10) Umut

267 21 4
                                    

"bismillah" diyerek odamdan çıkarak oturma odasına gitmiştim. Başım önümde abime taraf dönerek,

+abi, az önce ulaştım ona. derken telefonu abime uzatmıştım.

-neden bana veriyorsun, görüntülü olarak arayıp yanımızda konuş. demişti hala kızgın olan bir ses tonuyla. Beklediğim tepkiyi vermişti..

+tamam arayayım ama Türkçe bilmiyor. İngilizce anlaşıyoruz.

-Sorun değil. diyerek Ufuk abimden telefonundan ingilizce'yi Türkçe'ye çevirme proğramını açmasını istemişti.

İşte bu beklemediğim bir tepkiydi. Gerilmeme mani olamamıştım. Abimin telefonundan sanki numarayı çeviriyormuş gibi yaparak, hızlıca Fahri'ye mesaj atarak durumdan haberdar etmiş cevap yazmamasını söyleyerek, mesajları okuduğundan emin olduktan sonra da mesajı silmiştim.

Ara tuşuna basmıştım, İki kez çaldıktan sonra Fahri telefonu açmış ve onunla ilk defa görüntülü olarak konuşmaya başlamıştık. Hem ilk konuşmamız olduğundan, hem de ailemin yanında konuşmak zorunda olduğumuzdan ötürü utanmaya başlamıştım...

+selamun aleyküm.

-ve aleyküm selam canım. Nasılsın, ailen nasıl?

+ben iyiyim, onlar da iyiler ve yanımdalar. Seninle konuşmak istiyorlar.

-Tamam. Bende onlarla konuşup tanışmayı çok istiyorum.

dedikten sonra telefonu masada ailemin rahatça görünebileceği bir noktaya koymuştum.
Abim, İngilizce de bildiği 3-5 kelimeyle söze girmişti.

×merhaba.. (hello)

-Selamun aleyküm, merhaba nasılsınız? Herkes iyidir inşaAllah?
(babamlar, karşı taraftan gelen konuşma, anında Ufuk abimin telefonundan sesli olarak çevrildiği için ne dediğini anlamış, cevap vermişlerdi. Bende bizimkilerin dediğini Fahri'ye İngilizce olarak söylüyor aralarındabir nevi tercümanlık yapıyordum...

+ve aleyküm selam. Herkes iyi, sen nasılsın diye soruyorlar?

-ben de iyiyim çok şükür.

+Nasıl tanıştığımızı, işlerin nasıl bu hale geldiğini, neden tanışmaya gelmediğini ve neden gelip beni onlardan istemediğini soruyorlar.

-sen anlatmadın mı?

+hayır anlatmaya fırsatım olmadı. Sen anlatır mısın bekliyorlar. demiştim.

-Peki biraz uzun ama her şeyi en baştan anlatacağım.

+tamam.

-Eylül, Malezya' ya ilk geldiğinde, tesadüf eseri Warda ileyken karşılaşmıştık. Warda benim üniversite'den beri yakın bir arkadaşım. Ailelerimiz de yakın dostlar. Şu anda da çalıştığımız şirketler bağlantılı. Eylül'ü ilk o zaman sadece bir kez görmüştüm. Aramızda bir konuşma geçmemişti.

Sonra Eylül tekrar Malezya'ya iş için geldiğinde, babam o sıralar hastaydı. Bir gün yine Warda sayesinde karşılaşmış, o şekilde konuşmaya başlamıştık. Eylül başlarda bana karşı koymuştu, sebep olarak da sizin başka biriyle evlendirmek istediğinizden bahsetmişti. Ama çoktan ikimizde birbirimizi sevmeye başlamıştık. 6 ay bu şekilde geçmişti sonra babamın hastalığı daha da kötüleşmeye başladı. Kanserdi ve son aşamalarıydı. Bir gün babamın yanındayken, babam; "Annenle birlikte en büyük hayalimiz ablan ve senin evlendiğinizi görmekti. Ama annen, ablanın evlendiğini bile göremeden çok erken bir şekilde aramızdan ayrıldı. Ablanın evlendiğini gördüm, ölmeden evvel senin evlendiğini de görmek istiyorum" demişti bana.

AŞK / Hayallerin Ötesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin