64. Bölüm

2.9K 65 1
                                    

Cengiz, arabayı park etti ve gülümseyerek Melisa ve Mine'ye baktı.

"Haydi bakalım, deniz yolcusu kalmasın!"

Melisa, Mine'yi elinden tuttu ve onunla birlikte kaptanın yardımıyla yata çıktı. Gülümseyerek Cengiz'e baktı.

"Ben burayı tanıyorum galiba."

Cengiz, gülerek "tabi." dedi ve kolunu Melisa'nın beline sardı. Kaptana baktı.

"Haydi gidelim kaptan!"

Kaptan, "tamamdır." dedi ve dümenin başına geçti. Gemi demir aldı.

Cengiz, vişne suyunu çıkartıp bardaklara doldurdu ve Melisa'ya bakıp sırıttı. Ardından kulağına eğilip  fısıldadı.

"Şarap yerine vişne suyuyla idare edeceksin artık dokuz ay boyunca."

Melisa, gülümsedi ve vişne suyundan bir yudum aldıktan sonra Cengiz'in yanağına bir öpücük kondurdu.

"Çocuğumuz sağlıklı doğsun da ben dokuz ay değil bir ömür boyu içmesem de olur."

Cengiz, gülümseyerek karşılık verdi ve meyve suyundan bir yudum aldıktan sonra poşetin içinden kurabiyeyi çıkardı. Kapağını açtı ve masanın üzerine koydu. Ardından kurabiyeden birer tane aldılar.

Kurabiyeden birkaç tane daha alındıktan sonra Cengiz, kapağını kapattı ve gülümseyerek "bu kadar yeter."

"Yemeğe kadar tıka basa doymak istemeyiz değil mi?"

Melisa, gülümseyerek "istemeyiz." dedi gelen kokuları koklamaya başladı. "Balık mı bu?" diye sordu.

Cengiz de "aynen." diyerek ayağa kalktı. Eline bir dürbün aldı.

"Balıklar hazır olana kadar dürbünle uzaklara bakmaya ne dersiniz?"

Melisa, "güzel olur." dedi ve ayağa kalktı. Mine ile birlikte Cengiz'e yaklaştı.

Cengiz, gülümseyerek Mine'yi kucağına aldı ve onun dürbünle bakmasını sağladı.

Mine, bir süre baktıktan ve artık bakmaktan sıkıldıktan sonra dürbünü abisine geri verdi ve Cengiz de dürbünü Melisa'ya verdi.

Melisa, teşekkür ederek dürbünü aldı ve bir süre sonra dürbünü gözünden çekti. Kaşlarını çattı. Eliyle işaret ederek "şu gemi bize mi geliyor?" diye sordu.

Cengiz, Melisa gibi bir şeylerden şüphelenerek onun gibi kaşlarını çattı. "Bakayım." dedi ve Melisa'nın elinden dürbünü aldı. Ardından üzerlerine gelmekte olan yattaki adamlarının eli silahlı adamlar olduğunu anladı ve "içerin girin!" diye sesini yükseltti. Belinden tabancasını çıkarttı ve masayı devirerek siper aldı. İçinden "şimdi ayvayı yedik." diye geçirdi.

Bu sırada hem aşçı hem koruma olan Hasan, Melisa'dan tehlike olduğunu duyup elinde iki tane P90 ile yukarı çıktı. Sürünerek Cengiz'e yaklaştı. "Elimizde sadece bunlar var." dedi.

"Keşke yanıma keskin nişancı tüfeğimi alsaydım."

Cengiz, "neyse." dedi ve dürbünle baktı.

"Silahları bize doğrultmuşlar. Her an silahlar patlayabilir."

Cengiz, kaptana "yata yaklaş kaptan." diye seslendi. Ardından "işimiz zor olacak." dedi. P90'ı eline aldı. Üzerlerine birden ateş edilince bir süre siper almak zorunda kaldı ve ardından ateş açmaya başladı. Üzerine tekrar kurşunlar yağınca tekrar siper aldı ve aklına gemide yeterince silah olduğu geldi.

"Giysi dolabında fazlasıyla silah depolamıştım. Hemen oraya in ve silahları alıp buraya getir!"

Hasan, "emredersin!" dedi ve sürünerek aşağıya indi.

Bu sırada Cengiz de üzerine yağan kurşunlar azalınca siper aldığı yerden tekrar çıktı ve silahının tetiğine art arda bastı. Şarjörün bittiğini ve açık alanda kaldığını fark ettiğinde artık çok geçti. İki omzuna birden giren kurşunlar onu yere yıktı ve Cengiz, başını sertçe yere çarptı. Göz kapakları yavaşça kapandı.

🦌Bölüm Sonu🦌

Dizi Önerisi: 50M2
Kitap Önerisi: Ana (Maksim Gorki)
Film Önerisi: Çılgın Çocuklar serisi
Şarkı Önerisi: Fikrimin İnce Gülü

Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora