44. Bölüm

4.5K 97 15
                                    

Murat, "ne?" diye bağırarak ayağa fırladı.

O sıra da Cengiz de "neden?" diye sordu.

"Bir tanık sizin Akif'i vurduğunuzu söylüyor."

Murat, duyduklarıyla birlikte bir çizgi film karakteri gibi kulaklarından resmen buhar çıkardı. Kızardıkça kızardı ve daha fazla kendisini tutamayarak Servet'in yakasına yapıştı. Onu sertçe duvara yapıştırdı. "Ne diyon lan sen!" diye bağırdı.

"Akif benim kardeşim lan! Kanımdan bir parça. Onu öldürür müyüm sence? Beni koruman gerekmez mi senin lan şerefsiz?"

Servet, Murat'tan duyduklarıyla ve yakasına yapışmasıyla bir hayli sinirlendi. Tabancasını kafasına doğrultmamak için kendini zor tuttu. -Oyun henüz bitmemişti- Sakin gibi görünmeye çalışarak "biliyorum." dedi. Kendisine uzanan kolları tuttu.

"Ama ortada bir yalancı tanık var. Bu yüzden sizi tutuklamalıyım. Siz yine de telaşlanmayın. Avukatlarınız sadece bir tanık olduğu sürece sizi kurtaracaktır."

Murat, Servet'ten duyduğu sözlerle yumuşadı ve ellerini yakasından çekti. "Haklısın." dedi.

Araya Cengiz girdi.

"Emrindekilerden birisi hain."

Servet, başını aşağı indirip sonra yukarı kaldırdı. "Biliyorum." dedi. Sonra "merak etmeyin!" diye ekledi.

"O hain cezasını çekti."

Murat, "nasıl?" diye sordu.

Servet, önce güldü. Sonra sırıttı.

"Onu öldürüp Bahri ile birlikte gömdüm."

Murat, odada kalan Bahri'ye baktı. "Doğru mu?" diye sordu.

Bahri, başını aşağı yukarı salladı.

Murat'ın neşesi yerine gelmişti. Gülümseyerek "gidelim o zaman." dedi ve dışarıyı çıktılar.

Cengiz de onları takip edecekti ki Murat onu durdurdu. Üzgün üzgün suratına baktı.

"Sen Bahri ile birlikte Akif'in defin işlemleriyle ilgilen kardeşim!"

Cengiz, başını salladı ve Murat'ın arkasından bakakaldı. Korumaların hastaneye yerleştiklerini fark etti ve sonra gülümseyerek Bahri'ye başıyla işaret etti. Beraber hastaneden çıktılar.

Murat ise Servet ve diğer polisle birlikte ekip otosuna bindi. Melisa ve Gamze'yi uzaktan gördü. Kendilerini görememesi için dua etti ve duası Allah tarafından kabul olundu.

Gamze, Mine ve Melisa korumaların eşliğinde hastaneden uzaklaştı.

Murat, araba hareket ederken dışarı baktı ve sonra başını Servet'e çevirdi. "Hapiste ne kadar kalacağım?" diye sordu.

Servet, gülerek "çok değil." dedi ve başını Murat'a çevirdi. Memnuniyetle gülümsediğini gördü ve araba durana kadar bir daha konuşmadılar.

Araba ormanlık alanda durdu.

Murat, şaşırarak arabadan Servet ve diğer polisle indi. Etrafına bakındı ve kendisini kaçıracaklarını ya da saklayacaklarını düşündü ama yine de "neden buraya geldik?" diye sordu.

Servet, tabancasını eline aldı ve kollarını iki yana açtı. "Hatırlamıyor musun?" diye gülerek sordu.

Murat, başını sağ sola salladı. Kötü bir şeyler olacağını o an anlamıştı. Birden başında şimşekler çaktı. Ağrımaya başlayan başını tuttu Murat. O anda Servet'in kendisine tabancasını doğrulttuğunu gördü. "Hain!" diye tısladı.

Servet, sırıtarak "hain değilim." dedi.

"Ben görünüşte senin sadık adamın iken kalbimde hiçbir zaman senin adamın olmadım. Hep benim kahraman babamı öldüren adam olduğun aklımda kaldı. Seni hiç unutmadım. Seni öldüreceğim günü büyük bir umutla ve arzuyla bekledim."

Murat, geçmişten gelen bir şeyi hatırladı. "Ertuğrul!" dedi.

Servet, "babam!" dedi ve tetiğe üç kere bastı. Namludan üç kurşun çıktı. Birisi karına, birisi sağ göğüse, diğeri ise sağ omuza girdi.

Murat, kurşunların kendisini delik deşik etmesiyle geriye doğru tozun toprağın üstüne düştü.

Servet, Murat'a üç kurşun sıktıktan sonra sırıtarak derin derin nefes aldı. Sonra soğukkanlı bir şekilde paketini çıkardı. Bir sigara aldı. Sigarayı iki dudağının arasına götürdü. Yanındaki polis sigarayı yaktı ve Servet bir nefes çekti. 

Servet, sigarasını parmaklarının arasına aldı ve "ben kullanacağım Erhan." diyerek şoför koltuğuna oturdu. Erhan da yanına oturunca gaza bastı ve arabayı ormandan çıkardı.

📐Bölüm Sonu📐

Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)Where stories live. Discover now