48. Düğüm

137 12 3
                                    


Sabah olduğunda kalkıp banyo etmiş temiz giysilerimi giyinip banyodan çıkmıştım.

Saat 11e geliyordu. Bugün planımıza göre 12 de Londra'nın çevresindeki köylere gidip kamp yapacaktık. Ama artık hiç bir yere gitmek istemiyordum. Daha doğrusu uçak biletimin dönüş tarihini erkene alıp bugün hatta hemen şimdi buradan ayrılmak istiyordum. Çünkü işler yine karışmıştı... Yatağın başlığına sırtımı dayamış gerginlikten telefona sarmıştım yine.

Ben bu haldeyken Fahri odanın kapısını tıklatmıştı...

-Eylül uyandın mı?

+Evet.

-kahvaltı hazır. Yiyip çıkalım...

+Aç değilim. Bugün biraz iyi değilim gitmesek daha iyi olur. Sen bugün istersen işine git. Zaten kaç gündür de benim yüzümden gidemedin.

-neden gitmiyoruz?

+İyi değilim.

-geliyorum,

+Hayır gelme dememi beklemeden içeriye girince oturduğum yerde sıçramıştım.

+Ne yapıyorsun Fahri?

-kalk kahvaltı edeceğiz. Sen açlığa dayanamıyorsun. Hastalanmanı istemiyorum. Kahvaltı ederken konuşuruz.

+Gerçekten aç değilim ama iştahım yok. Demiştim sinirle...

-olsun yine de zorla da olsa bir iki lokma yiyeceksin!

Bu inatlaşma ben pes etmezsem böyle sürüp gidecekti biliyordum. Onun belki de tek kötü huyu buydu "inatçılık".... Zaten onca aramamıza çağırmamıza rağmen gelmemesi de bunu kanıtlıyordu...

+Tamam diyip, yerimden kalkmıştım...

Kalktığımı görünce kenara çekilmiş odadan çıkmamı beklemiş, ben çıkıp aşağıya doğru inmeye başladıktan sonra o da peşimden aşağıya inmişti.

Ellerimi yıkayıp kuruladıktan sonra sandalyeye geçip oturmuştum. Çaylarımızı doldurmuş ve afiyet olsun dedikten sonra yemeye başlamıştı.

Tam karşımda oturuyordu. Ara sıra baktığını hissedip o bir şey demeden, ağzıma salata ve yumurtadan atarak zorda olsa bir iki şey yemiştim. İştahım gerçekten yoktu...

+Eline sağlık. Diyerek tabağımı, çatal ve bardağımı alarak tezgaha götürmüş bulaşık makinesine koymuştum. Elimi lavobada yıkadıktan sonra odaya geri dönmüştüm.

Yatağa oturup. başlığına sırtımı dayamıştım. Dizlerimi kendime doğru çekerek çenemi dizlerime dayayıp telefonumdan uygulamayı açmıştım.

W- Bugün o köyden bol bol fotoğraf bekliyoruz Eylül 😍

S- Keşke bizde orada olsaydık... 🙄

Mesajlarını görünce zorda olsa gülümsemiş mesajlarına cevap yazmıştım.

+Bugün gezi iptal oldu. Kaç gündür gezmekten epey yoruldum. Bugün biraz halsizim. Hem Fahri de yoruldu, belki işe gitmek ister diye iptal ettim. Yani bugün fotoğraf yok hanımlar üzgünüm...

W- bir süre yazıyor diye görünüyordu ki sonra bir anda vazgeçmiş beni uygulama üzerinden aramıştı.

-kardeşim selamun aleyküm. Hayırlı günler.

+Ve aleyküm selam kardeşim. Hayırlı günler sana da. Mesaj yazıyordun?

-Eylül bir sorun oldu sanırım? Sofia abla görüp üzülmesin diye belki yazmak istemezsin diye düşünerek ordan sormak yerine arayayım dedim.

AŞK / Hayallerin Ötesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin