaka ve esprilerini de götürmüştü ama artık alışmıştık. Telefon görüşmelerinde hala bizi güldürmeyi başarıyordu. Ege'nin gitmesi derken, duygularını itiraf ettikten bir gün sonra ailesinin yaşadığı Fransa'ya gitmişti. Gidişine mani olduğum için ne kadar üzülsem de, ailesi istediği için gittiğine beni inandırmıştı. Ona veda ederken ne kadar üzülsek de, verdiği olumlu hisle bizi çabuk alıştırmıştı. Zaten sürekli de bizimle telefon görüşmesi yapıp, yanımızda hissettiriyordu. Gülümseyerek yataktan kalkıp banyoya gittim. Her gün ki gibi rutin işlerimi hallettikten sonra kot pantolon ve beyaz kazağımı giydim. Montumu ve botumu da giydikten sonra kahvaltı masasındaki abimin yanına gittim. Babam iş sebebiyle şehir dışındaydı

"Günaydın!" Tabağıma kahvaltılıklarımı alıp yemeye başladım.

"Günaydın güzellik!" Gülerek kahvaltımı yapmaya devam ettim. Dersimin başlamasına daha 2 saate yakın zaman vardı.

"Nasıl gidiyor?" Hiç dercesine omzumu silktim. Her şey sıradan ilerliyordu.

"Ne zaman Rüzgarı affetmeyi düşünüyorsun?" Kafamı kaldırarak abime baktım. Neden sürekli Rüzgar hakkında beni dürtüyordu ki!

"Neler yaşadığımızı görmemiş gibi davranmayı bırak abi! Bu saatten sonra artık bittik! Olamayız!" Abim sıkıntıyla nefesini üfledi ve ardından öfkeli bakışlarını bana yönlendirdi.

"Şu inadından vazgeç artık! Neler olduğunu bilmeden kimseyi Yargılama! Rüzgara söz vermeseydim çoktan her şeyi anlatırdım ama her şeyi kendi ağzından anlatmak istedi. Bak Eylül! Sakın sonradan pişman olacağın şeylere kalkışma! Şu lanet inadını kırıp, barışmak için o kadar çabalayan Rüzgarı dinle ve sonra neden bu zamana kadar dinlemediğin için kendinden nefret!" Abim bir hışımla masadan kalkıp evden çıktı. Dinlemem gereken bu kadar önemli olan şey de neydi? Sanırım artık kendimden ödün verip, Rüzgarın anlatacaklarını dinlemeliydim. İçimde oluşan rahatsızlıkla bende sofradan kalkıp odama çıktım. İyileşme sürecimden itibaren bu zamana kadar Rüzgardan aldığım not ve hediyeleri yatağa döktüm.

'Ömrümün sonuna kadar seveceğim!'
'Dudaklarından dökülecek bir af kelimesine dünyalarımı vereceğim.'
'Sevdiğim.'
'Seveceğim.'
'Ömrümü adadığım kız!'

Ve bunun gibi birkaç tane daha. Hepsini yüzümdeki buruk bir ifadeyle tek tek okudum. Daha sonra bana kendinden adadığı eşyalara baktım. İlk olarak verdiği kendi kokusuyla dolu olan Tişört, ikimizin resimleriyle yaptırdığı kolye, isimlerimizin yazılı olduğu bileklik, onda duruşunu çok sevdiğim saati.. Hepsini notlarla ya da ayrı ayrı kullandığım yerlere bırakmıştı. Ve son olarak bıraktığı üç gün önceki verdiği notta yazan şey,

'Bütün bunları ödünç olarak verdim sevgilim. Beni dinleyip affettiğin zaman, hepsini geri alıcam ;)'

Yüzümdeki kırık sırıtışla son notunu da okuduktan sonra hepsini geriye biriktirdiğim kutunun içine koydum. Daha sonra da içimde yeşermeye başlayan küçük bir umutla çantamı alıp arabama binerek rotamı okula çevirdim.
Arabamı otoparka park edip indim. Yağmur dinmiş, geriye hoş kokusunu bırakmıştı. Okulun Bahçesine girince bizimkilerin oturduğu kamelyaya doğru ilerledim. Rüzgar da yanlarındaydı. Son zamanlarda artık eskisi gibi yanımızda durmaya başlamıştı. Tabi bu süre içerisinde ben genellikle onlardan ayrılıp yalnız ortama geçiyordum.

DÖNÜŞWo Geschichten leben. Entdecke jetzt