47. Bölüm

146 13 3
                                    

Uykumdan uyandığımda nerede olduğumu hatırlamam çok geç olmamıştı. Hala uyumak istiyordum.

Kolumdaki saate baktığımda saatin 10a yaklaştığını görmüştüm. Tamamen kendime gelene kadar yatakta telefonla yarım saat kadar oyalanmıştım.
Warda ve Sofia ablaya olanları kısaca anlatmıştım. İkisi de neler olacağını merak edip soruyorlardı. Ortak grup kurmam çok iyi olmuştu. Ayrı ayrı anlatmak yerine böyle ortak görecekleri yere yazmak daha iyi oluyordu.

Uykulu halim tamamen geçince yataktan kalkıp odadaki lavobaya girmiştim. Lavobada duş aldıktan sonra üzerimi giyinip saçlarımı güzelce taradıktan sonra bağlayıp oradan çıkmıştım.

Sonra da aşağıya inmiştim. Fahri mutfaktaydı.

+Günaydın.

-Günaydın. Kendine gelebildin mi?

+Evet. Gelebildim çok şükür, yardım edeyim diyerek yanına gitmiştim.

-sağol, ne kadar çok şey getirmişsin. Hepsi de özlediğim şeylerdi.

+Sevindim.

Derken çay için raftan bardak almış, çekmeceden de çatal ve çay kaşığı alıp masaya koymuştum. Diğer her şey hazırdı.

Fahri'nin salatayı hazırlamasını beklerken cama doğru yaklaşıp boğazım ve saçımı göstermeyecek şekilde perdeyi kendime siper ederek dışarıya bakmaya başlamıştım.

-kahvaltı hazır

+Tamam diyerek camdan geri çekilip, elimi yıkadıktan sonra kurulamış boş sandalyeye oturmuştum. Buradaki evde Malezya'daki gibi tek kişi için fazla büyük ve çok da güzeldi.

Sessiz geçen bir kahvaltıdan sonra, ikimiz birlikte kalkıp masayı toplarken saat 10:45 olmuştu.

- özellikle gitmek istediğin bir yer var mı burada?

+ Yok, pek araştırmadım da. Ama burayı mutlaka görmelisin dediğin her yeri görmek isterim zahmet olmazsa.

-Açıkçası bende çok fazla yer bilmiyorum. Bildiklerime bugün götürüm. Kalanına da internetten araştırıp gidebiriz.

+Tamam olur. Bu arada bugün için başka bir planın var mıydı? illa bugün gezmek zorunda değiliz. 2 haftalığına geldim. Sen müsait oldukça gezebiliriz.

-Planım yoktu. Hazırlanıp çıkalım istersen.

+Tamam...

Hızlıca kaldığım odaya çıkmıştım. Telefonumdan hava durumuna bakmış biraz soğuk olduğunu görünce de üzerimi ona göre giyinmiştim. Çok kalın şeyler getirmemiştim ama burası Türkiye'nin havasına epey benziyordu.

Malezya çok sıcak bir ülke olduğu için hırka mont gibi kalın şeyleri giymek imkansızdı. Türkiye'den Malezya'ya temelli gidişimde bir daha giyemeceğimi bildiğim giyilecek durumda olan kaban, hırka gibi şeylerimi belediyelerin giysi kumbaralarına bırakmıştım. Kendime sadece 1 hırka 1 tane kabandan başka kalın hiç bir giysi bırakmamıştım. Bunları giysi kumbarasına bırakmadığım için şanslıydım. Şimdi ikisi de benimle buradaydı.

Uzun hırkamı üzerime giyinmiş şalımı da hızlıca yapmıştım. Çantamı ve telefonumu alarak aşağıya inmiştim.

Ben indiğimde Fahri' de üzerini giyinmiş koltukta oturmuş bekliyordu.

+Ben hazırım.

-Tamam....

Saat 11 gibi evden çıkmıştık. Çok ünlü iki tane müzeyi ziyaret etmiştik. İkimizde fazla sessizdik. Ara sıra önden gitmesine fırsat verip onu izliyordum. Eskiden normal gelen her şey şuan o kadar farklı geliyordu ki... Keyifsiz olduğu her halinden belli oluyordu. Bir iki gün eski konuları açmayacaktım. Sonra duruma göre fırsatını bulup konuşmayı planlıyordum...

AŞK / Hayallerin Ötesinde Where stories live. Discover now