47. Bölüm

3.7K 92 10
                                    

Cengiz, arabadan telaşla çıktı ve koşarak hastaneye girdi. Fellek fellek Behram'ı aradı ve sonunda onu buldu. Nefes nefese "Murat nasıl?" diye sordu. Behram'ın gözlerinin kan çanağı olduğunu gördü.

"Murat ölmedi de Behram Usta! Yaşıyor de Murat ne olur!"

Behram "durumu kritik." dedi ve hemen yanındaki banka oturdu. Cengiz'e eliyle yer gösterdi. "Otur!" dedi.

Cengiz, Behram'ın yanına oturdu. Yüzüne baktı. Ne söyleyeceğini merak etse de bir şey söylemeden sustu. Ama fazla susması da gerekmedi. Behram konuşmaya başladı.

"Murat'a bir şey olursa bu işler böyle kalmaz. Çabuk yıkılırız. Ama işleri birisi devralırsa sıkıntı yaşamayız."

Cengiz, şaşırdı ve ardından sinirle güldü.

"Murat orada can çekişiyor sen burada iş mi düşünüyorsun?"

Behram, kaşlarını çattı. "Evet." dedi.

"İş düşünüyorum. Çünkü Murat'ın işlerini birisi devralmazsa ölürüz. Başta da Murat'ın ailesi, yani senin ailen ölür! Bu yüzden işleri birisi devralmalı."

Cengiz, Behram'dan gözlerini ayırmadı. Kaşları çatık bir şekilde "kim devralacak?" diye sordu.

Behram, tebessüm etti. Cengiz'i işaret etti ve "karşımda duruyor." dedi.

Cengiz, başını yukarı kaldırıp aşağı indirdi ve "benden olmaz." dedi.

Behram, tebessüm etmeye devam etti ve "olur." dedi.

"Senin bu işi yapabileceğini tek bakışta anladım evlat! Ne diyorsun? Murat'ın görevini devralabilecek misin?"

Cengiz, "hayır." demeyi düşündü. Sonra aklına kardeşi, annesi, sevdiği kadın, babası ve Gamze geldi. Ağzı kapalı bir şekilde alt dudağını ıssırdı ve "ailemi korumaya talibim!" diyerek teklifi kabul etti. 

Behram, "güzel." diyerek ayağa kalktı.

"O zaman gel benle. Sana acilen işleri öğretmeye başlamalıyız."

Cengiz, ayağa fırladı ve şaşkınlıkla "Murat ne olacak?" diye sordu.

Behram, Selçuk'u fark etti ve başıyla Selçuk'u işaret ederek "Selçuk kalır." dedi.

Cengiz, Selçuk'a baktı. İki elini de omuzlarına bastırdı ve "Murat sana emanet." dedikten sonra Behram ile birlikte hastaneden çıktı. Behram'a baktı ve "nereye gidiyoruz?" diye sordu.

Behram, Cengiz'in arabasının ön koltuğuna otururken "galata kulesinin oradaki mekana." dedi ve kapıyı kapattı.

Cengiz, şoför koltuğuna oturdu ve anahtarı kontağa sokup arabayı çalıştırdı. "Ne yapacağız orada?" diye sordu.

Behram, küçük çocukların yaptığı gibi çiçek oldu ve bıyık altından gülerek "gidince görürsün." dedi.

Cengiz'in o an kafası karıştı. Murat can çekişirken Behram'ın bu kadar rahat davranmasına şaşırdı ve bu davranışı hazmedemedi.  Arabayı öfkeyle otoparktan çıkardı. Behram sessiz kaldıkça sinirlendi ve arabayı daha da hızlı sürdü. Kısa sürede galata kulesine ulaştılar.

Cengiz, arabayı boş bir yere park etti ve gözlerini Behram'a dikti. "Bu gizemli hallerini koruyacak mısın?" diye sordu.

Behram, gülerek "pek sayılmaz." dedi ve arabadan çıktı.

Cengiz de Behram gibi güldü ama sinirden ve belirsizlikten büyük bir sıkıntı duyduğu için güldü. Arabadan çıktı ve kapıları kilitledi. Behram'ın arkasından mekana girdi. İkinci kata çıktı ve Behram'ın arkasından bir daireye girdi. Şaşkınlıktan ağzı açık bir şekilde kapıyı sertçe kapattı. Bir süre sonra ancak konuşabildi ve "Murat?" dedi.

⚠️Bölüm Sonu⚠️

Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz