39. Bölüm

5.1K 115 8
                                    

Cengiz, telefondaki sesin Alan'a ait olduğunu anladı ve dişlerini hiddetle sıktı ama içeridekilere bir şey sezdirmemek için dışarıya çıktı.

"Mine'yi bırakmazsan senin yedi sülaleni sikerim la."

Alan, uzun ve çirkin bir kahkaha attı.

"Murat'ı ver, kardeşini al."

Alan'ın kendisine şart koştuğunu, kendisini tehdit ettiğini duyunca kan daha da bir beynine sıçradı ve  beynini de resmen delip geçti. O an Alan'ı öldürmek istedi.

"Mine'yi senden alacağım ve seni geberteceğim lan orospu çocuğu. Duydun mu beni?"

Alan, tekrar uzun bir kahkaha attı.

"Sen bana dokunamazsın Cengiz Doruk! Ama ben sana dokunurum. Murat'ı bana vermezsen Mine ölür. Mine ile de kalmam. Bütün sevdiklerini öldürürüm. Küçük kardeşinin ve diğer sevdiklerinin ölmesine izin vermeyeceksin değil mi?"

Cengiz, "vermeyeceğim." dedi ve yanına gelen Melisa'ya göz ucuyla baktı. Sonra telefondakine döndü.

"Derdin para mı, güç mü, şan şöhret mi? Neyse söyle! Ben onu ve diğer her şeyi sana sağlayabilirim."

"Ben hazıra konmayı sevmem Cengiz. Alacağım şeyi tırnaklarımla söke söke alırım. Yarın sabah, Murat'ı istediğim yere getirirsen Mine'yi alırsın."

Cengiz, ağzını açmıştı ki telefon kapandı. Cengiz, büyük bir hiddetle haykırdı. Alan'ı öldüreceğine dair kendi kendine söz verdi ve bu sırada yanına Murat geldi. Cengiz, Murat'a baktı ve elinde telefon olmasına rağmen elleriyle yakasından tuttu.

"Akif'e söyle, elini çabuk tutsun Murat. Yoksa Mine'yi öldürecek bu şerefsiz."

Murat, normalde kendisine böyle davranılmasına dayanamaz, o kişiyi oracıkta öldürürdü ama böyle davranan Cengiz idi. Bu yüzden Cengiz'e bir şey yapmadı. Başını aşağı yukarı salladı ve ellerini Cengiz'in ellerine götürdü ve yakasından çektirdi. Sımsıkı Cengiz'e sarıldı. "Onu bulacağız!" dedi. Bir süre sonra geri çekildi ve Akif'i aradı.

Akif, tek çalışta telefonu açtı. "Efendim abi?" dedi.

"Alan'ı bulabildin mi Akif?"

"Hayır abi ama en yakın zamanda bulacağım. Çok az kaldı. Cengiz'e söyle, hiç meraklanmasın! Mine için ve senin ve senin bütün sevdiklerin için canımı bile veririm ben."

Murat, "eyvallah" dedi ve göz ucuyla Cengiz'e baktı.

"Elini çabuk tut Akif! Zamanla yarışıyoruz."

Akif "tamam abi." dedi ve Murat'ın telefonu kapatmasından sonra telefonu tekrar çaldı. -Arayan Servet idi- Bekletmeden açtı ve "efendim?" dedi.

"Alan'ın yerini buldum Akif. Beylikdüzü'nde bir depoda ama Mine burada olmayabilir. Alan'ın çok az adamı var. Buraya tek başına gel. Yoksa dikkat çekeriz ve adamlar çil yavrusu gibi dağılır. Elimiz de boş kalır!"

Akif, "tamam." dedi ve tam adresi öğrendikten sonra telefonu kapattı. Adres, Akif'in olduğu yere yakındı. Hem de çok yakındı. Bu yüzden arabasına atlamasıyla depoya gitmesi bir oldu. Arabasını deponun araba girişinin önünde durdurdu. Telefonunu torpido gözünden aldı ve Servet'i aradı. Telefon açılınca da "ben geldim." dedi.

"Sen neredesin?"

"Deponun içindeyim. Hemen sen de içeriye gel!"

Akif, "tamam." dedi ve sonra etrafına baktı. Ortalık çok sessizdi. İçine kötü bir his doğdu. Sonra bu hissin korku olma ihtimalinden korktu. Çünkü o hiçbir şeyden korkmazdı. Burnunu çekerek arabanın kapısını açtı ve arabadan çıktı. Deponun büyük kapısını yukarı kaldırdı. Kaldırdığı an Azrail'in yer yüzündeki gölgelerinden birisiyle karşı karşıya geldi.

Azrail'in yer yüzündeki gölgesi elindeki susturuculu tabancanın tetiğine art arda bastı.

Akif'in, göğsüne üç, karnına ise dört mermi girdi. Yedi mermi Akif'in bedeninde ciddi, hem de çok ciddi ve hayati yaralar açtı.

Akif, yıkılmadan önce Azrail'in gölgesinin yüzüne baktı. Azrail'in gölgesinin Servet olduğunu açı içinde fark etmesi çok uzun sürmedi ve yere yıkıldı. Gözleri yavaşça kapandı.

Servet, Akif'in bedeninin yanında gitti ve sırıtarak Akif'in gözlerini kapatan yüzüne baktı. Sonra da telefonunu cebinden çıkardı. -Bu kullandığı gizli telefonuydu- Telefonunun rehberinde bulunan tek numarayı aradı.

"Görev tamam Alan Bey!"

🖌Bölüm Sonu🖌

Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)Where stories live. Discover now