14) Evlilik Oyunu

251 21 7
                                    

Yolculuk sırasında kimseden ses çıkmamıştı. Hatta eve geldiğimizde de. Ta ki yemekten sonra çay için oturma odasında oturana dek....



Yemekler yenmiş, çaylar masaya koyulmuştu.

Evde sessizlik hakimdi. Eve geldiğimizden beri neredeyse doğru düzgün tek kelime bile konuşulmamıştı. Evde hüküm süren sessizliği sonunda babamın sesi bölmüştü.

-Yani gerçekten evlendin! demişti babam. Sesi biraz sinirli, biraz da kırgın gibiydi. Hangisi daha ağır basıyordu emin değildim.

+evet baba derken, başım yine önümde, gözlerim gerginlikten birbirine kenetlediğim ellerimdeydi.

+sizden habersiz evlendiğim için özür diliyorum. demiştim, abim araya girerek,

*sadece bunun için mi özür diliyorsun he? Mehmet ve ailesine ne diyeceğiz şimdi? demişti sinirle..

+abi sürekli bunun için beni suçluyorsunuz ama ben başından beri onunla evlenmek istemediğimi söylemiştim size. İstemeye geldiklerinde de vermeyin demiştim. Ama siz... siz derken yine gözlerim dolmuştu kahretsin... Hep böyle zamanlarda doluyordu ve ağlamaya başlıyordum... Bir yandan göz yaşımı silerken diğer elimle eteğimi sıkıyordum. Ben sessizce ağlamaya başlayınca, Fahri elini uzatıp, kucağımdaki elimi, ellerinin arasına almıştı. Şaşkınca onun olduğu tarafa dönerken herkesin gözünün üstümüzde olduğunu farkedip iyice gerilmiştim. Fahri bana dönerek;

-Şuan aranızda ne konuşuyorsunuz bilmiyorum ama Eylül isterlerse gidebilirim? Yada birlikte gidebiliriz? demişti.

+Şuan gitmek için iyi bir zaman değil. Hem nereye gideceğiz?

-Bir otele gidebiliriz. Yarın herkes biraz daha sakinleştiğinde tekrardan gelir oturup konuşuruz.

+Ne zaman konuşursak konuşalım bir şey değişmeyecek... biz aramızda konuşurken babam tekrardan konuşmaya başlamış,

×gelirken evlilik belgenizi getirecekti, nikah fotoğraflarınızdan getirecekti getirmiş mi? diye sormuştu.

Bende Fahri'ye dönerek, babamın söylediklerini ona söylemiştim. Fahri çantasını açarak içinden küçük bir albüm ve havaalanında imzaladığım sahte evlilik belgesini çıkartıp hepimizin ortasında kalan büyük sehpanın ortasına uzanıp bırakmıştı. Bir kaç saniye sonra hepsi sırayla belgeye bakmış, sonra da sırayla fotoğraflara bakmışlardı.

Bir kaç dakika sonra babam öksürerek, bana doğru dönüp konuşmaya başlamıştı.

×istersen odana gidebilirsiniz. Uzun yoldan geldi dinlensin. demişti. Babamdan böyle bir tepki beklemiyordum. Ama gerçekten evli olduğumuza artık kesin olarak inandığını anlamıştım. Sadece babamın değil, herkesin..!

Ben, nefes aldığım her saniye söylediğim yalanın acısıyla yanıp kavruluyordum. Onlar bana kötülük etmişlerdi ve bende karşılığında onlara kötülük yapmıştım. Haklı değillerdi ama artık bende haklı değildim. Onlar kaybetmişlerdi ama ben daha çok kaybetmiştim yalan söyleyerek... Bu vicdan azabı bana bir ömür boyu yeterde artardı bile....

Daldığım düşüncelerden çıkmış ayağa kalkarken, Fahri'ye doğru dönerek "odama gidiyoruz" diyebilmiştim.

Odama gittiğimizde, Fahri'ye babamlarla aramda geçen konuşmaları anlatmıştım.. Sonra ben Fahri için, yatağımın çarşaf ve yastık yüzlerini değiştirmekle uğraşırken, Fahri de odamdaki banyoya giderek üzerini değiştirmişti. Çıkarken de yatsı namazını kılmak için abdest almıştı.

AŞK / Hayallerin Ötesinde Where stories live. Discover now