30. Bölüm

178 15 6
                                    



Sabah 09:00' a doğru şirkete varmıştım. Yeniden Fahri'nin yedek arabasıyla işe gelmiştim. Arabayı park alanındaki boş bir yere park ettikten sonra şirkete girmiştim...

Akif beyle olan toplantımız bilgilendirme toplantısı olduğu için bir kaç saat sürmüştü. Nihayet toplantı bittiğinde daha doğrusu toplantıya ara verildiğinde ekipçe şirketin karşısındaki restorana gidip yemek yemiştik. Çoğu kişi yemeğini yemiş çayını içmiş şirkete dönmüştü. Sadece Akif bey ve ben kalmıştık. Daha fazla dayanamayıp;

+Akif bey dün konuşamadık hoşgeldiniz nasılsınız? demiştim heyecanla.
Gayet ilgisiz ve soğuk bir şekilde;

-hoşbuldum. İyiyim sen nasılsın? demişti.

+bende iyiyim teşekkür ediyorum. dediğimde gözleri gözlerimden ayrılmış parmaklarıma kaymıştı.

-Ben önden gidiyorum. Yapılacak işlerim var. diyip gitmişti.

Akif'le uzun zamandan sonra tekrardan karşılaşmıştık. Onu özlemiştim. O'da benim için buradaki ilk tanıdığım insanlardan birisi olması dışında, benim için çok değerli birisiydi. O buradan gitmeden önce hatta son görüşmemizde gayet iyiydik. Ama ne olmuştu da bana böyle soğuk davranmaya başlamıştı anlam veremiyordum. Dün tanıyamamış olabilir diyerek üzerinde fazla durmamıştım. Ama bugün artık tanıdığı halde kasıtlı olarak böyle davrandığına iyice ikna olmuştum. Ama yapacak bir şey yoktu.

Belki de evli olduğum için yanlış anlaşılmasın diyerek uzak duruyordu. Emin değildim... Daha fazla kafa yormadan çayımı hızlıca bitirmiştim.

Molanın bitmesine henüz yarım saat daha vardı. Şirkete gidip abdest aldıktan sonra mescitte öğle namazımı kılınca yarım saat hızlıca bitmişti. Toplantıya kaldığımız yerden devam etmiştik.

Gün hızlıca geçip gitmişti. Akif bey restoranda kısacık konuşmamızdan sonra yine aynı şekilde davranıyordu. Yabancı gibi. Ben hariç herkese normaldi. Bir tek bana karşı böyleydi. Anlam veremiyordum. Eğer sebebini öğrenemezsem içim rahat etmezdi biliyordum. Müsait bir zamanda bunu ona soracaktım. Cevap alamazsam da üstünde artık durmayacaktım. Bu proje ve bu sahte evliliğin kalan 6 aylık süresi bitince nasıl olsa buradan gidecektim...


-Eylül ben yatıyorum iyi geceler.

+Bu saatte mi saat daha 21:00, sen bu saatte uyumazdın?

-biraz halsizim, her yerim ağırıyor.

+geldiğinden beri hapşırıyorsun da grip oluyorsun galiba.

-sanırım. Neyse ben yatıyorum.

+dur yatma nane limon kaynatayım sana onu içip yat.

-ota filan gerek yok, ilaç içeceğim.

+hiç öyle deme bunu içmen hastalığını biraz da olsa önler. Sadece 5 dakika bekle yada istersen bekleme sen pijamalarını giyinirken ben hazır edip getiririm hemen.

-şimdi ne kadar yok desem de illa onu içireceksin biliyorum. Tamam gidip giyiniyorum.

Diyerek yukarıya çıkmıştı. Allah'tan nane ve limon evde vardı. Hızlıca Türkiye'den aldığım cezveyi alıp içine 1 bardak suya yarım limonun suyunu sıkıp kabuğunu da öylece içine koymuş, üzerine de nane koymuş kaynamasını beklemiştim. Bir kaç dakika sonra hazır olmuştu. Bir kupaya doldurarak Fahri'nin odasının kapısına bir kez tıklattıktan sonra içeri girmiştim.

Girdiğimde Fahri'nin uyuduğunu görmüştüm. Yanına yaklaşarak yatağının baş ucundaki komudine kupayı koyup Fahri'ye uyanması için seslenmiştim. Uykulu bir sesle;

-efendim? demişti.

+biraz doğrul da nane limonu iç.

-onu içmesem olmaz mı, tadı çok kötü.

+sırf içmemek için hemen yattın dimi. Hadi kalk çocuk gibi mızmızlanma bence.

-çocuk gibi ve mızmızlanmak?

+evet. hadi kalk. demiş, kalkmaya yeltenince yardımcı olmuş, eline de kupayı vermiştim.

Zorlansa da son yudumuna kadar içip bitirmişti.

+şimdi iyi geceler.

-sana da. Sabah beni erken uyandırmayı unutma lütfen, yarın önemli görüşmelerim var. Kalkamazsam geç kalmayayım.

+tamam şimdi iş düşünecek halde değilsin bence. Hadi güzelce uyu. Başka şeyleri kafana takma.

-bunu tamam olarak alıyorum. İyi geceler.

+iyi geceler...

~~~Sabah~~~

Alarmın sesiyle sabah namazına kalkmış abdest aldıktan sonra her zamanki gibi Fahri'yi de kaldırmıştım. İyi değildi, ayakta duramadığını söyleyip oturarak da olsa namazını kılmıştı. Namazımız bitince dua edemeden Fahri hemen kalkıp yatağına gitmişti.

+Fahri bence bugün işe gitme hiç iyi görünmüyorsun.

-gitmem lazım Eylül, önceden ayarlanmış önemli görüşmelerim var.

+saat kaçta görüşmen?

-saat 10'da.

+erkenmiş. Öğlenden sonraya al diyeceğim yine kabul etmeyeceksin biliyorum. Neyse sabah kaldıracağım. Seni işe ben götüreceğim, sadece o önemli görüşmeleri yapıp geri eve getireceğim. Tamam mı?

-Senin işin yok mu Eylül?

+varda izin alırım bir kaç saatliğine sıkıntı olmaz.

-tamam sıkıntı olmayacaksa iyi olur. Teşekkür ediyorum.

+tamam saat 09:00 da seni uyandırırım.

- sağol.

diyip kapatmıştı gözlerini... Ben de kendi odama gidip uyumuştum.

Sabah dediği gibi yapmış onu uyandırmıştım. Zorda olsa biraz bir şeyler yemiş sonra da onu şirkete götürmüş, görüşmelerini yaptıktan sonra da yol üstündeki bir hastaneye uğramış, doktorun yazdığı soğuk algınlığı ilaçlarını da eczaneden alıp eve dönmüştük.

Saat 12:00 ye geliyordu.. İşten 13.00'e kadar izin almıştım. Fahri'ye hızlıca çorba yapmış, çorbayı yedirdikten sonra doktorun yazdığı ilaçları içirmiştim. O tekrardan dinlenmek için uyuyunca bende işe gitmek için giyinip evden çıkmıştım.

Sabahki toplantıya gidemeyince, öğlenden sonra iş arkadaşlarımdan gelişmeleri almıştım. Neyse ki sakin bir gündü. Bugün dışarıda işim de yoktu.




~~~~~~bölüm sonu~~~~

düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Bu benim için önemli ☺️☺️🌸

AŞK / Hayallerin Ötesinde Where stories live. Discover now